26#

3.2K 384 73
                                    

(Standing in the fire next to you, oh)

*

Jimin ve Taehyung tekrardan çetenin yuvası haline gelmiş eve geldiklerinde, Suga da oradaydı. Hoseok yine bir şeylerle uğraşmak için yok olmuştu. En azından beta öyle söylemişti eve girmeden önce. Jungkook da ortalıkta yoktu. Bu biraz Jimin'i rahatlattı. Alfayı görmeyi kaldıramayabilirdi.

Jimin artık sadece uyumak istiyordu ama nerede yatacağını bile bilmiyordu. Ona yer var mıydı ki? Taehyung, sokak arasında Jimin'in dediği şeyden sonra hiçbir şey dememişti. Dönerlerken ortam biraz gerilmişti. Jimin, betanın onun hata yaptığını düşündüğünü, kaçması gerektiğini biliyordu ama yapacak bir şey yoktu. İstediğini düşünebilirdi. Jimin, kaçmanın bir çözüm olduğuna inanmıyordu. Taehyung eve girer girmez kendi odasına girmişti zaten.

Mutfağı temizleyen omegaya yaklaştı. "Ben nerede yatayım?"

Yoongi, arkasını döndüğünde gözleri yorgun bakıyordu. Jimin, diğer omeganın onunla kızgınlığında ne kadar ilgilendiğini biliyordu. Hiç tanımadığı bir omegayla ilgilenmek zorunda kalmış, ona zorla yemek yedirip su içirmişti. Büyük bir minnet borcu vardı Jimin'in. Ona bir şekilde teşekkür etmenin yolunu bulacaktı.

"Sen benimle kalabilirsin şimdilik, Hoseok bir süre gelmeyecek." dedi Suga sessizce tezgahı silmeye devam ederken. Jimin, Hoseok'un nereye gittiğini merak etti ama karşısındaki adam bu konu hakkında konuşmaya pek hevesli değil gibi duruyordu. Taehyung da dönerlerken söylememişti. Çok da umrunda değildi açıkcası. Kafasıyla onayladı, ardından omeganın odasını aramak üzere koridora gidiyordu ki arkasından gelen sessiz sesle durdu.

"Onun da duyguları var, biliyorsun değil mi?"

Jimin kimden bahsettiğini biliyordu. Hafifçe arkasını döndü. Yoongi elindeki bezle Jimin'e bakıyordu şimdi. "Biliyorum."

"Senin hayatının ne kadar değiştiğinin ve bu durumun senin için ne kadar zor olduğunun hepimiz farkındayız Jimin, inan bana. Hiçbirimiz böyle olsun istemezdik." derken, yavaş ve sakindi.

"Ama Jungkook senin düşündüğün kadar kötü biri değil. Hepimiz gibi bir insan, o yüzden lütfen sen de ona bir insanmış gibi davran."

Jimin'in kaşları çatıldı. "Nasıl davranmışım ki ona?"

Şimdi Yoongi gözlerini kaçırıyordu. "Eve geldiğimde sinirden gözü dönmüştü ama ben onun bu halini bilirim. Onu üzecek bir şeyler demişsin diye düşünüyorum."

Jimin'in sinirleri tepesine çıkmaya başlamıştı yine. "Ne yani? O istediğini diyecek, yapacak ve ben susacak mıyım?"

Yoongi araya girmeye çalıştı. "Tabii ki hayır Jimin, tek anlatmaya çalıştığım şey Jungkook'un durumunun da zor olduğu ve-"

Jimin bir anda patladı. "Durumu zor ha? Benimki kadar zor mu gerçekten? Burada olmam, hayatımın boka sarması her şey onun suçu. Üzgünüm ama az bile diyorum."

Duraksadı. "Keşke Jungkook'la hiç tanışmak zorunda kalmasaydım!"

Jimin dediği şeyin ağırlığını biliyordu. Ağır konuştuğunu biliyordu ama kendini tutamıyordu işte. Herkes onun sabrını sınıyor gibiydi. Güya kimse üstüne gitmeyecekti. Etrafındaki insanlar işinden atılıp, bir gecede bütün kariyerini kaybettiğini ve yakalamaya çalıştığı adamın evinde kızgınlığa girdiğini unutuyordu herhalde. Sabrı kalmamıştı.

Yine de her şey hakkında alfayı suçlamasının adil olmadığını biliyordu. Jungkook'la tanıştığına pişman olmadığını da biliyordu. Tam ağzını açıp, lafını geri alacaktı ki, Suga'nın gözlerinin Jimin'in arkasına odaklanmasıyla dondu kaldı.

Standing Next To You | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin