Aurora

5.8K 492 57
                                    

Minevra , Jason ile zihin bağlantımız için tek bir çözüm bulmuştu. Bize ne kadar zararı olur veya ne durumda bunun dezavantajına maruz kalırdık bilmiyorum ama Dard'ın zihnime girmemesi için ne gerekirse yapabilirdim. Hatta zihnimi tamamen kapalı tutmak için kendimi fazla kasıyordum ki bu da normal hareketlerime bile yansıyordu. Ya basit şeyler düşünmeye çalışıyordum ya da zihnimi tamamen kontrol ederek Jason'ın dikkatini çekmemeye çabalıyordum. Gerildiğimi hissettikçe daha çok üstüme titremesi işleri sadece zorlaştırıyordu. Minevra bu bağlantıyı bir büyü yoluyla etkisiz hale getirebileceğimizi söyledi. Yok edemesek de bir süre birbirimizin zihnine hiçbir düşünceyi aktaramayacaktık. Noah ile Andela damgalandığında bu bağ onlara herhangi bir yetenek sunmamıştı. Andela'nın bağı zayıflatmasının arkasından Noah ile benim aramda olan şeyler de tamamen damganın kopmasına neden olmuştu. Damga bizlere herhangi bir yetenek sunabilirken hiçbir şey kazandırmayıp sadece sevgiyi de getirebilirdi. Keşke Jason ile aramda olan da sadece sevgi olarak kalsaydı. Evet zihinlerimizi birbirimize açabilmemiz belki bize bazı durumlarda yardımcı olmuştu ama şuan Dard ile bağlantım bu şekilde güçleniyordu. Dard ile tek bağlantım Jason'dı. Bu benden çok Jason'ı kötü etkiliyordu. Her şey için bir yandan kendini suçlarken bir yandan da her şeyi yapmayı kabulleniyordu. Sadece zihinlerimiz arasındaki bağlantıyı koparmak için...
***
Sessiz kalsa da sanki benden sakladığı bir şeyler varmış gibi sık sık gülümsüyordu. Yaklaşık iki saattir yoldaydık ve Ailious'un yerine varmamız için önümüzde birkaç saatimiz daha vardı. Minevra'nın yanından ayrıldığımız andan itibaren gerginliğini her an yansıtan Jason yok olmuştu. Gayet sakin ve mutlu gözüküyordu. Nedenini asla anlayamasam da bu hali bana ilk tanıştığımız zamanlarda aile içindeki tavırlarını anımsatmıştı. Jason her zaman soğuk ve sakindi ama eğlendiğimiz zamanları hatırladığımda mutlaka bir karesinde o da vardı. Jack ile uğraşması , Logan ile boğuşmaları , Noah ile her şeyi beraber yapmaları... Eğitim evine ilk geldiğim zamanlar olayın ne bu kadar ciddiyetindeydim ne de bu denli sahiplenmiştim her şeyi. Olayların şokunu atlatıp sorgulamaya başlamam haftamı almıştı. Her zaman içimde bir parçanın eksik olduğunu hissediyordum. Bunu tamamlamak için her türlü seçeneği denesem de o kısım hep eksikti. Bir grubun içine girdiğinizde o insanlardan kendinizi farklı hissettiğinizi ama bu farklılığı asla elle tutulur bir şekilde kanıtlayamadığınızı düşünün. Bende bu duygu her zaman vardı. Defalarca bocaladım , dışlandım , kişisel becerilerimin eksik olduğunu hemen hemen tüm lise öğretmenlerimden dinledim. Madalya getiremediğim hiçbir etkinliğe katılmaz insanların bulunduğu ortamdan olabildiğince uzak dururdum. İlkokul ve ortaokul iletişim açısından daha iyi sayılsa da lise tam bir felaketti. Tamamen içime kapandığım yıllardı. Ariçem'i bulana kadar o eksik parçanın yokluğunu hep hissettim. Belki de Jason'ı bulana kadar...
