Cehennem

7.7K 694 56
                                    

Tarif edilmez bir acı... Başımdan ayaklarıma kadar tarif edilmez , katlanılmaz bir acı.
Gözlerimi açtığımda tek gördüğüm ahşap tavandı. Göz kapaklarım o kadar ağırlaşmıştı ki sanki yıllardır derin bir uykudaydım. Hafifçe başımı oynatıp çevreye bakındım ve kollarımda sargılar olduğunu gördüm. Baş ucumdaki komidinde Riddle'ın getirmiş olduğunu tahmin ettiğim ilaçlar vardı. Hafifçe doğrulup yatakta oturduğum sırada alt kattan gelen sesleri duyabiliyordum.
Burası... En son gördüğüm şey Dard'ın suratıydı. Biz oradan nasıl çıkmıştık ? Logan ve Theron'u deli gibi merak etsem de bacaklarımın ağrısını hissedebiliyordum. Büyük ihtimalle ayağa kalkabilmek için yardım gerekecekti.
Tekrar yaşananları aklımdan geçirince Logan'ın zindandan kurtulduğunu ya da Noah'un peşimizden geldiğini düşündüm. Bir şekilde en sıkışık zamanımızda oradan kurtulmuştuk. Ben bunları düşünürken Noah neşeli bir şekilde odaya girdi arkasından da Riddle. Riddle uyanık olduğumu görünce "Bakın kimler uyanmış. Tüm evi ayakta uyutup başına bin bir türlü belayı açtıktan sonra tabiki böyle bir uykuyu hak ediyordun değil mi Alison ?" dedi. Kızgındı ama sağlam olduğumuz için galiba neşeliydi de. "Riddle özür dilerim..." diye fısıldadım. Omuz silkerek gelip bana sarıldı. "Eğitmeniniz olma nedenim bu. Siz başınızı belaya sokun ki ben kurtarabileyim." derken gözlerinin içi sevinçle ışıldıyordu. Noah'a bakışlarımı çevirip "Logan , Theron ?" dedim. Noah gülümseyerek "Dert etme. Senden çok daha iyi durumdalar. Aşağıda Adras ile konuşuyorlar." dedi. Adras derken gözlerini kaçırmıştı. Anlamadığım bir şekilde Riddle da gerilmişti.
Aslında normaldi Adras ile yaşananlardan sonra onu o şekilde kırmam çok düşüncesizceydi. Üstüne Andela ile Noah'un arasının tamamen bozulması ve Aristo'nun emri dışında Noah ile tekrar damga teması yaşamamız... Her şey üst üste gelmişti ve hepsi benim hatamdı. Riddle bakışlarımdan anlamış olmalı ki "Sizi yalnız bırakayım ama aşağıda bekliyoruz çabuk gelin." diyerek saçlarıma küçük bir öpücük kondurdu. Odadan çıktığında Noah gülerek yatağa oturdu. Gözlerini hiç ayırmadan bana bakıyordu. "Ne kadar değerli olduğunun farkındasın değil mi Alison? Herkes için. Aklımı kaçıracaktım seni o halde görünce." diye fısıldadı. Elini avcuma aldım. Noah her zaman duygularını açık ve net yansıtırdı. Şimdi de aynı dürüstlüğü sergiliyordu. "Sen benim en yakın arkadaşımdın hala öylesin. Zoraki damgalanmamızdan sonra yaşananlar bile bunu değiştiremez. Evet her zaman bir parçam seni sevecek ama arkadaş yanın hep daha ağır basacak bunu unutma. Sen benim bir tartışmayla kaybedeceğim duygusal bir bağ değilsin sen benim aynı zamanda kız kardeşimsin. Bunu unutmayarak kararlarını ver. Sana zarar gelmesi en son isteyeceğim şeylerden biri. Kiminle olmak istersen onunla birlikte ve mutlu ol. Senin de bir parçanın hep benimle olacağını biliyorum. Bunu hiçbir şey değiştiremez Alison. Kendini bana ya da Andela ile olanlara karşı suçlu hissetme. Zaten olması gerekiyordu. Bizim aramızdaki bağ aynı şekilde hep devam edecek. Sonsuza kadar birlikte Alison." dedi. Gülümsemesi içimi ısıtıyordu. Onu kaybetmek en korktuğum şeydi. Jason'a aşık olduğum için onu bir gün kaybedecek olmak en büyük korkumdu. Sarıldığımda beni kendisine çekip "Ağlatıcaksın ama." diyerek güldü. Ben de kıkırdayıp sırtına vurdum. Uzaklaşıp ayağa kalktı. "Hadi benden destek al da aşağı inelim." dedi.
Hafifçe kalkmama yardımcı oldu. Ağır hareketlerle koridoru geçtiğimizde bana Theron ile Adras'ın kavgasını anlatıyordu. Adras , Theron'un daha doğru düzgün dövüş teknikleri bile bilmeden peşimizden gittiğini duyunca köpürmüştü. Noah onun surat hareketlerini taklit edip beni güldürüyordu. İkimiz bir kahkahalar atarken merdivenin başına gelmiştik."... Asıl zindanda olduğunu görünce Adras'ın tepkilerini görmeliydin..." dedi. Suratının aldığı ifade o kadar komikti ki istemsiz bir şekilde kahkaha attım. Riddle merdivenin sonunda bize seslenerek "Hadi yeter güldüğünüz yavaşça inin Noah. Yemek soğumasın." dedi.
Tam bakışlarımı çevirdiğim sırada görüş alanıma girdi. Adras ve Logan yemek masasına oturmuştu. Theron sırtı dönük bir şekilde koltukta oturuyordu. Konuştuğu kişiye gözlerimi çevirdiğimde onun da bana baktığını fark ettim. Elleri cebinde anlamadığım bir ifadeyle tam gözlerime bakıyordu. İlk günki kusursuzluğuyla karşımda duruyordu. Theron da bir anda suskunlaşıp bize döndü. Ortamı kaplayan sessizlik odayı buzlarla kaplı bir cehenneme çeviriyordu. Yutkunamadım. Nefes bile alamadım. Hissettiklerimi anında hissettiğinden emindim. Kalp atışlarımı duyduğundan en küçük tepkimi anından fark edeceğinden emindim. Bir şey demesinden korkuyordum. Bu andan korkuyordum. 3 yıl sonra. Tamı tamına 3 yıl sonra... Bu andan...

ARİÇEM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin