Logan birkaç saat önce olanlardan sonra parti boyunca yanımdan ayrılmamıştı. Gelen savaşçıları tek tek karşılayıp hepsiyle ilgilenmem gerekmişti ve bu sırada da Logan hemen dibimdeydi. "Logan , Logan beni duyuyor musun ?" diye koluna dokunduğumda umursamaz bir şekilde bakışlarını bana çevirdi. "Bu yaklaşık 10. kez "Hayır Alison. Gitmiyorum." deyişim olacak ama sen yine de söyle istersen." dedi. Bakışlarını tekrar konuklara çevirdiğinde boşuna çabaladığımın farkına vardım. Logan , Theron ve Adras ile yaşananlardan haberi olduğu andan itibaren etrafa öfke saçıyordu. "Onun" partiye gelme ihtimaline karşılık Logan ve Noah adeta etrafıma koruyucu bir bariyer yerleştirmişti. Ne düşündüklerini tam çıkaramasam da büyük bir ihtimalle benimle konuşmasını bile istemiyorlardı. Bunu benim de istediğim söylenemezdi. Bunca zaman sonra ne diyebilirdi ki. Ya da onunla konuşmak nasıl bir şeydi ? Ben bunu bile unutmuştum.
Konukların gelmesinin ardından herkes yavaş hareketlerle salona geçti. Eski evlerimize kıyasla burası daha da genişti. Dios bizi buraya getirmişti. Eldoris'i kaybetmemizin ardından ne kadar sert gözükse de eğitmenliğimizi bırakmış , bir süre ortalıktan kaybolup kafa dinleyeceğini söylemişti. Aramızdan kimse bu duruma itiraz etmemişti bile çünkü hepimizin böyle bir şeye ihtiyacı vardı. Riddle eğitmenliğimizi seve seve üstlenmişti.
Theron ve Adras köşede kahkahalar atarak bir grup genç savaşçıyla konuşuyorlardı. Daha önceden tanışmış olduklarını düşünerek Noah'a doğru adımlarımı sıklaştırdım. Logan'ın da anında benimle birlikte hızlandığını fark edip ona döndüğümde tüm dişlerini göstererek bana sırıttı. Noah durumumuzu fark edince elimi tutup beni kendisine çekti. "Tamam abartmayalım Logan." diyerek elini omzuma attı. O sırada Andela da masaya gelmişti. "Birazdan birinizi havaya uçaracak benden demesi." diyerek bana gülümsediğinde ortamdaki gerginlik de yerini kahkahalara bırakmıştı.
Her şey o kadar ince detaylı hazırlanmış ve güzeldi ki Andela'ya büyük bir teşekkür borçlu olduğumu unutmamam gerekiyordu. Seçtiği şarkılar benim en sevdiğim sanatçılara aitti. Araya kendi zevklerinden serpiştirse de onlar da hoşuma gitmişti.
"Savaşçıların bu kadar iyi dans edebildiğini bilmiyordum." diyerek parmağımla pistteki bir çifti Adras'a işaret ettim. Adras gülümseyerek Noah'a döndüğünde "Bence senin sıran dostum." dedi. Noah anında ayağa fırlayarak önümde belirdi. "Bu dansta bana eşlik eder misiniz Bayan Grace ?" diye önümde diz çöktüğünde istemsiz bir şekilde kıkırdamaya başladım. Elimi avcuna koyduğum anda beni belimden kavrayarak piste sürükledi.
Fazla hareket etmesem de Noah beni bile idare edebilecek kadar iyi dans ediyordu. "Neden daha önce ben bunu görmedim ?" diye sorduğumda kulağıma eğilerek "Değerli olan şeyler saklanır Ally." diye fısıldadı. "Ally." diye. Bana genellikle o "Ally." derdi. 3 sene önceki hayatımda sık sık duyardım bu kelimeyi. Bir anda rengimin attığını fark etmiş olmalı ki belimi daha sıkı kavrayarak beni kendisine çekti. Yanağını yanağıma yasladı. Kulağıma eğilip "Alison artık unutmalısın. Gerçekten unutmalısın." dediğinde yutkundum. Bunca zaman geçmesine rağmen ilk günki gibi hissettim. İlk gün hissettiğim gibi bomboş. "Geri dönmeyecek Alison. Dönerse bile burada onu bağlayan kimse yok artık." diye fısıldadı. Bir anda elini bırakıp hızla ondan uzaklaştım. Üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen daha önce hiç bu kadar net konuşmamıştı benimle. Gözlerimin dolduğunu hissetsem de bakışlarımı Noah'tan ayırmadım. "Alis... Ariçem aşkına Alison !" diye seslendiğinde çoktan arkamı dönüp terasa yönelmiştim. Misafirlere fark ettirmemeye çalışarak başımı öne eğip kendimi dışarının soğuğuna bıraktım. Uzun eteğimin altına spor ayakkabılarımı giydiğimi Andela görse deliye dönerdi ama şuan ben bu durumdan çok memnundum. Hızlanarak koşmaya başladığımda arkama bile dönmedim. Ormana girmemle beraber hızımı daha da arttırdım. Eteğim ağaç dallarına takılsa da pek umursamayarak koşmaya devam ettim.