Ailious'un yerine daha önce de gitmiştim ve hatırladığım kadarıyla doğru yolda değildik. "Jason biz buradan git..." diye başladığımda sözümü kesip "Bekle Alison." dedi. Gülümsemesi iyice yüzüne yayılmıştı. Dünya'da olduğumuzu az buçuk anlayabilsem de etraf kar yağışı ve fırtına nedeniyle neredeyse görülmüyordu. İlk başlarda merak etsem de hala çok yolumuz varmış gibi Jason gayet rahat davranıyordu. Bir süre dikkat kesilip nereye gittiğimizi anlamaya çalıştım. Bir yerden sonra pes edip geriye yaslandığımda saat 02.04'ü gösteriyordu. Gözlerimin kızardığını aynaya bakmadan anlayabilirdim. Ceketime sarılıp başımı koltuğun yan tarafına yasladım. Ayaklarımı kendime çektiğimde Jason'ın beni izlediğini görebiliyordum. Hafifçe ona gülümseyip gözlerimi kapattığımda fısıltısını duymuştum : "Tatlı rüyalar Ally.".
***
Uyandığımda hemen yan tarafımda duran komodinin üstündeki lamba hala yanıyordu. Karşıdaki tekli koltukta sırt çantam ve montum vardı. Hafifçe doğrulduğumda üstümde bana ait olmayan kayak montlarını andıran kalın bir mont vardı. Üstüme örtülen battaniyenin desenleri gökyüzündeki yıldızlar şeklindeydi. Takımyıldızları... Oda o kadar güzel döşenmişti ki yattığım yerden neredeyse 10 dakika etrafı inceledim. Duvarlar ve eşyalar eğitim evindeki gibi ahşaptandı. Loş ışık , tam karşımdaki minik köşe takımı , pastel tonlarda yastıklar , köşe takımın üstünde duvara montelenmiş raflar ve çeşitli kitaplar , mumlar , tüm tavanda dolaşan minik ışıklar... Oda tamamen gök mavisi tonlardaydı. O kadar huzur doluydu ki... "Merhaba ?" diye fısıldadığında irkildim. Bakışlarımı kapıya çevirip yüzümdeki saçma sapan gülümsemeyle ona bakmaya başladım. "Jason neredeyiz ?" diye sorduğumda resmen kıkırdar vaziyetteydim. Jason gülümsememe karşılık vererek "Hadi gel. Bende seni uyandırmak için gelmiştim. Görmen gereken bir şey var." dedi. Elini uzatarak bakışlarını gözlerime odakladı. Yataktan neredeyse atlayıp elini tuttuğumda sabırsız halim onu daha çok güldürdü. Onu takip ederken istemsiz bir şekilde etrafı da inceliyordum. Tamamen ağaçtan yapılma bir evdi ve içinin dekorasyonu muazzamdı. Birkaç odayı art arda geçtikten sonra orta büyüklükte bir salona çıktık. Yumuşacık olduğunu tahmin edebildiğim açık renkte yastıklar burada da köşe takımını kaplıyordu. Şömine ve ortadaki masa... Ev harika dekore edilmişti. Jason bir anda durup hızlıca arkama geçti. "Ne... ne yapıyo..." diye sormama fırsat kalmadan elleriyle gözlerimi kapattı. "Bir kez olsun soru sormayın Bayan Alison Grace." dediğinde gülümsemem tamamen yüzümü kapladı. Yavaş adımlar atarken o da beni takip ediyordu. "Basamağa dikkat et." diye fısıldadı. Başka bir odaya geçtiğimizi düşünerek ellerimle koluna yapışsam da düşmeden inebildim. Birkaç derece daha soğuk bir alana girdiğimizi fark etsem de rahatsız edici bir hava yoktu. Jason yavaşça durduğunda beni de durdurdu. "Şimdi bana dönmeni istiyorum ama söz ver başka hiçbir yere bakmayacaksın." dedikten sonra usulca ona döndüm. Ellerini çekmiş olsa da ben gözlerimi açmamaya devam ettim. Nefes mesafemde olduğunu hissedebiliyordum. Burnumun ucuna ufacık bir öpücük kondurup "Gözlerini açabilirsin." dediğinde nefes almadığımı fark ettim. İlk bakışta herhangi bir şey anlayamasam da Jason'ın işaretiyle gözlerimi gökyüzüne çevirdim. Tüm güzellikleriyle oradaydılar. Renkleri , saflıkları ve kusursuzluklarıyla..."Aurora , hayalin bu değil mi Ally ? Kuzey ışıklarını izlemek." diye fısıldadı. Gözlerimden yaşların istemsizce aktığını fark etsem de onları tutmak için çabalamadım. Bu benim hayalimdi. Bu Jason'a Tartarus'a girmeden önce gösterdiğim hayalimdi. "Sadece buradan çıktığımda tek bir şey istiyordum. Tek bir şey. Bir kez olsun bizim için bir şey... Tüm zihnimi Jason'a açtığımda fark edip izlediğini ifadesinden anlayabiliyordum. Gözlerini kapıya odakladı. Ben hayalimi ona izletirken ilk başta şaşırsa da sonra dudaklarını hafif bir gülümseme kapladı. Bakışlarını bana çevirip elimi tuttuğunda "Sadece bu mu... Böyle bir güce sahip olan kızın tek hayali, bu mu ? Bu çok az Ally." dediğinde omuzlarımı silktim : "Ne kadar büyük bir şey istediğin değil ki , ne kadar çok istediğin önemlidir her zaman." dedim.".
"Jason bu çok güzel..." diye fısıldadığımda o yanaklarımdan akan gözyaşlarını siliyordu. Bakışlarımı tekrar ona çevirdiğimdeyse montunun cebinden ufak bir kutu çıkarıp açtı. İçindeki kolyeyi eline alıp bana çevirdiğinde üzerinde minik bir güneş olduğunu fark ettim. Bir kürenin içinde gerçek alevlerin döndüğünü arada ışınlar saçarak dağıldığını... "Bunu sen yapmışsın." diyerek elime aldığımda ısısını fark edebiliyordum. "Sizin Dünya'nızda tam olarak nasıl sorulduğunu bilmiyorum...Galiba sevgilim olur musun demeliyim ?" dediğinde resmen kekeliyordu. Şaşkın şaşkın bir elimde kolyeyle ona bakarken kendini daha kötü hissetmiş olmalı ki bakışlarını sürekli etrafta gezdirmeye başladı. Kıkırdamalarıma engel olamasam da "Evet öyle deniliyor." diye fısıldayıp boynuna atlamam aynı anda gerçekleşti. Beni hafifçe havaya kaldırdığında hala ağlıyordum. Hem kıkırdayıp hem ağlıyordum. "Seni seviyorum Alison." diye fısıldadı. "Bende seni." diye karşılık verdim. Şuanda kalabilirdim. Hayatımın sonuna kadar şuanda. Şuan mükemmel...
Kısaca 2 notum olacak. Birincisi genel ikincisi özel diyelim. İlk olarak kitaba yeni bölümler artık Çarşamba - Cuma - Pazar gelecek ☺️
İkincisine gelirsem aslında daha zaman var ama benim için çok çok kıymetli birinin doğum günü çok yakın ve ben erken kutlamak istedim. Sizden ricam hayatınızdaki insanların kıymetini bilin. Kaybetmeden bilin. Ne koşulda olursa olsun yanınızda olan , düştüğünüzde kalkmanıza yardımcı olan ; sizi , hayallerinizi , hatalarınızı yargılamayan insanların kıymetini bilin. Kaybettiklerinize değil kazandıklarınıza baktığınız sürece mutlu olursunuz. İyi insanlar var ve o insanlar sayesinde dönüyor bu Dünya. İyiliğe ve o güzel insanlara inanın. Ben bu meleklerden birisine sahibim. Bana bildiğim her şeyi öğreten , beni ben yapan ablam iyiki doğdun iyiki sana sahibim. Tüm maviler senin olsun 💙

ARİÇEM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin