34.Bölüm

37K 1.3K 73
                                    

Uzun bir süre bölüm gelemeyecek arkadaşlar.

Anlamıştım ki kurduğum tüm özgürlük planlarının toz tanesi kadar değeri yokmuş. Bunu hayal kırıklığı içerisinde anlamak canımı çok yakmıştı. Açmaya çalıştığım kapılar yüzüme kapanmış ve tekrardan Murat'ın yanında yerimi almıştım.

Sebebini bilmesem de Bahar'a duyduğum nefret en az Nur'a duyduğum kadardı. Hatta daha fazla! Nur, anlık bir sinir krizi yüzünden kalbimi kırmış olsa da Bahar öyle değildi. Niye gelmemişti? Atahan ona Murat'ın kartını vermişken neden beni aramamıştı? Biraz araştırmayla beni bulamaz mıydı?

Bu kadar zor olmamalıydı bana ulaşmak! Kalbimde yeşerttiğim ümit tohumlarımla kapı dışında kalmak istememiştim. Bunu hayal etmemiştim. Yurda, Bahar'a geri dönecek ve Murat'ın yaşattıklarını uzun bir süre hatırlamayacaktım. Derdimin dermanını onlarda bulacaktım.

Esir düştüğüm zaman içerisinde herkes değişmiş ve beni tamamen silmişlerdi. Benim medet umduğum kişiler aslında hiç olmamıştı. Bir çizgi romanın içerisinde debelenen ana karakter gibiydim. Gördüğüm dünya aslında hiç var olmamış. Evet, yaşadığım tam olarak buydu!

Eve geri döndüğümüzde kapıdaki Nur'u es geçerek odaya çıkmıştım. Tek kelime konuşacak mecalim yoktu. Nur'un gün içerisindeki merak dolu sorularını da pas geçmiştim. Onun yüzünü uzun bir süre görmek istemiyordum. Bana Bahar'ı hatırlatıyordu. Bahar'ın sebepsiz ihanetini yüzüme vuruyordu sanki davranışları.

Bunaltıcı sorularına ara vermeyince onu kaba bir şekilde odadan kovmuştum. İlk defa ona bağırdığım için pişman olmamıştım. Bugün söylediklerinden sonra her şey yönünü değiştirmişti. Hislerim, Nur'a sırt dönmüştü.

Odadan çıkmadığım her saatte Sevim teyze kontrol etmeye ve ne olduğunu öğrenmek için gelip durdu. Cevap vermeden saatlerce aynı bahçeyi izledim. Karşımdaki ormanın derinliğinde dalıp gittim. Ağaçların yaprakları gibi salınıp durdu düşüncelerim. En sonunda esen rüzgar gibi uçup gitti ümitlerim. Artık buradan ve Murat'tan kurtuluşum olmadığını kavramıştım.

Özgürlüğüm uğruna çektiğim acıların sebepsiz yere olduğunu anlamıştım geç de olsa. Her acı çektiğimde aklıma gelen Bahar, Leyla teyze ve Yıldız hanım artık yoktu. Bunu da algılamıştım.

Hayatımı artık Murat'ın da dediği gibi bu evde ve onun yanında yaşayarak geçirecektim. Bu evde yaşamak değil de en çok ümit ettiklerimin boş düşler olduğunu öğrenmek canımı acıtmıştı. Aileme kavuşacağım diye hayaller kurarken ailesiz kalmak çok canımı acıtmıştı.

Kim kalmıştı ki artık? Ben ve bebeklerimden başka kimsem yoktu. Bu acı gerçek de yüzüme çarparak kendini belli etmişti.

Ertesi gün yemek yemek dışında odadan çıkmadım. Tüm günü ilk zamanlarda olduğu gibi odada geçirdim. Hüznümü hisseden bebekler çok sessiz davranmışlardı tüm gün. Onun rahatlığı ile koca günü koltukta oturarak geçirdim.

Gece yarısına kadar koltukta bir uyuyup bir kalkmıştım. Huzursuz olmama rağmen yatağa geçmek istememiştim. Yeniden uyandığımda sersemleşmiş gözlerimle bahçeye baktım.

Ana kapıların açıldığını görünce koltukta diklendim. Arabanın girmesini beklerken yürüyerek bahçeye giren Murat'ı gördüm. Omuzları çökük ağır adımlarla eve doğru ilerliyordu. Başta sarhoş olmasından korkup koltukta diklendim ama daha sonra adımlarının düzgün olduğunun farkına varınca rahatlayarak gerilen vücudumu koltuğa yasladım.

Murat'ın eve girmesinin üzerinden yirmi dakika geçmesine rağmen yanıma gelmemişti. Evet, onu bekliyordum. Her zaman beni kontrol ettikten sonra yatardı. Bu gece de öyle yapacağını beklemiştim. Ama her nereden geliyorsa yorgun olmalıydı ki direkt odasına gitmiş olmalıydı.

Şehvetin EsiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin