An itabari ile 4.6K okuma. Hepiniz iyiki varsınız. Umarım hikayemin sadece kurgudan ibaret olduğunu herkes anlar, ve zamanla okuyucu sayımız daha fazla artar. Herkese teşekkürler...
Mutlaka multimedyadaki şarkıyı dinleyin...
Salona ilerledim yavaş adımlarla. Kahvaltı masasında sadece Nur kalmıştı. Sevim teyze kapının orada duruyordu.
Sevim teyzeyle göz göze geldiğim de yüzündeki hüzünlü bakışları halime acıdığının bir kanıtıydı. Gözlerimi kaçırdım. Masanın yanından geçip merdivenlere ilerledim. Yemeğiyle ilgilenen Nur yukarıya çıktığımı geç fark etmiş olacaktı ki merdivenin yarısında iken "Beril nereye gidiyorsun?" diye seslendi.
Arkamı dönüp donuk sesimle bahaneleri ardı ardına sıraladım.
"Dinleneceğim Nur. Daha sonra tekrar inerim aşağıya," dedim ağladığım için çatallaşan sesimle.
"Biraz daha dur. Kahve içeriz. Sana fal bakarım." Dedi gülümseyerek. Bu işlerden anlayıp anlamadığını bilmesem de onu reddedecekken Sevim teyze araya girdi.
"Kızım bırak, dinlensin biraz," Nur itiraz edemeyip başını eğince üzülmüştüm. Murat'ın sözlerinden sonra kafamı ne denli ona verebilirdim bilmiyordum. Gerçi benden uzakta yaşayan aklımı da Nur'a ne denli heba etmeliyim diye de düşünmüyor değilim.
Odaya çıktım yavaş adımlarla. Yatağı toplamadan kahvaltıya inmiştim. Karmaşık duran örtüyü kaldırdım ve içine girdim. Boynuma kadar çektim örtüyü. Yapacak neyim vardı? İsteklerimin hangisi gerçekleşiyordu?
O geceye bu denli takılması beni deli ediyordu. Sırf o gece için beni kölesi gibi burada tutuyordu. Kaçmaya çalıştığım her yolu yok etmişti. Köşeye sıkışmıştım. Yapacak bir şeyim olmayınca Bahar'a da kızıyordum. O bara bir adam için gitmemize rağmen geldiğim yere bak. Hiç tanımadığım birinin koynuna girmiştim. Ardından onun hayat arkadaşı gibi bir eve tıkılıp kalmıştım. Bunların hepsine zorla dâhil olmuştum.
Sahi, Bahar o adamla tanışabilmişti acaba? Yoksa tanışıp benim yokluğuma aldırış etmemiş miydi? Yok canım! Bahar beni unutamaz. Mutlaka arıyordur beni. Ama bu adam öyle bir yere getirmişti ki beni çıkışı bile bulamıyordum. Yatağın içinde sıkıntıyla döndüm. Bahar her aklıma geldiğin de içim sızlıyordu. Tek dayanağım oydu. Yatağa yatışımın üzerinden on dakika geçmesine rağmen içimdeki sıkıntı geçmek bilmiyordu.
Kapının çalma sesinin ardından hemen içeriye Nur girmişti. Ellerinde tuttuğu tepside ki kahveleri taşıyarak yanıma geldi. Gülümseyerek "Hadi kalk. Bize kahve yaptım," dedi. Yatakta doğruldum. Tepsiyi kucağıma bırakmıştı hemen. Açık olan kapıyı geri dönüp kapattı. Sevim teyzenin uyarısına aldırış etmemişti. Dayanamamış ve yanıma gelmişti.
"Buraya tıkma kendini," yanıma gelip oturdu. Gözlerimi ondan ayırmıyordum. Gözleriyle kahveleri işaret edince kendime gelmiştim. Garip bir kızdı. Kendi kahvesini alıp devam etti konuşmasına:
"Biliyorum. Bana pek ısınamadım. Yakın zaman da alışırsın," kahvesini yudumlarken gözlerindeki neşeyi görmemek imkânsızdı.
"Benimle arkadaş olmak senin için niye önemli?" onu kırmak istemesem de kafamda oturmayan şeyler vardı. Başka arkadaşları vardı büyük olasılıkla. Bu denli neşeli ve atılgan biri iken dostu olmamasına şaşırırdım. Bu imkânsızdı!
"Bu evde sen ve ben dışında genç birini görebiliyor musun?" dedi.
Kafamla onayladım. Tam cevap vereceğim sırada "Murat Bey hariç," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehvetin Esiri
General FictionGidenin beni bulmadığı bir dünyada toy halimle hayata tutunmaya çalışırken bir gecede tüm hayatım değişti. Attığım çığlıklar susturuldu, gözyaşlarım görmezden gelindi ve canıma can katarak ölümün eşiğine doğru sürüklendim. Yaşatmam gereken bir konum...