(Standing next to you)
*
Jungkook'un tehditiyle Jimin titredi. Çünkü biliyordu. Jungkook'un dediğini yapacağını biliyordu.
Gözleri birbirlerinden ayrılmazken Jimin, sonunda bir şeyi fark etti.
Bu asla ortaya çıkmayan, kimsenin bırak yakalamayı, doğru dürüst göremediği alfayı Jimin ve sadece Jimin görebiliyordu. Ne zaman yalnız olsa, alfa beliriyordu. Jeon Jungkook, gerçekten Jimin'e saplantılı olmuş olabilirdi.
Aradığı koz, Taehyung falan değil, ta kendisi olabilirdi.
Jimin'in aklından bunlar geçerken, etraflarındaki müzik sesi iyice yükselmiş, onları kendi dünyalarından ayrılmaya zorluyordu. Kafasında, artık ne yapması gerektiğini biliyordu. Ondan uzaklaşmış olan alfaya yaklaştı.
"Jungkook, seninle bu konuyu çözmek istiyorum, dışarıda konuşalım." dedikten sonra arkasına bile bakmadan arka kapıya doğru yöneldi. Alfanın onu takip edeceğini biliyordu. Öyle de oldu.
İnsan selini aşıp, dışarıya açılan kapıyı araladığında, burnuna dolan temiz havayla biraz rahatladı. Sokak lambaları bu dar sokağı loş bir şekilde aydınlatmış, bir köpek de tam diğer sokağa dönüyordu.
Arkasını döndüğünde, kapı kapanmış. Jungkook da kapanan kapının üstüne yaslanmış öylece duruyordu. Elinde Jimin'den çaldığı silah vardı. Sadece elinde döndürüyordu. Sanki elinin bir uzantısı gibiydi. Jimin silahlarla bu kadar haşır neşir olmak için nasıl bir manyak olması gerektiğini sorgulamadı alfanın. Kollarını bedenine sardı. Derin bir nefes aldı.
"Ruh eşi olduğumuzu biliyorsun, ama bu olabilecek bir şey değil, hatta hiç olmaması gereken bir şeydi." derken gözleri onu izleyen alfanın üzerindeydi. Aklındaki şeyi yapacaksa, çok dikkatli olmalıydı. Çünkü karşısındaki kişi, normal biri değildi.
"Omegamın seni istediğini inkar etmeyeceğim," dedi Jimin kafasını dikleştirirken. Jungkook da, Jimin'in bu sözü üzerine biraz daha diklenmiş görünüyordu. Gözlerinde sinirli bakış Jimin'in tek lafıyla biraz yumuşamaya başlamıştı. "Ama her ne kadar kurtlarımız birbirini istese de, biz beraber olamayız, bunu sen de biliyorsun."
Jungkook sessizliğini bozdu. "Beraber olabiliriz, sadece benimle gelmen gerekiyor."
Jimin gözlerini devirip, olay çıkarmamak için kendini zor tuttu. Egoist ve kendini beğenmiş bu alfa, bir omeganın bu konuma gelmek için neleri feda etmiş olabileceğinden bihaberdi. Cahilliği ve umursamazlığı çok sinir bozucuydu.
"Bunu yapamam. Senin yaptığın şeyleri desteklemiyorum." Hatta fark etmediysen seni yakalayıp hapse tıkmaya çalışıyorum, da demek istedi Jimin ama tekrardan dilini ısırdı. Sabır, sabır.
Jungkook ise, şimdi sinirini tamamen kaybetmiş, yaslandığı yerden düzelmiş, Jimin'e doğru gelmeye başlamıştı. "Desteklemene gerek yok, sessizce yanımda otursan yeter güzelim." Derken o bile ileri gittiğinin farkındaydı ki, alaycı gülümsemesi dudaklarında tekrardan belirmişti.
"Ya da onun yerine, tam şu anda benimle beraber olursun ve ikimiz de birbirimizi unutup yolumuza devam ederiz." dedi Jimin bir kaşını kaldırarak. Sesi titremeden bu cümleyi kurabildiğine sevinmişti.
Jungkook ise bunu hiç beklemiyor olacaktı ki anlık gülümsemesi donakaldı yüzünde. Ardından zaten tehlikeli olan bakışları karardı. Kokusu da yoğunlaşmıştı.
"Unutma lafını siktir et, ama beni istiyorsan, sana hayır demeyeceğim."
Jimin gözlerini kapattı. Derin bir nefes daha aldı. "Biliyor musun, şu an sadece birini istiyorum. Ve o kişi eğer barda tanıştığım bir alfa olmayacaksa, sen bile olursun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Standing Next To You | Jikook
Fanfictionİlk omega baş dedektif Park Jimin, yıllardır ülkedeki en büyük suç örgütünün ünlü lideriyle sonunda denk gelir. Ne var ki ülkenin en büyük suçlusu onun ruh eşidir. omegaverse, uygunsuz içerik 19.12.23 jikook #1