Çok çok uzun bir aradan sonra yeniden birlikteyiz. İnanın bu çok heyecan verici bir an. Sizlerin karşısında yeniden çıkmak, hem çok mutluluk verici hem de bir o kadar endişe verici bir his. Değişen yaşam boyunca neler olmuş diye bakarken biraz fazla yazmış bulundum. Sıkılmadan okuduğunuz bir bölüm olması dileğiyle... Sizden ayrı kaldığım aylar boyunca bana halen daha sevginizi hissettirdiğiniz için çok teşekkür ederim.
*En sevdiğim diziden sizlere bir parça bıraktım. Umarım beğenirsiniz...
ÖZEL BÖLÜM - 1
"Anne, Nuray teyze ne diyor öyle? Seni kime alacakmış? Kime sormuş alırken?"
Tencerenin kapağını Yağız'a uzattım tutması için. Mutfak dolaplarımın hepsi darmadağın bir hale gelmişti. Ramazanın son günlerini yaşarken ev birbirine girmişti. Sahur ve iftar hazırlıkları derken evin düzenine yeterli kadar zaman ayıramamıştım. İkizlerde evde olduğu sürece kendilerine göre evi toplayarak düzenimi değiştirip durmuşlardı. Anneleri kurban olur onlara, yine de beni düşünüp iş yapıyorlar. İşten yorgun gelirim diye evi temizleyip, ortalığı düzenliyorlardı. Kimi günler yemek bile yapıyorlardı birlikte. Oğullarım, çocukluk süreçlerinde olduğu gibi birlik olmayı başarabiliyorlardı. Kimi zaman okul içerisinde bu birlik bozulabiliyordu ama neyse...
Bir anda gözümün önünde tencere kapağı sallanmaya başladı.
"Anne cevap versene," Yağız'ın sesi oldukça sinirli ve sabırsız çıkıyordu.
Halen daha dolapları düzenlemeye devam ederken "Şaka yaptı o oğlum," bir yandan da Yağız'a laf yetiştiriyordum. Karışık duran tencerelerden birkaçını alıp yere koydum. Kapakları olmayan tencerelerin kapaklarını bulup yerleştirmeye koyuldum.
"Beni geçiştirme anne! Şaka yapıyor gibi durmuyordu. Kim istiyormuş seni?"
Elindeki kapakla ağzımdan laf almaya çalışan Yağız, çok sabırsız gözüküyordu. Durumdan huzursuz olduğu o kadar belliydi ki her an sinirden ağlayacakmış gibi duruyordu.
"Bir tanıdıkları Nuray teyzene bir şeyler söylemiş. O da şaka ile karışık bana söyledi. Ama ben istemediğimi söyledim oğlum. Gerçek bu! Tamam mı?"
Son kalan tencerenin kapağı için elimi Yağız'a uzattım. Kapağı istediğimi anlamayan Yağız uzattığım kolumun arasına girip dibime kadar geldi. Bu çocuk yaşı geçtikçe yavru kediye benzemeye başladı. Ergenlik süreçlerinde değişen tek kişi Yağız olmuştu. Benimle her daim ilgiliydi ama artık bu ilgisini göstermekten de çekinmiyordu. Onu biraz iter gibi yapıp "Eşek kadar adam oldun. Hala bebek gibi kucağıma mı sığınıyorsun?" dedim gülerek.
"Anne hayatında sadece biz olalım. Bir başka erkeği kaldıramam. Çok güzel bir kadın olduğunu söyleyenlere inanma! Erkeklerin hepsi yalancıdır anne!"
Koynuma sığınan oğlumu sitemle geriye itip "Ne yani ben çirkin miyim?" diye söylendim. Daha düne kadar güzellikte bir numara seçiliyordum ama bugün çıkarıldığım tahtımdan bizzat oğlum tarafından indirilmiştim. Her iki kararı veren kafası karışık oğlum sonsuza kadar bekar kalmamı istiyor gibiydi. Gibisi bile fazla kalırdı. Yaşamım boyunca yanımda bir erkeğin olmaması onların tek hayaliydi sanırım. Şu an yaşlarının ufak olmasından dolayıdır diye düşünüyorum ki beni kıskanıyorlar. Şu sancılı geçen ergenlik sürecini atlattıktan sonra bir şeylerin değişeceğini umut ediyordum.
"Eğer çirkinsin dersem bana inanacak mısın?" Oğlum büyük bir kurnazlıkla aklımı karıştırmaya ve beni oyuna getirmeye çalışıyordu.
"Hayır ama bu dediklerine alınmış olacağım. Hatta alınmaya çoktan başladım. Çık bakayım koynumdan," deyip biraz daha uzağa ittim onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehvetin Esiri
General FictionGidenin beni bulmadığı bir dünyada toy halimle hayata tutunmaya çalışırken bir gecede tüm hayatım değişti. Attığım çığlıklar susturuldu, gözyaşlarım görmezden gelindi ve canıma can katarak ölümün eşiğine doğru sürüklendim. Yaşatmam gereken bir konum...