Arkadaşlar kapak tasarımı ile uğraşan var mı aranızda? Eğer varsa bana ulaşabilir mi? Şehvetin Esiri için hayal ettiğiniz kapaklar varsa, uğraşacak fırsatınız olursa sizin tasarımlarınızı da merakla bekliyor olacağım. Ama lütfen bu işle alakası olan bir kişi bu yorumu es geçmeyip bana ulaşmayı ihmal etmesin :) Şimdiden teşekkürler :)
Beril'den
Murat, ailesi için karşımda çırpınırken ağlamamak imkânsızdı. Gece yarısı aile fertlerine olan sevgisini dile getirirken ister istemez duygulanmıştım. İlk başta her şeyi ailesine söylemek istiyordum. Ama şu an kararsızdım. Ailesinin durumuna göre fikrimi değiştirecektim. Eğer onlarda Murat gibi saygı yoksunu insanlar ise gerçekleri söyleyip arkama bakmadan kaçacaktım.
Her şeye göz yumarken daha fazla kendimi ezdirmeye niyetim yoktu. Bu konuda kesin karara varmıştım. Okul gezileri hariç şehir dışına çıkmadığımı ele alırsak yolculuk benim için heyecan vericiydi. Heyecandan olmalıydı ki midem bulanmaya başlamıştı.
Sevim teyze ve Nur da bizimle geliyordu. Aynı arabada sessiz geçen yolcuğun arasında midem bulanmayı bırakmadı. Sık sık molalar vererek temiz hava alıyordum. Murat hastaneye gitmek istediğinde ret ediyordum. Sevim teyze, yolcuğun yarattığı bir sorun deyip endişelenmemize gerek olmadığını söylüyordu. Nur ise sürekli uçakla gitmemiz gerektiğini söyleyip duruyordu.
Nur, uçaktan korktuğu için araba yolcuğunu tercih etmiştik. Aslında araba yolcuğunda benim payım da büyüktü. Uçağa hiç binmemiştim. Gereksiz yere gerilemektense araba ile gitmek daha mantıklı gelmişti.
Uçakla gitseydik Nur ve Sevim teyzeden ayrılırdım. Bunu da istemediğim için rezalet geçen yolculuğa katlanıyordum. Eskişehir'e varmamıza bir saat kala son kez mola verip yola devam ettik. Eskişehir'e hoş geldiniz tabelasını gördüğümde arabadan kurtulacağım için çok sevindim.
Uzun süren yolculuklar bana göre değilmiş. Bunu anlamış oldum. Murat'ın ailesinin yanına gidiyorduk ama heyecanlı değildim. Gece yatmadan önce o eve ne olarak gireceğimi çok düşündüm. Murat'ın arkadaşı değildim. Karısı da değildim. Sevgilisi hiç değildim. Hiçbir şeyiydim ama ailesi, ondan hamile olduğum için beni tüm kategorilerde görüyordu. Hangisine karşı çıksam bilemedim.
Yine kafa karışıklığı ve belirsizlik beynimi kemirdi. Büyük kapısı olan bir evin önünde durduğumuzda şükür duaları ettim içimden. Sevim teyze dışından baya sesli bir şekilde etti dualarını. Benden epeyi sıkılmış olmalıydı.
Herkes arabadan inip koca kapıya bakıp gülerken bende kapıyı inceliyordum. Bir yere yabancı olunca aval aval bakmaktan başka bir şey yapamıyordun. Nur kapıyı çalmaya gittiğinde Murat yanıma geldi.
"İyi misin?"
Kafamı sallamakla yetindim. İyi olduğum kanısına vardıktan sonra yanımdan ayrılıp bagaja gitti. Eline aldığı üç valizle geri döndü. Tam o esnada kapı açıldı. İki genç kız Nur'a bağırarak sarıldı. Genç kızlar saçlarından tutun giydiklerine kadar tıpatıp aynıydılar.
Nur onlara sarıldıktan sonra içeriye geçti. Sonra kızlar geride kalan Sevim teyze ile sarılıp öpüştüler. Sırayı bozmadan koşarak Murat'ın yanına geldiler. Her ikisi de sarılmaya kalkışınca Murat'ı sarstılar. Üçü de gülerek sarıldılar birbirlerine. Murat elindeki valizlere rağmen kollarını onlara sardı.
Nur kızlardan bahsederken ikiz olduklarını söylemeyi ihmal etmişti. Demek ki bebeklerin ikiz oluşu genlerde olan bir şeymiş. Acaba benimkiler de böyle birbirlerine tıpatıp benzeyecekler miydi? Çok tatlı gözükseler de onları karıştıracağım için benzememeleri daha iyiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehvetin Esiri
General FictionGidenin beni bulmadığı bir dünyada toy halimle hayata tutunmaya çalışırken bir gecede tüm hayatım değişti. Attığım çığlıklar susturuldu, gözyaşlarım görmezden gelindi ve canıma can katarak ölümün eşiğine doğru sürüklendim. Yaşatmam gereken bir konum...