Murat'tan
Kocaman evde yalnız hisseden tek kişi bendim. İçimden, elimden, evimden bir şeyler kopup gitti... Ve ben ayrılık sürecinde yapmam gereken en son şeyi yapıp ona kapıyı açtım. Gidişini izlemek, yanımda olduğu süreçlerden daha zor ve acı vericiydi.
Onu bu zamana kadar kapatmamış olsaydım belki de bugün gitmekte tereddüt edip kalmaya karar verecekti. Nasıl bir insanım ki kendi sonumu getirdim. Bebeklerin az önce uzandığı yatağa çökmüş ne yapmalıyım diye düşünüyordum.
İçimde bir yerlerde deli gibi peşlerinden gitme isteği vardı. Onları takip edip belki de Beril'i benimle bir yaşama ikna etmeliyim. Çocuklar için en doğrusu birlikte yaşamamız değil miydi zaten?
Değildi... Söz konusu Beril iken benim düşüncelerim en doğrusu değildi. Bu zamana kadar onun yanında bulunmam, ona çoğu şeyi yaptırmak zorunda bırakmam, onu kırmam ve zarar vermem... Hatta çocuklar bile doğru değildi. Hayatına zorla giren çıbandım sadece. Gibiydim bile diyemiyorum çünkü kast etmek istediğim şeyin ta kendisiyim. Öyle tiksinç, öyle mide bulandırıcı...
Tüm bu gerçekler gözümün önünde dururken nasıl olurda gidip geri gelmeleri için yalvarabilirim? Bunu yapsam bile artık ona kabul ettiremem. Eskisi gibi kararsız ve korku dolu değil. Beril benim yanımda iken nasıl daha güçlü olunur, bunu öğrenmişti.
Ona çektirdiğim acılar yüzünden bunları öğrenmek zorunda kalmıştı. Söylediklerini düşününce bile yanımda yaşamak için büyük çaba sarf etmiş olmalıydı. Son ana kadar benden nefret etmeye devam eden bir kadının yüzüne nasıl bakabilirdim ki...
Üstelik bu nefreti ona ben aşılamıştım. Kendimden nefret ediyorum. Yaşattıklarımla birlikte daha çok dibe batırdığım olmayan ilişkimizden de utanç duyuyorum. Ben birini sevemedim. Birini mutlu edemedim. Bu hayatta kimseyi istediği yerlere koyamadım.
Karartmamam gereken bir hayatı adeta soldurdum. Gencecik bir kızı kadın yapıp bununla birlikte yaşadım. Onu anne bile yaptım. Neden? Bunları neden yaptım?
Göt korkumdan. Parmaklıklar arasına girmemek için Beril'i hapis ettim. Ona yaşattığım hapis hayatı sayesinde dışarıda biraz daha fazla nefes alıp erkeğim diye gezdim. Bir de aileme ben aynı Murat'ım görüntüsü oluşturmuş oldum. Onlar sadece bir kızı sevip evlilik dışı çocuk yaptığımı biliyorlardı.
Peki ya Beril'in bildikleri? Onun yaşadıkları ve sustuğu şeylere ne olmuştu? Kendimi kurtarayım derken kızın hayatını sömürdüm. O arada utanmadan birde baba yaptım kendimi. Şaka gibi... Yaptıklarım tiksinç şeyler iken neden hala yaşıyordum?
***********
Beril'den
Aracın içinde garip bir ambiyans vardı. Nine kucağındaki bebekle ilgilenirken aşırı mutlu gözüküyordu. Kendi içime bakacak olursam bende mutluydum. Hür olmanın verdiği heyecan vardı içimde. Sorun şu ki, tüm bu duygu karmaşasını yüzüme yansıtamıyordum. Dışarıdan bakıldığında çok gergin gözükebilirdim. Kendimi kontrol edemiyordum.
Sanıyorum ki bunun sebebi de kafamda oturmayan bazı şeylerin olmasıydı. Mesela halen daha inanamıyordum o evden ayrıldığıma... Murat'ın psikolojimi bozacak kadar yakınımda olmaması inanması güç bir şeydi.
Yaşadığım olaylardan emin olmak için nineye döndüm yüzümü. Kucağımdaki bebeği yavaşça sallamayı da unutmuyordum.
"Şimdi söyleyin bakalım neden bana yardım ediyorsunuz?"
Kucağındaki bebekten başını kaldırıp bana baktı ve gülümsedi.
"Yardıma ihtiyacın vardı," dedi sakince.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehvetin Esiri
General FictionGidenin beni bulmadığı bir dünyada toy halimle hayata tutunmaya çalışırken bir gecede tüm hayatım değişti. Attığım çığlıklar susturuldu, gözyaşlarım görmezden gelindi ve canıma can katarak ölümün eşiğine doğru sürüklendim. Yaşatmam gereken bir konum...