12.Bölüme kadar geldik he? Vay be. Ne çabuk geldik buraya kadar :) Umarım yeni bölümde hoşuna gider. Multimedyadaki şarkıya bakmayı unutmayın... Şarkı bana Holi bayramlarını anımsatıyor. Renklerin cümbüşü size de tanıdık gelecek :)
Holi bayramı: Hindistanda renk bayramı gibi bir anlam taşır. Eğlence eşliğinde açık alanda herkes birbirine renk sürer. Toz renklerin havada uçuşu muazzam...
Uyumak ne mümkündü. Sürekli uyuyordum ya da ağlıyordum. Bunlardan sıkılmıştım. Tamı tamına bir hafta olmuştu bugün. Bu eve gelmemin üzerinde koca bir hafta geçmişti. Asırlar gibi gelmişti. Bu ev, sıkıntıdan başka bir şey vermiyordu.
Camla onu yaraladığım akşamdan bu yana Murat'ı da pek görmemiştim. Görmek istemesem de buradan kaçış biletimin ona bağlı olduğu açıkça belliydi. Ona karşı farklı bir yaklaşım deneyerek buradan kaçabilir miyim düşüncesi birkaç gündür beynimde dolaşsa da şu an midem bu yakınlığı kaldıramayacağı için aklıma gelen fikri hemen elemiştim. Gerçi midem ona karşı olacak hiçbir şeyi kaldıramazdı.
Fikirlerim dışında Murat eve gelmeden yemeğimi odaya getirirlerse az az yiyordum. Yemek getirmeyi aksattıkları takdirde sesimi çıkarmıyordum. Bu yaptığım sadece bana zarar verse de canım bir şeyler yemek istemiyordu. İştahım gittiği için midem daha fazlası için yalvarmıyordu.
Murat beni tutsak ettiği süreçte tek bana değil evdeki hizmetlilere de agresif davranıyordu. Adının Sevim olduğunu öğrendiğim yaşlı teyze sürekli evle ilgileniyordu. Konuşmadığım takdirde benimle herhangi bir diyaloga girmiyordu. Tüm gün peşinde dolaşamayacağım için de kendimi odaya kapıyordum.
Başta hareketleri daha cana yakın iken ona karşı göstermiş olduğum soğuk davranışlar yüzünden aramıza mesafe ekledi. Eve gelen benim yaşıtlarımda ki Sevim teyzenin yeğeni Nur'da bana karşı soğuk ve uzaktı. Üzerimde ölümcül bir hastalık taşıyor gibi hissediyordum. Sanki bu eve bile isteye gelmiştim. Bir de kimse benimle konuşmuyordu.
Arkadaşsızlık bu evdeki en çekilmez şeysi. Oda son iki gündür üstüme üstüme geliyordu. Ondan önceki günlerde Sevim teyze ve Nur ile iletişim kurmaya çalıştığımdan odaya pinekleyememiştim ama denemelerim sonuç vermeyince odaya çekilmiştim. Murat'ı görmek istemeyip diğer seçenekleri deniyordum ama bunlarda bana sırtını dönünce aklımı kaçıracak gibi oluyordum. Tüm bunlara zorunlu kılınmış gibi onlarla iletişim kurmaya çalışmak... İğrenç ve adaletsizdi! Bu odada pineklemekle elime bir şey de geçmediğinden her günüm sinirli geçmekteydi.
Yine de bir yandan çıkış yolu aramaya devam ediyordum. Her gece evde gezinmeme rağmen henüz çıkış yolu bulamasam da ümidimi kaybetmemiştim. Çıkış yolu bulamadığım zamanlarda aklıma birileri ile iletişime geçmek geliyordu. Başta aklımdan çıkan ama daha sonrasında aklıma gelen telefonum da ortalıkta yoktu. O değil evde de hiç telefon yoktu. Sevim teyzeden telefonunu rica edemezdim. Vermezdi! Beni aşağıdaki odaya kilitlediklerinde her şeyi çoktan anlamış olmaları gerekiyordu. Yani bu evde tutsak olduğumu az çok tahmin etmişlerdir diye düşünüyorum. Yardım çığlıklarıma sessiz kaldıklarına göre onlarda tembihlenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehvetin Esiri
General FictionGidenin beni bulmadığı bir dünyada toy halimle hayata tutunmaya çalışırken bir gecede tüm hayatım değişti. Attığım çığlıklar susturuldu, gözyaşlarım görmezden gelindi ve canıma can katarak ölümün eşiğine doğru sürüklendim. Yaşatmam gereken bir konum...