Bu bölüm bazı şeylerin başlangıcı, bazı şeylerin sonu. O yüzden bu bölümden sonra biraz bekleyeceğim. Olayların sindirilmesi için böyle yapacağım. İyi okumalar...
Şarkıda ki "Günahımın ilk izi," kısmı çok güzel değil mi? Çok şey anımsatıyor...
Yatağa girmiş ve örtüyü boğazıma kadar çekmiştim. Panik halinde olmamın iyi bir gerekçesi yoktu ki. O halde neden titriyordum? Bunun cevabı belliydi. Murat'ın anlam veremediğim bakışları beni bu hale getirmişti.
Derince aldığım nefes ağzımdan titrek ve parça parça çıkıyordu. Kendimi telkin edip yatıştırmaya çalıştığım beş dakikanın ardından yataktan hızla kalktım. Korkmamalıydım. Hiçbir şey yoktu. Sarhoş gözükmese de alkolü biraz fazla kaçırmış olmalıydı. Yoksa Atahan ona neden destek oluyordu ki? Evet, evet. İçkiyi fazla kaçırmıştı.
Aslında bu da kötüydü. Yanıma gelmeye kalkarsa ne yapacaktım? Kapının yanına titrek adımlarla gidip kulağımı kapıya dayadım. Elimin biri kapı kulpunu tutarken diğeri kulağımın yakınlarında tahta kapının yüzeyinde duruyordu.
Kulağımı kapıya bastırmama rağmen tek bir ses dahi duyulmuyordu. Rahat bir nefes alıp kulağımı kapıdan çektim. Odasına gidip sızmıştı işte. Korkacak bir şey yoktu. Yatağa tekrardan girip bu sefer kuşku olmadan rahatça başımı yastığa koydum.
Aldığım duşun etkisiyle mayışmaya başlamıştım ki tuvalet ihtiyacım idrar kesemi zorlayıp beni kıvrandırmaya başladı. Bu gece rahat uyku yok muydu bana?
Üzerimdeki mayışmanın gitmemesi ümidiyle hızla banyoya girdim. İşimi halledip ellerimi yıkadım. Banyo kapısının kilidini açtıktan sonra kapıyı kendime doğru çektim. Odaya adım atacağım esna da yatağımda oturan Murat'ı görmemle olduğum yerde kaldım. Yattığını sanarken fena halde bocalamıştım.
İki ayağını aralamış birleştirdiği ellerini de oraya yerleştirmişti. Bakışları yerdeydi. Kapının sesini bile idrak edememişti. Yorgun muydu? Ya da hasta? Çok garip davranıyordu.
Yerdeki bakışları ayaklarımdan başlayarak yüzüme doğru çıktı. Sanki kapının eşiğinde durduğumu hissetmiş gibiydi.
Gözlerimin içine baktığında hiç bakmamış olmasını dileyecek kadar ürkmüştüm. Tanıdık bir şeyler vardı. Gözlerinde korkmamı sağlayan izler vardı.
"Neden geldin?" Sesim içime kaçmamış aksine güçlü çıkmıştı. Gecenin bu saatinde burada olmasının iyi bir sebebi olmalıydı. Aksi takdirde güçlü sesim bir hiç olarak havada asılı kalacaktı.
Hala gözlerime bakan adama ne diyeceğimi bilememiştim. Sürekli yüzüme baktığı dakikalar sonrasında bile ağzını açmamıştı.
"İyi misin?" Yerimden kıpırdamıyordum. Bir elim hala kapının kulpunu tutuyordu.
"Kapıyı tutmayı bırakacak mısın?" Bakışları bu sefer elime kaymıştı. Bu nasıl bir soruydu?
"Ne alaka? Cidden neyin var senin?" Yine cevap alamadığım sorunun ardından sinirlenmeye başlamıştım. Gecenin bu vaktinde tuttuğum kapı kulpunu sorgulamaya mı gelmişti?
Yataktan kalktığında istemsizce gerilemiştim. Kapını eşiğini bir adımla geçip banyonun içinde kalmıştım. Kapı kulpunu daha çok sıktım. Ondan güç almak istercesine sıkmıştım. Bir demir parçasından güç almak... Çaresizlerin işiydi.
Kafasını camdan dışarıya çevirmişti. Gözlerini kısmış dışarıda bir şeye bakıyordu. Gözlerimi ondan çekerek cama çevirdim kafamı merakla. Dışarıya baktığımda normalinden farklı bir şey yoktu. Her gece gördüğüm bahçe, orman ve hava vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehvetin Esiri
General FictionGidenin beni bulmadığı bir dünyada toy halimle hayata tutunmaya çalışırken bir gecede tüm hayatım değişti. Attığım çığlıklar susturuldu, gözyaşlarım görmezden gelindi ve canıma can katarak ölümün eşiğine doğru sürüklendim. Yaşatmam gereken bir konum...