13.Bölüm

51.3K 1.6K 82
                                    



Ve işte bomba gibi bir bölüm. Cidden bu bölüm yıkılıyor. Bir sonraki bölüm için ise daha çok heyecanlanmalısınız. Neler olacak neler... Görüşlerini yorumda belirtin lütfen...

Ayrıca ben bu Shawn Mendes'e taktım ya :D

Tam da onun istediği gibi günde bir kez de olsa yemeklere iniyordum. Çoğu zaman yemekte olmasa da haberimi aldığına emindim. O günden sonra hiç rahatsız etmemişti. Bu daha nereye kadar gidecekti ki? Sonu neydi? Burada durmamın bir amacı yoktu.

İşte tam da bunları düşündüğüm zaman diliminde günlerdir aynı ağaca bakıp duruyordum. Odanın penceresinden bahçede bulunan tek ve yaşlı ağaca bakıyordum. Tek kaçış yolumdu. Araziden gözükmeden çıkabileceğim hiçbir yer olmadığı için bulduğum tek çıkar yol yaşlı bir ağaçtı. Ağaca rahatlıkla tırmanabilirsem eğer gerisi kolay olacak. Yüksek duvarın ardındaki ormandan kaçmam ve kaybolmam oldukça hızlı olacaktı. O daha neler olduğunu anlayamadan çoktan yardım edecek birilerini bulacaktım.

Günlerdir kafamda her şeyi kurmuştum. Eve geç gelmesi –ki bazı geceler hiç gelmiyordu- işime gelecekti. Hava kararmak üzereydi. Akşam yemeğinin hazırlandığını gösteriyordu. Murat gelse de gelmese de hava karardığında yemek yeniliyordu. Sevim teyze ve yeğeninden uzakta bir köşede sessizce yemeğimi yiyip hızlıca kalkıyordum masadan. Bu akşamda aynı serilikle yemeğimi yiyip masadan kalktım. Murat yine akşam yemeğinde yoktu. Gece de gelmemesini umarak odaya çıktım.

Aslında evdekilerin bana uzak olmaları daha iyiydi. Aksi takdirde onlara alışabilirdim. Özlem duyduğum aile ortamını anımsayıp saçma sapan bir büyünün etkisinde kalabilirdim. Uzak durmaları dirayetimi kırmıyordu. Daha çok buradan gitmem için bana bir sebep daha sunuyordu.

Gece yarısına kadar odayı tur dönmüştüm. Yanıma alacağım hiçbir şeyim yoktu. Hazırlıksız kaçacaktım bu evden. Bana ait olan tek şey bile yoktu burada. Bir çantam vardı. Onunda nerede olduğu belirsizdi. Evi sürekli gezmeme rağmen izine dahi rastlamamıştım. O adam almıştı kesin! Pislik! Her şeyime el koymuştu!

Ay tepeye doğru yükselip gecenin ayaz karanlığını belli edercesine parlıyordu. Zamanım gelmişti. Odadan çıkmadan önce banyoya gidip heyecandan gelen ihtiyacımı gidermiştim. Ellerimi yıkadıktan sonra tedirginliğim gün yüzüne çıkmıştı. Plan basitti. Cesaretim tamdı. Ama korkum her şeyin önüne geçmeye ant içmişçesine yokluyordu kalbimi.

Vazgeçemezdim! Aynada ördüğüm saçlarıma son kez baktıktan sonra banyodan çıktım. Günlerdir kaldığım odaya bir kez bile bakmadan hızlıca odadan çıktım. Ne kadar bu odayı sevsem de buraya gelme sebebimi kabullenemiyordum bir türlü. Özgürlüğümü arzuluyor ve arkadaşıma yeniden kavuşmak istiyordum.

Merdivenlerden inerken evden gelebilecek her türlü sese kulak vermiştim. Sessiz ve yavaş adımlarla balkon kapısına kadar geldikten sonra kapıyı ittim. Şifresini öğrenememiştim bir türlü. Sevim teyzeye sorduğumda vermekte tereddüt etmişti. Ardından Murat'ı araması gerektiğini sonra bana verebileceğini söylemişti. Ama o günden bu yana benden kaçıyordu. Kesin hayır demişti! Ondan başka cevap beklenemezdi!

Şifreyi vermese de gücümün yettiği kadar kapıyı aralayabilmiştim. Yan dönüp kapıdan süzüleceğim sırada saçım perdenin tokalarına takılmıştı. Acıdan yüzüme buruştursam da bağırmamaya dikkat etmiştim. Geçmek için karnımı içeriye çekmiştim. Saçım takılınca tuttuğum nefesimde bitiyordu. Nefesimi bırakmaya başlayınca karnım kapıya sıkışıp canımı yakıyordu. Son kez nefesimi içeriye çektikten sonra kendimi içeriye doğru ittim. Saçımı perdenin tokasından kurtardıktan sonra saçımı omuzlarımdan aşağıya saldım. Örgü olması daha rahat olur sanmıştım. Ama daha ilk dakikadan sıkıntı çıkarmaya başlamıştı. Tekrardan nefesimi tuttum. Karnımı içeriye çektim. Daha sonra ite kaka iki üç hamlede dışarıya attım vücudumu.

Şehvetin EsiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin