Anlık mutluluklar... Bazen tüm hayatınızı yaşanır kılar. Çok sevdiğiniz birini ziyarete gitmek , küçük bir hediye almak , bir sokak hayvanının karnını doyurmak , sevdiklerinizle yılbaşı ağacı süslemek , yağmurda ıslanmak , kitap ve sütlü kahve kokusunun birbirine karışması... Jason'ın uyumasını izlerken bunlardan herhangi birini yapıyormuş gibi huzur doluydum. Hayatımda daha önce fark etmediğim ama beni çok mutlu eden küçük ayrıntılar sanki birleşip Jason'da buluşmuştu. Uzun kıvrık kirpikleri , keskin yüz hatları , nefes alıp verirken ki masumluğu... Mutluluk bir kişiyle değil birçok kişiyle , olayla hatta nesneyle size gelebilir. Sizin kapınızı çalıp size içinde bulunduğu sepetten değişik lezzette sevinçler tattırabilir. Ama aşk... Aşktan daha acayip bir yanlışlık yoktur. O yalnızca bir kişiyle gelir. Hiç beklemediğiniz bir anda kapınızı çalar ve sepetinde hiçbir zaman sadece mutluluk yoktur. Ama size tattırdığı şeyin tadı öyle bir damağınızda kalır ki diğerlerini hatırlamazsınız bile.
***
Kirpiklerini aralayıp masmavi gözlerini açtığında yaklaşık bir saattir hareket etmeden onu izlediğimi fark ettim. "Merhaba." diye fısıldadım. Gülümseyerek gözlerini tekrar kapattı. Uyumaya devam eder diye düşünerek sırtımı dönüp örtüyü üstümden sıyırdım. Bir anda "Hey , nereye ?" diyip kollarını belime dolayarak hızla kendine çekti. Kıkırtılarıma engel olamasam da Pan'ın duymasını istemiyordum. "Şiit... Jason ! Jason bırakır mısın !" dediğimde cümleler kahkahalarımla karmakarışık bir hal almıştı. "Tamam bir şartla. Kalkma. Yanımda kal Alison." dedi. Başımı ona çevirip gözlerine baktığımda masumluğu bebeklerle yarışırdı. Camdan üstümüze vuran güneş ışığı Jason'ın güzelliğini seyre doyulmaz kılıyordu. Parmaklarıyla alnıma düşen saçımı kulağımın arkasına attı. Cevap bekler gibi bakmaya devam ediyordu. Gülümseyerek örtüyü tekrar üstüme çektim. Kollarının arasına yatıp gözlerimi kapattığımda arkamdan sarılıp saçlarımı kokladığını hissedebiliyordum. Tüm o karmaşadan uzakta , hatta karanlığın tam içinde bulunup ilk kez bu kadar dışındaydık.
***
"Günaydın , sence de bu içeceğin tadında bir tuhaflık yok mu ?" diye sorduğunda elindeki rengarenk olan içeceğe bakıp kıkırdadım. "Sence sadece tadı mı tuhaf Pan ?" diye sorduğumda kaşlarını kaldırıp içeceğin tadına tekrar baktı. Garip bir tavrı ve tarzı vardı ama ona ısınmıştım. Yanında rahat ve doğal olabildiğim nadir insanlardandı. "Jason nerede ?" dediğinde başımla camdan dışarıyı işaret edip "Eşyaları yerleştiriyor. Gece yolculuğu yapmak istediğini söyledi." dedim omuzlarımı silkerek. "Sizden sonra Riddle ile buluşmak için yola çıkacağım. Birçok arkadaşıma ve kendi savaşçılarıma da haber verdim. Zamanı geldiğinde yanınızda olacağım." diyerek gülümsedi. Ona dönüp sarıldığımda bir dostu daha geride bırakmanın burukluğunu yaşıyordum. "Biliyorum Pan. Sana güvenim sonsuz. Lütfen dikkatli ol." diye fısıldadım.
***
"Nereye gidiyoruz ?" diye sorduğumda Jason çoktan arabayı çalıştırmıştı. "Persephone konusu... Direkt olarak Platon'un yanına gitmemiz ölüme koşmak olur." dediğinde anlamadığımı bakışlarımdan fark etmişti. "Gerçekten Antik Yunan derslerini dinlemiyordun değil mi Alison ?" dediğinde istemsizce güldüm. "Ariçem Tarihi yani sizin deyiminizle Antik Yunan Tarih'inde Hades'in diğer ismi Platon'dur ve Ariçem'de herkes onu bu şekilde çağırır." diye açıkladı. Kafama takılan saçma bir şey vardı ama sormasam da zihnimden okuyacağından emindim. "Tartarus'un asıl sahibi Platon ise Zaman Koruyucusu'nun orada hapsolmasına neden göz yumdu ? Bir de yanlış hatırlamıyorsam Aristo ve Platon arasında..." diye devam ettirdiğimde sözümü kesip "Göz yummadı. Elaina tarafından Persephone ile tehtit edildi. Ve yine Persephone'yi seçti. Zaman Koruyucusu'nu Elaina hapsettirdi. Aynı zamanda Platon'un Efendi'yi pek sevdiği söylenemez. Platon'un zihniyetine bakarsan teknik olarak iki hüküm süren Efendi'den birinin dediğine uydu. Zararın neresinden dönersen kâr hesabı. O tarafını seçti. Ariçem'i de kocaman bir belirsizliğe sürükledi. Belki de tarihinde yaşanmamış bir savaşa neden olacak ama Hades umursamaz bir Tanrı , normal karşılamak lazım. İkinci soruna gelirsek... Zaman Koruyucusu ve Elaina , çembere güçlerini devrettiklerinde Aristo ve Platon çok yakın arkadaşlardı. Aristo her zaman daha kararlı ve sert mizaçlıyken , Platon aksine daha duygularına göre hareket eden bir adamdı. Zaman Koruyucusu , Yunan toplumundaki en özel insanları seçti , onları Dünya'dan Ariçem meydanına getirdi ve onları ölümsüzlükle kutsadı. Hepsi kendilerine adanan güçlerle Tanrılık ve Tanrıçalık makamlarını hak etti. Aralarından 6 tanesi hariç... Efendi elementlerin 4 tanesini kalan 6 Aris'ten seçtiklerine verdiğinde son ve en önemli kısımda geriye iki kişi kaldı. Aristo ve Hades... Araya Elaina girdi ve Ruh'un Platon'un hakkı olduğunu söyledi. Platon tüm Aris kalabalığında öne çıktı ve Elaina'nın önünde diz çöktü. Herkes onu ayakta alkışladı. Platon ayağa kalktığındaysa Zaman Koruyucusu eliyle Aristo'yu işaret edip öne çıkmasını söyledi. "Sen ne düşünürsün oğul ?" dediğinde Aristo öne doğru bir adım atıp "Platon'u severim ama gerçeği daha çok severim." dedi. Tüm kalabalık şaşkınlıkla bu baş kaldırıyı izlerken Zaman Koruyucusu Aristo'nun özgüvenine hayran kaldı. Ruh'u Aristo'ya teslim etti. Çünkü Ruh baskılanamaz ve boyun eğemezdi. Platon bunu yediremedi kin ve nefret saçtı. Ceza olarak ise sonsuzluk boyunca Tartarus'a tıkıldı." diye bitirdi. Sessizce dediklerini dinlemiştim. Platon'un duygularıyla hareket etmesi nelere neden oluyordu ? Hak ettiğini zamanında almıştı. "Platon bizim tarafımızda değilse Persephone'ye nasıl ulaşacağız ?" dedim. Jason gülümseyerek "Demeter'in birkaç yıl önceden bana borcu var. Galiba ödeşmek için kısa bir ziyaret gerçekleştirsek fena olmaz." dedi.
***
Tekrar merhaba ☺️ 2016 ben de dahil birçok kişi için çok güzel bir yıl olmadı. Son birkaç saat kala da yeni bölüm yayınlayıp 2017'ye böyle girmek istedim. Umarım uğur olur ☺️ Bu yıl hayatımda çok fazla şey değişti aynı Alison'da olduğu gibi ve bunu kitaba yüksek ihtimalle yansıttım 😄 Kötü bir seneydi ama çok fazla şey kazandım ve öğrendim. Her koşulda yanımda olan ailemin , en yakınım Kutsal'ın , ne kadar beni sinir etse de hep yanımda olan Atakan'ın , belki de beni bu sene en çok etkileyen ve mutlu eden 12 yıl sonra tekrar görüp bazı bağların asla kopmadığına şahit olduğum , en yakınım Gizem ablamın ve her şeyden önemlisi çevremde şükretmem gereken bu kadar şey olduğunun bir kez daha farkına vardım. 7 benim uğurlu rakamım , kitabın neredeyse her yerinde de geçiyor eğer buraya kadar okuduysanız 😄 Sizin için dileğim her zaman yanınızda Alison'ın sahip olduğu gibi bir aile , sizi her koşulda mutlu edecek Noah gibi bir arkadaş , başınıza bela da olsa her şeyinizden çok seveceğiniz Logan gibi bir kardeş ve Jason'ın aşkı gibi bir aşk 💙 Her zaman güçlü olun ve kendi değerinizi bilin , hepiniz ayrı ayrı çok özel ve kıymetlisiniz. Bu zamana kadar yanımda olup destek olduğunuz için yıldızlar kadar çok teşekkür ederim 💙Tüm dileklerinizin gerçekleşmesi ve 2017'nin size sadece mutluluk getirmesi dileğiyle hepinize mutlu yıllar 💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARİÇEM 2
Fantasy3 yıl. Jason gideli tam 3 yıl oldu. Ares ve Eldoris'in öldürülmesinin üzerinden 3yıl geçti. Artık Jason'ın ismini kullanmıyorum. Kimse kullanmıyor. Sesini , kokusunu hatırlayamıyorum. Sadece bazen laciverte dönen gözlerini hatırlıyorum. Ve benden...