Standing Next to You | Jikook

5#

(All night long we flock to this
Screaming, I testify that)

*

Tamı tamına iki ay daha sessiz sedasız geçmişti.

Jimin'in Jungkook'la en son iletişimi kapısının önüne bırakılan küpeler ve nottu. Ama Jimin'in üzerinde sürekli izleniyormuş hissi vardı ve bunu çözememekten manyak olmuştu. Ama omegası biliyordu, bir şekilde alfaları onları izliyordu. Nereden ve nasıl olduğunu anlamasa da hissediyordu. O zamandan beri ne Jungkook'tan ne de çetenin diğer üyelerinden çıt çıkmamıştı lakin.

Jimin, Jeon çetesinin bağlantılı olabileceği uyuşturucu çetelerini keşfetmiş, ama baskın yapmak için gittiğinde yine eli boş dönmek zorunda kalmıştı.

Aklı almıyordu.

Son zamanlarda çok daha dikkatli olmasına rağmen bir şeyleri gözünden kaçırıyordu. Kaçırıyordu ki sürekli duvarlara toslamak dışında bir şey yapamıyordu.

Neredeyse bütün organizasyonları kendi takımına getirtebildiği Taemin ve Taehyung'la yapmasına rağmen, bir şekilde operasyonlarından önce mekanlar temizlenmeye devam ediyordu. Daha bir gün önce ajan yolladığı yerler, bağlantıları olduğuna emin olup haftalarca araştırdığı yerler, kanıt toparlayabilecekleri anda ortadan kayboluyorlardı.

Jimin ilk seferde üstlerinin işin içinde olduğuna kanaat getirip ikinci operasyonu tamamen fevri yapmasına rağmen sonuç aynıydı. Mekanlar sanki hiç varolmamışcasına boşalıyordu.

İkincisinden sonra evinin ve ofisinin böceklendiğini düşünmüştü ve her yeri metal dedektörleriyle kendisi aramıştı. Ofisinde birkaç tane kamera ve kayıt cihazlı böcek bulduğunda sorunu çözdüğünü sanıp rahatlamıştı ancak içinden aslında bunun yeterli olmadığını biliyordu.

Çünkü ofisinde konuşmadığı ayrıntılar vardı. Veya evinde araştırdığı kanıtların bazılarının ortadan kaybolması.

En yakınlarından biriydi ona ihanet eden. 2. Operasyondan sonra bundan artık emindi. İçi acıyordu.

Taehyung ve Taemin hariç her detaya hakim kimse yoktu. Ha bir de Jimin.

Ama girecekleri mekanın tuvaletine daha önceden ajanlarının gizlice sakladığı ses kayıt cihazları bile gidince, Jimin emin olmuştu.

Jeon ve çetesi ne kadar güçlü ve zeki olurlarsa olsunlar, o kadar detayı kendi başlarına fark etmeleri mümkün değildi.

Dün başarısızlıkla döndükleri operasyondan sonra odasında kafasını masasına yaslayarak otururken bu acı gerçekle yüzleşiyordu.

Kapısı açıldı ve alfayla beta içeri girdiler.

"Hey, salak. Başarısız olduk diye vazgeçecek değiliz herhalde. Kalk da işini yap." dedi Taemin sert bir şekilde elini Jimin'in yaslandığı masaya vururken.

Taehyung arkadan Taemin'i omzundan tutup geri çekti. "Sakin ol. Gergin olması normal. Yine ucundan kaçırdık onları."

"Çek o elini, yoksa kırıp götüne sokarım." dedi Taemin de gülümseyerek Taehyung'a. Beta hızlıca elini geri çekti. Kaşları çatıktı ikisinin de.

Jimin sessizce konuştu. "Çok emek vermiştik. Kim Namjoon'un bile o mekanda olacağından emindik ama bir şekilde kaçırdık. Bunun acısını biraz çekmeme izin verin." dedi ikisinin de tepkilerine bakarken.

Taemin keyifsizce güldü. "Sen acı çekerken başka bir soygun yaparlarsa ne olacak prenses? Ağlayacaksan oynamayalım."

Taehyung gözlerini devirdi. Bu ikili hiç anlaşamıyorlardı. Ama birlikte çalışmak için ellerinden geleni yapmışlardı, Jimin'e organizasyonları düzenlemede çok yardımcı olmuş, ajanları kendi elleriyle seçmişlerdi.