Yeni bölüm istediğinizi duydum...
Hastaneden geldikten sonra uyumak için odaya çıktım. Saatlerce uyumadan yatakta uzandım. Bünyem yorgun bile değildi. Hayatımın geldiği nokta, kafa karıştırıcıydı. Biraz da adaletsizdi. Benim hakkımda doğru karar veremeyen kaderim cidden can sıkıcıydı.
Saatlerdir aynı pozisyonda yatmaktan vücudum uyuşunca yan dönerek yattım. Tam o esnada odaya Murat girdi. Her zaman yaptığı gibi odayı inceleyip yerimi tespit etti. Yatakta beni fark edince son zamanlarda yaptığı gibi gülümsedi. Kapıyı kapatıp yanıma geldi. İkimiz de durgun gözüküyorduk. Beni şaşırtarak yatağın dibine oturdu. Başını yatağa dayayıp bir süre gözlerini kapadı. Yüzünün yan profili gözüküyordu sadece.
"Esra'yı Eskişehir'e gönderdim. Her şey bitti."
"Neden huzurlu gözüküyorsun?" Esra dediği anda tüylerim diken diken olmuştu. O nasıl sakin kalabiliyordu.
"En yakın arkadaşımı kaybettim. Onun bana yaptığı her şeyi biliyorum, biliyoruz. Aslında yüreğim sızlıyor onu kaybettiğim için. Sonra aklıma onun benden vazgeçtiği geliyor. Bu sayede huzurlu kalabiliyorum. Geriye kalan bende olan günahların ama sana söz veriyorum. Onlar yokmuş gibi davranmayacağım," kafasını yan yatırıp gözlerimin içine baktı ve gülümseyerek ekledi.
"Hayatımın her anında senden af dileyerek yaşayacağım," dedi. Uzun süre bana baktı. Kafasını düzeltmeden önce gözleri dolmuştu. Benden af dilemesi işe yaramazdı. Bunu bilmeme rağmen beni etkilemişti. Bugün kendime aşırı yüklendiğim için de etkilenmiş olabilirim. Bilmiyorum. Bu sefer gerçekten bilmiyorum.
Gözlerimi kapadım. Uzun süre açmak istemiyordum. Uyurmuş gibi yapsam gider miydi? Gerçi yalnız hissetmektense burada kalması daha iyiydi. Oda da bir başıma kalmak artık çok sıkıcı geliyordu. Hele bugün... Bunalıyordum.
Gözlerimi açmadan "Beni göndersen de gidecek bir yerim gerçekten yok." Belki de ona asla söylememem gereken şeyi söylüyordum.
"Gitmeni istemiyorum. Henüz hatalarımı telafi etmedim,"
Sakin ve huzurlu bir uykuya dalmadan önce ortamın garipliği dikkatimi çekse de dayanamayarak uyudum. Murat ve ben gerçekten gariptik. Alışılagelinmeyecek kadar garip...
**********
"Beril annemler geliyormuş!"
Mutfakta atmak üzere olduğum ufak ekmek aramla dona kalmıştım. Murat da mutfak kapısının girişinde duruyordu. Hazırladığım ekmeğimi ağzımdan uzaklaştırdım. Elimi havaya kaldırarak "Annemlerden kastın ne tam olarak?" dedim.
Eliyle saymaya başladı.
"Annem, babam, kızlar, belki teyzemler," bunları söyleyince elimi boş versene der gibi havada salladım. Umursamayarak ekmeğimi ağzıma götürdüm yine. Tam kocaman bir lokma alacaktım ki "He bir de babaannem," dedi Murat kısık sesiyle.
Ekmekle bakıştık. İkimiz de iştahımın kaçtığı kanaatine varınca somurtup ayrıldık. Onu yavaşça masadaki tabağa geri bıraktım.
"Beni yanlış anlayabilirsin ama ninen gelmek zorunda mı? Ninen yerine iki tane Aynur'a razıyım," mutfaktan çıkıp oturma odasına geçtim. Yeni evde ki oturma odası direkt orta da değildi. Ayrı bir odaydı. Bu iş hoşuma gitmese de ses etmedim. Bir süre sonra alışmıştım.
Peşimden gelen Murat "Ninem tamam da Aynur'la ne sorunun var?" diye sordu.
Koltuğa oturduğumda o da diğer ucuna yerleşti. Ona doğru dönerek "Sen olayı bilmiyorsun tabi. Aramızda kalsın ama Aynur benden nefret ediyor. Aramızdaki sorun minnacık. O da benim işte," deyip gülerek derdimi sundum. Kardeşini ona kötülemem pek de uygun değildi ama bahsettiğim kişi Aynur'du. Yani istisna kullanarak ölümüne gömeceğim onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehvetin Esiri
General FictionGidenin beni bulmadığı bir dünyada toy halimle hayata tutunmaya çalışırken bir gecede tüm hayatım değişti. Attığım çığlıklar susturuldu, gözyaşlarım görmezden gelindi ve canıma can katarak ölümün eşiğine doğru sürüklendim. Yaşatmam gereken bir konum...