Noah'un yankılanan sesini hafif hafif duymaya devam etsem de yavaşlayarak durdum. Birkaç saniye nefesimi kontrol etmek için ağaç kütüklerinden birine oturduğum sırada ağladığımı fark ettim. Makyajım tamamen akmıştı. Elbisemin kollarıyla suratımı sildim. Andela elbiseyi gördüğünde aklını oynatacaktı ama şuan bu benim pek de umurumda değildi. Hafifçe burnumu çekerek ormanın sessizliğini dinledim.
***
Yanımdaydı. Avucunun sıcaklığını elimde hissedebiliyordum. "Eve git Alison." diye fısıldadığını duyabiliyordum.
Gözlerimi yavaşça açtığımda ise yine yalnızdım.
***
Yavaş adımlarla terasın merdivenlerini çıkmaya başladım. İçeriden Noah ve Logan'ın kavga eden seslerini duyabiliyordum. Yavaşça kapıyı açıp içeri girdiğinde tüm sesler kesildi. Bu sıralar bakışları üzerimde toplamak en iyi yaptığım şeydi. Logan "Alison... Sen , sen neredeydin ? Beni çıldırtmak mı istiyorsun !" diye bağırmaya başladığında devamını dinlememek için hızlı adımlarla odama çıkıp kapıyı kilitledim. Logan'ın koşar adımlarla peşimden geldiğini duyabiliyordum. Kendimi yatağa atıp bacaklarımı karnıma çektiğimde kapı sert bir şekilde yumruklanmaya başladı. Logan'ın "Aç şu kapıyı ! Alison ! Lanet olsun ! Alison !" diye bağırışları evi inletiyordu. Kulaklarımı kapatarak yorganı da üzerime çektim. Logan birkaç dakika daha kapıyı sert bir şekilde yumrukladıktan sonra ses kesildi. Sırtını kapıya yaslayıp aşağıya kaydığını duyabiliyordum. Bunu genellikle bir çare bulamayıp kendisine düşünmek için zaman kazandırmak istediğinde yapardı. Artık hissizleşiyordum. Sanırım evin sorunlu kişisi olup çıkmıştım. "Alison ?" diye fısıldadı Logan. Sakinleşmişti. "Seni kaybetmek istemiyorum Alison. Gün geçtikçe kaybolmanı , gözlerimin önünde hayattan kopmanı çaresiz bir şekilde izliyorum. Onu unutman gerekiyor Alison. Onu hayatından ve hafızandan atman gerekiyor. Noah haklı. Sadece seni değil hepimizi bırakıp gitti. Sadece sen değil hepimiz ona aynı öfkeyi besliyoruz. O geri dönmeyecek Alison. Geri dönse bile burada ona ait hiçbir şey yok artık. Eğer olur da geri gelirse..." derken birkaç saniye sessizleşti. "... Benim için artık Jason Craft adında biri yok. Eğer onu affedersen de Logan diye bir kardeşin olmadığını bil." dedi. Son cümlesi tüylerimi diken diken etmeye yetmişti. Logan'ın yavaşça ayağa kalkıp ağır adımlarla koridorda yürümesini dinledim. Tüm sesler kesildiğindeyse yine aklımda tek bir cümle vardı : "Geri dönmeyecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARİÇEM 2
Fantasy3 yıl. Jason gideli tam 3 yıl oldu. Ares ve Eldoris'in öldürülmesinin üzerinden 3yıl geçti. Artık Jason'ın ismini kullanmıyorum. Kimse kullanmıyor. Sesini , kokusunu hatırlayamıyorum. Sadece bazen laciverte dönen gözlerini hatırlıyorum. Ve benden...