'Sevdiğin insanları kaybetmeye alıştığın zaman, hayatı önemsememeye başlıyorsun'
-Lev Tolstoy;
■□■□■
"Birinci bölüm- Cenaze"
"Başınız sağ olsun."
Gün içinde kaç kez duymuştu bu kelimeyi ? Ya da daha kaç kez duyacaktı ? Bilmiyordu.
"Dostlar sağ olsun," dedi ezberlediği cevabı vererek.
Bir yerden sonra artık taziye dileyenin kim olduğuna dahi bakmıyordu genç kadın. Kalıplaşmış cevabı veriyor ve sabırsızlıkla kalabalığın dağılmasını bekliyordu.
"Heykel gibi," diye bir fısıltı duydu.
"Ruhsuz."
Ardından bir ses daha işitti kulakları, "Baksana şuna, duygusuzun teki. Sabahtan beri bir kez bile olsun ağlamadı."
"İnsan hiç annesinin cenazesinde ağlamaz mı ?"
Duydu. Yıllardır hep duyuyordu.
Umursamadı. Yıllardır hiç umursamıyordu.
Bu alışılmış bir senoryaydı; insanlar yüzüne güler, arkasından konuşurdu.
Ona 'duygusuz,ruhsuz' diyen kadınlar sözde, annesinin yakın arkadaşlarıydı. Bir kaç damla timsah gözyaşlarını akıtmış, ardından yine dedikoduya bürünmüşlerdi.
Bakışları uzaktaydı genç kadın'ın.
Mezarlığın uzun ağaçlarına, kasvetli görünümüne bakıyordu.Bir gün herkesin sonu burası olacaktı, bunu biliyordu.
İnsanları ve onların söylediklerini umursamayalı uzun zaman oluyordu; fakat yine de içindeki adalet arayışında olan kızı susturamıyordu.
İnsanlar, kolay bir şekilde onun duygusuz olduğunu iddia ediyor ve bu konu hakkında çekinmeden onu yargılıyordular.
Lâkin kimse nedenini sormuyordu. Neden bu hâlde olduğu kimseyi meraklandırmıyordu.
Ağlamadığı için ayıplanıyordu; ama kimse neden ağlamadığını sormuyordu.
Duygusuz davrandığı için yargılanıyordu; ama kimse neden bu hâle geldiğini sormuyor, merak dahi etmiyordu.
Evet, onun bu duygusuzluğu, ruhsuzluğu bir davranıştan ibaretti. Kim ne derse desin duygusuz insan yoktu.Sinir, nefret bile bir duyguyken, yaşayan bir canlının duygusuz olması mümkün müydü ?
Her insan'ın bir maskesi vardır. Ve genç kadın'ın da korunma yöntemi buydu.
"Ah, canım kızım benim!" diyerek yanına gelen kadına göz ucuyla baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Tanesi (Gerçek Aile)
General FictionTüm yaşanmışlıklarının 'yanlıştan' ibaret olduğunu öğrenen bir kadın, yıllarca bir başkasını seven, canları bilen bir aile.. kader onları yıllar sonra bir araya getirmişti. Klasik bir karıştırılmış bebek hikayesi miydi bu ? Hayır, çok daha fazlasıyd...