8#

5K 471 218
                                        

(Standing next to you
Standing in the fire next to you, oh)

*

Jungkook, sigarasından derin bir nefes daha çekerken karşısındaki kişi çıldırmak üzereydi.

"Daha ne kadar sorumsuz olabilirsin? Kan kaybından ölürsen ne olacak ha? Buna değer mi seni gerizekalı!"

Suga endişe içinde Jungkook'un kan kaybettiği odada dolanıyordu. Jungkook ise hiçbir şey umrunda değilmiş gibi iyi olan koluyla sigarasını içmeye devam ediyordu.

"Beni alt edebilmesi çok zevkli değil mi ama?" derken gülümsüyordu. Suga kafayı yiyecekti. Endişeli dolanmasını bırakmış şimdi duraksayıp Jungkook'a yaklaşıyordu.

"Bugün burada yaşananları Lee'lerden nasıl saklayacağımız hakkında bir fikrin var mı? Birden onların kulübüne gelip olay çıkaramazsın. Sana gelmeyelim dedim, onu bize getirelim dedim ama hayır, hep senin dediğin olacak."

Jungkook gözlerini devirdi.

"Omegam o kadar yakınıma gelmişken, kendi gözlerimle planını görmesem olmazdı." derken tembel gülümsemesi yüzünde duruyordu. Gözleri kapanmıştı. "Ayrıca sana gel diyen olmadı, sen peşime takıldın."

Suga de sinirle gözünü kapattı. Başı ağrımaya başlamıştı. Odada yankılanan telefonun sesiyle kendine geldi. "Evet, arka odalardayız. Çabuk ol, çok kan kaybetti. Evet. Tamam, seni getirecek Hyunjin."

Alfanın yanına gidip deri koltuğa oturdu ve yarasına Jungkook'la birlikte baskı yapmaya başladı.
Yorulduğu belliydi. Vücudu ter içinde kalmıştı ve kesik kesik nefes alıyordu. Oda sessizdi şimdi.

Jungkook, Jimin'le tanıştığından beri işler boka sarmaya başlamıştı.

İlk tanıştıkları günden sonra Jungkook, toplantılarından önce herkesten habersiz Jimin'in yani aynı zamanda onları yakalamaya çalışan baş dedektifin evine girmişti. Tek başına.

Namjoon'un adamlarından onu gören birileri olduğundan takip etmişler, ve alfayı öyle o evden öldürülmeden çıkarabilmişlerdi.

Jimin onu vurmasına rağmen gülümsüyordu. Herkesin ona kızmasını hiç duymamış gibiydi. Çünkü hiç umrunda değildi.

Jungkook hep dengesiz biriydi.

Onun yanında olmak ateşle oynamaya benziyordu. Aranız iyiyse ve iyi anlaşıyorsanız dünyalar sizin olurdu, ancak dikkatli olmazsanız hem sizi hem etrafınızdaki her şeyi yakardı.

Suga'nın tanıdığı en zeki insandı, hem zekiydi hem planlayıcıydı, hem de çok iyi bir liderdi. Değer verdiklerini korumak için her şeyi yapardı. Her şeyi.

Bütün organizasyonu kendi başına kurmuştu, kendi bağlantıları, kendi tanıdıkları, kendi birikimiydi her şey. Her şey aslında Jeon Jungkook'un eseriydi.

Ama Jungkook, ateşle oynamanın yanı sıra ateşin ta kendisiydi. Yandığı zamanlar haricinde, başedilmesi çok zordu. Özellikle organize hareket etmesi gereken bir suç örgütünün başıysanız, stabil olmanız da gerekirdi. Ama stabilitenin s'si yoktu alfada.

İşte çetenin diğer üyeleri de burada devreye geliyordu. Her şey aslında onun güvenliğini ve düzenini sağlamak içindi.

Hiçkimse daha Jungkook'un en güçlü bankaların, devlet kurumlarının güvenlik sistemlerine nasıl hiçbir iz bırakmadan girdiğini çözememişti. Alfa, operasyonlarını üzerine kuracakları bilgileri, sanki dünyanın en kolay işiymiş gibi devlet kurumlarının hesaplarını hackleyerek, ya da kişisel banka hesaplarının dökümanlarını ortaya çıkararak elde ediyordu. İnsanlara gösterse bile ona çok basit gelen o işlemi birçok kişi çözmeye yaklaşamamıştı. Namjoon bile anlamaya daha yeni yeni başlıyordu. 6 sene sonra.

Standing Next to You | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin