56.Bölüm

23K 963 95
                                    

Bandırma capcanlı bir ilçeydi. Yaz tatili için gelinecek ideal bir yerdi. Bunu da dışarıya alışverişe çıktığımızda anlamıştım. Alışverişten önce evi gidip görmüştük. Kalacağım apartman üç katlıydı. Ben ve ikizler en alt katta kalacaktık. İkinci kat Handan'ın üçüncü kat ise Nuray'ındı.

Apartmanda kadın kadına kalacaktık. Bunu da Sevda teyze söylemişti. İçimin rahat etmesini istiyordu. İki oğlu da tır şoförlüğü yaptığı için eve sık sık uğrayamıyorlarmış. Çocuklar ve eşleri için cidden zor bir durumdu. Benim için biraz da olsa rahatlatıcıydı. Kadın kadına olmak daha iyi geliyordu kulağa. Hem eşler gelene kadar da daireye ve kadınlara alışırdım. Sonrası kolaydı.

Böyle söylüyordum çünkü ev içime çok sinmişti. Apartmanın önünde bulunan bahçe, çardak, dairenin içi olsun her şey istediğimin de ötesinde güzeldi. Hayal etsem bu kadar olamazdı. Sadece komşularıma alışmam biraz zaman alacaktı o kadar... Zamanında kimlere kimlere alışmıştım... Bu komşularımı sorun edeceğimi hiç zannetmiyordum.

Ev içinde çoğu eşya vardı. Eksik olan ufak tefek şeyleri ve en önemlisi bebeklerin beşiklerini alıp eve geri döndük. Eve girdiğimizde aklımızdan çıkmış olan market alışverişini hatırladık. Bana hatırlatanda Handan olmuştu. Çocukları nineye bırakıp mahallenin başındaki markete gittik Handan'la beraber.

Alışveriş listesi yapmadan aciliyeti olan ürünleri alıp hızlıca yaptık alışverişimizi. Handan, çok enerjik ve yaratıcı düşüncelere sahip bir kadındı. Böylesine güzel ve çok konuşan bir kadının, çocuğunun konuşamaması ne üzücüydü. Hayat sürekli bir yerlerde kısıp duruyordu işte. Bizlerde yaşadığımıza şükredip nefes almaya devam ediyorduk...

Eve geri döndüğümüzde tüm kadınlar iş yapıyordu. Kimi temizliğe başlamıştı. Kimi çocuklarla ilgileniyordu. Kimi de mutfağa girmiş bir şeyler karıştırıyordu. Bozuntuya vermeden Handan'la birlikte işin bir ucundan tutup tüm gün çalıştık.

Arada çalışmaya ara verip yemek molaları verdik. En çok molaya çıkan bendim. İkizleri beslemem gerektiği için sürekli kaytarıyordum. Ev sahibi olmama rağmen onların öncüsü olup işlere koyulamıyordum bir türlü. Onlar işten kaçmamı hiç dert etmeyip ellerindeki işi en kısa sürede bitiriyorlardı.

Aralarında en hızlıları gelinlerdi şüphesiz. İkisi de o kadar seri çalışıyordu ki mutfakta yanlarına yardım için gitmekten vazgeçmiştim. Hayır, çalışırken de konuşup duruyorlardı. Ben onların muhabbetlerine bile yetişemiyordum. Kaldı ki işlerine yetişip onlara yardım edeyim... Onların dediği gibi otur sen deyip çocukların yanına gittim.

Nine ile Sevda teyze dost olduklarını belli edercesine birlikte takılıyorlardı sürekli. Eşya dizmelerinde bir arada durup sohbet ederek görevlerini yapıyorlardı. Biri katlıyorsa diğeri diziyordu. Biri toz alıyorsa diğeri eşyaları yerleştiriyordu. Süper ikili...

Ev neredeyse yerleşik olduğu için işlerimiz akşama doğru bitmişti. Gelinlerin hazırladığı akşam yemeğimizi de yedikten sonra çay saati yapmaya karar verdik. Handan ile mutfakta kalıp çayın yanına aldığımız atıştırmalıkları tabaklara diziyorduk ki birden bana soru sordu.

"Eşini şu an sevmiyor musun cidden?"

Şu an değil, hiçbir zaman sevmedim...

"Sevmiyorum," dedim bir çırpıda.

"Sadece bunu sormak istemiştim. Merakımdan yani. Başka soru sormayacağım merak etme," deyip anlayışla gülümsedi. Bir anlığına merakı artıp sorularını fazlalaştıracak diye korkmuştum. Söylediği ile gülümseyip sessiz kaldım. Bu, sormamandan memnun kalırım demekti.

Şehvetin EsiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin