2.Bölüm

86.5K 1.9K 327
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



-Oy ve yorumlarınıza talibim :)

İnanamıyordum. Bahar yanımdayken burada durmak daha kolaydı. Ama şimdi gerçek anlamda kurtlar sofrasında yalnız kalmıştım. Bunun hesabını Bahar'a ödetecektim. Beni bırakıp gitmenin cezasını ödeyecekti. Tek bir hatasını gördüğüm de müdüre bilhassa ben şikâyet edecektim. Resmen beni satmıştı.

Arkasından bakakaldığım Bahar'ın gittiği yöne doğru ilerlemeye başladım. Onu dört duvarın arasında kaybetmem olanaksızdı. Geçte olsa bulurdum elbet. Tek temennim başımıza kötü bir şeyin gelmemesiydi. Dans etmekte olan insanların arasına iyice girince, daha çok gerilmiştim. Dört yanımdan en az ikisinde erkekler bulunuyordu. Birbirinden farklı yüzler, yalnız kaldığımı bir kez daha yüzüme vuruyordu.

Bu sıkışıklıkta ilerlemem çok zor oluyordu. Kimisi elimden tutup ritme ayak uydurmamı istemişti. Elimi hızla çekip kendimi kısa süreliğine kurtarsam da başka bir vücut önümü kapıyor geçmemi engelliyordu. Korkmaya yüz tutmuş kalbim hızlı hızlı atarken bir yandan ilerlemeye çalışıyordum.

Bu böyle olmayacak diyerek kendimi kalabalığın arasından soyutlamak adına mekanın arka tarafına doğru ilerlemeye başladım. Karanlık bölge normalde korkutucu gözükür değil mi? Bu kalabalıkta orası bile en sakin ve en güvenilir yerdi.

Koridorun karanlığına çok da güvenmek mantıklı olmadığı için hemen giriş kısmında ayakta dikili kaldım. İleri gitsem bir dert içeriye geri dönsem ayrı bir dert. Beynimdeki lokasyonlara ve kararlara çok odaklandığım için olmalı ki arkadan gelen birinin ayak seslerini bile duymadım. Ancak kendisini yanıma kadar geldiğinde ve gelişiyle irkilmeme sebep olduğunda fark edebildim. Yanımdan basıp geçecek diye beklerken birden adımları durdu ve benimle konuşmaya başladı.

"Sen mi geldin?"

Daha önce hiç görmediğim uzun boylu ve siyah saçlı bir adam bana daha garip nasıl bir soru sorabilirdi ki? Bunu yaşama ihtimalim oldukça az olduğu için garip durumuma ne tepki vermeliydim. Üstelik beni inceleyen adamın bakışları da bakış değildi.

"Size gelmediğim kesin!"

Başıma bela almamak için terslemek en iyi seçenek. Normal şartlarda olsa kibar ve yardımsever biri olabilecekken bu mekan karakterimi ve ruh halimi iyice germişti. Cevabımdan sonra rahatsız olduğumu anlaması için başka yöne doğru bakmaya başladım. Sanki birini bekliyormuşum imajını vermeye çalışıyordum.

Gülerek "Onu siz mi seçiyorsunuz," dedi ve ardından anlamsız cümlelerine devam etti:

"En azından bugün değil! Seçim sırası bugün ben de olsun," diyerek koluma yapıştı. Bedenime izinsiz dokunan bu yabancıyı şu anda parçalamak istiyordum. Hele ki şahsım adına kurduğu cümleler...

Kolumu aniden çekince eli boşlukta kaldı.

"Beni kiminle karıştırdın bilmiyorum ama yanlış kişi olduğumu bil! Şimdi git de vücudundaki içkiyi başka yerde akıt!"

Şehvetin EsiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin