21#

4.1K 422 147
                                    

(They can't divide us)

*

Jungkook, üç gündür hiç uyumamıştı.

Bu sürede ne mi yapmıştı? Elleri kandan görünmeyecek hale gelene kadar kum torbasını yumruklamıştı. Kum torbası patlayınca da duvarı yumruklamaya başlamıştı ki, Jin'in bağırmalarıyla durdu.

Jimin, Jeon Çetesi'nin bodrumdaki apartmanına geleli ve kızgınlığa gireli tam üç gün olmuştu.

Omeganın bağırışları, alfanın aklını yitirmesine sebep olmuştu. İkinci günün akşamı, Jimin'in yine "Alfa, neredesin?" diye bir ağlaması sonucu, neredeyse içeri dalacaktı ama Suga ve Jin onu durdurmuştu.

Jimin'in odasından sızmayı başaran azıcık koku bile, alfayı mahvediyordu. Söylemek istemediği kez kadar duşa girmişti.

Duşta kendisini Jimin'in yanında hayal edip dinmek bilmeyen ereksiyonuyla ilgilenirken, açıkcası vicdan azabı bile duymuyordu.

Bu sırada çetenin evinde bunlar yaşanırken, Kore medyasında yer yerinden oynamıştı.

Jimin'in Suga ve Taehyung'u çıkardığı görüntüler, emniyetin arka taraftaki kamerasından yakalanmıştı. Bu da Jaemin'in işiydi, yoksa Jungkook normalde kameraları devre dışı bırakmıştı. Bu orjinal görüntü değildi, diğer alfanın kendi kamerası olmalıydı. Tabii ki bunun orjinal olmadığını bilecek tek kişi Jungkook'tu. Küfretti.

Taemin'i etkisiz hale getiren kişinin Jungkook olduğu ve Jimin'i tutarak arabaya götürmesi üzerine milyonlarca soru doğmuştu insanların akıllarında.

Park Jimin, en başından beri Jeon Çetesi üyesi miydi? Yoksa, çete onu tehdit mi etmişti? Polis, nasıl ellerini kollarını sallayarak emniyetten çıkıp gitmelerine izin vermişti? Jimin'i soruşturmanın başına kim atamıştı?

İnternet de televizyondan günlerdir bu haberle çalkalandığından, işler gerçekten çok sinir bozucuydu.

Jimin'in bu bokluğa karışmasını hiç istememişti Jungkook. Ama babası her zamanki gibi Jungkook'a zarar vermek için her fırsatı kolluyordu.

Ruh eşi olduklarını öğrenmese, Jimin'in kendi evine saldırması anlamsız olurdu. Çünkü omeganın zaten hareketlerini istediği gibi kontrol edebiliyordu emniyetteki adamları sayesinde. Bu da demek oluyordu ki, biri ötmüştü ve Jimin'in ruh eşi olduğu bilgisine ulaşmıştı Jaemin. Ya da dinleme cihazları? Her ne boksa, babası kesinlikle bilmemesi gereken bir şey öğrenmişti şimdi. Yanına Lee çetesini katması ise hiç iyi olmamıştı. Jungkook kendi kendine güldü. O piç Lee Minho'yu hiçbir zaman sevmemişti zaten. Şimdi diğer alfayı öldürmek için gerçek bir sebebi vardı.

Jungkook'un değer verdiği şeyleri ele geçirip, alfaya acı çektirmeyi seviyordu, bunu bir oyun olarak görüyordu Jaemin. Kan ve parayla oynanan karanlık bir oyun, daha önce ablasını öldüren tehlikeli bir oyundu. Şimdi, Jimin'e de aynısını yapmak isteyecekti. Biliyordu babasını.

Jimin'i Jungkook'un zayıflığı olarak görecek ve Jungkook için Jimin'i öldürmek isteyecekti. Kendince alfanın daha güçlü olması için ona yardım ediyordu. Ne büyük şakaydı ama.

Jungkook bir yandan, Jin'in yaralı ellerini sarışını izliyor, bir yandan bunları düşünüyordu. Eğer Jimin, o gün onlarla gelmeseydi, neler olacağını düşünmek bile istemiyordu. Belki de Hoseok'un Jimin'e saldırması iyi bile olmuştu. Alfayla görülmemiş bir hesapları olduğunu hatırladı sonra sadece.

Önünde sakince oturan Jin konuşunca, düşüncelerinden biraz da olsa sıyrılabildi. "Bir daha boks falan yok Jungkook. Derinin üst tabakasını tamamen parçalamışsın, eğer iyileşmesine izin vermezsen, kalıcı hasar olabilir."

Standing Next To You | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin