Bu bölüm, yeni hikayem için sizlere ulaştırmak istediğim bir çağrıdır. Yazı dilimi beğenen herkese, farklı bir beni göstermek adına yeni kurgumu sizlere tanıtmak istedim. Bu yüzden ilgisi olanları yeni hikayeme beklerim :)
Bölüm haberini görenler umarım hayal kırıklığına uğramamıştır. Aksine, yeniden buluşacağımız için mutlu olmanızı istiyorum. Hüzünlü hikayemizden kopup fındık bahçelerine adım atacağınız yeni hikayeme herkesi beklerim. Desteğiniz ve yorumlarınız benim için paha biçilemez. Yasak Fındık, tamamen farklı bir dille yazdığım ve üzerine çok farklı hisler katarak yazdığım farklı bir kitap. Sizler için aşağıya ufak bir alıntı bırakıyorum. Umarım beğenir ve yorumlarınızı iletirsiniz. Sizlerle buluşabilmek için yazmaktan asla vazgeçmeyeceğim. Sizler, benim hayalimsiniz. Ben de sizin umut ışığınız, bunaldığınız anda sığınabileceğiniz bir omuz ve gülmenizi sağlayacak satırlar olmak istiyorum. Sizleri seviyorum...
Yasak Fındık
Birbirlerine olan nefretin yıllar öncesine dayandığı söylendiğinde bu atıfa kimse inanmayabilir... Düşman olan bu iki aile, kimseyi inandırma gayesi gütmeden birbirlerinden nefret etmeye devam etmişlerdir. Birbirlerine olan nefret, zaman zaman yerini kıskançlık, hasetlik ve yolsuz çatışmalara bırakmış olsa da onlar halen daha aynı şehirde yaşayan tanınmış kişiler olmaya devam etmektedir.
Zade ve Haszade aileleri... Kimin kimi daha çok çekemediğini almış oldukları soyadlarından bile anlaşılmaz olurken ortada büyük bir sorun belirir ansızın... Aslında birbirine ihtiyacı olan ama asla bu işbirliğini kabul etmeyen düşman aileler için çözülmesi gereken en büyük sorunun çocukları olacağını bilememişlerdir.
Tırpanların silah olarak kullanıldığı çatışmada, burnundan soluyan iki aile gözlerini birbirlerine nefretle kenetlerken ortalıkta gözükmeyen iki kişiyi fark edememişlerdir. Ortalıkta gözükmeyen ve birbirlerine ezelinden beri yasak olan bu ikili, aynı ortamda ve aynı yatakta bulundukları gece iki soyun da sonu belirlenmiş gibiydi.
Tırpanlar bilensin. Uzun zamandır çıkması beklenen savaş her an çıkmak üzere. Tırpanı olmayan geniş bir fındık dalının ardına saklasın bedenini. Zira korkaklar için bu savaş epey korkutucu olacak.
Daha da merak edenler için;
Dikkatle incelediği kadına bakarken hayıflanarak "Beni kendine çekmekten vazgeç!" kadına bakarken daha çok kendisini uyarıyordu. Duramayan asıl kendisiydi! Söylediklerinin aksine bir an bile kadından uzaklaşamayarak iradesinin ne kadar zayıf olduğunu göstermiş oluyordu. Serzenişlerinin arasında kadının kıvrak bedenine dokunurken onun tüm vücudunu keşfetmekten de geri durmamıştı. Tekrar kadının yüzünü öpmeye başladığında kadının nahoş sesi kulağına dolmaya başladı.
"Bu gece hiçbir şey yasak değil! Sadece sen ve ben varız," o sırada yanağında takılı kalan dudaklarını çekerek kadına baktı genç adam.
"Bakalım sen ve ben yalnız olunca neler yapabiliyoruz," dedikten sonra keşif gezisine gülerek ve çeşitli oyunlar oynayarak devam etti.
Tüm vücuduna öpücükler konduran adamı uzaklaştırmak istemediği için kendine kızıyordu Ahu. Ama ona ne söylemişti? Bu gece sadece o ve kendisi olacak derken yalan söylememişti. Ailelerinden uzak, onların yargıları olmadan ya da akrabalarının nefret dolu yorumları olmadan bu gece bu adamı öpebilirdi.
Vee tanıtımımız;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehvetin Esiri
General FictionGidenin beni bulmadığı bir dünyada toy halimle hayata tutunmaya çalışırken bir gecede tüm hayatım değişti. Attığım çığlıklar susturuldu, gözyaşlarım görmezden gelindi ve canıma can katarak ölümün eşiğine doğru sürüklendim. Yaşatmam gereken bir konum...