Yaklaşık 2 hafta oldu. Küçücük bir hücrede Logan ve Theron onları kurtarmamı bekliyorlardı. Ben ise onların ömrünü uzatabilmek için Dard'ın tüm rahatsız ediciliğine karşın kelepçeli olduğum geniş salonda Dard'ın tahtının dibinde oturuyordum.
Jason, Dard'ın elinde falan değildi. Dard rüyamı gayet ustaca kontrol edip beni yalanına inandırmıştı. Jason'ı en son 3 yıl önce o gece görmüştü. Logan'a yol boyunca Dard'ın karşısına tek çıkmam gerektiğini anlatıp dursam da beni dinlememişti. Sayıları bizden oldukça fazlaydı Logan ve Theron'u az daha öldürecekti. Benim söylediklerimi duyana kadar da kararlıydı. Ona teklif ettiğim şey Logan ve Theron'un canını kurtarmaya yetmişti ama yine de Dard onları serbest bırakmamıştı. Haftada bir kez yanlarına gitmeme izin veriyordu tabiki kendi gözetiminde. Logan her seferinde sinirle Dard'a saldırsa da olan olmuştu. Verdiğim sözü gerçekleştirmek için sadece bir haftam kalmıştı.
Şimdi çaresizce bekliyordum. Olabildiğince zamana karşı oynuyordum. Ben bunları düşünürken Dard yavaş adımlarla salona girdi. Dev iki taraflı kapının kapanması neredeyse bir dakika sürüyordu. Gri tonlarda dekore edilmiş salon sarayların girişini aratmıyordu. Zamanında bu salonda belki de kelepçelendiğim yerin birkaç adım ötesinde Jason ile dans etmiştim. Walter ile ilk karşılaştığım gün...
"Merhaba sevgilim , bugün nasılsın ? Canın yanıyor mu ?" diyerek alnıma dokundu. Defalarca çırpındığım için Dard pek de şefkatli davranmamıştı. "İyi." diyerek bakışlarımı kapıya tekrar çevirdim. Her yerim sızlıyordu. Bacaklarım morluklar içindeydi. Bana isteğim dışında dokunursa beni öldüreceğini biliyordu. Hala Jason ile damgalıydım. Bu da beni biraz da olsa koruyordu. Tabi Dard bu duruma daha da sinirlenerek hırsını benden alıyordu.
"Hayır hayır hayır. Tatlım bunu ben de yapmak istemezdim ama sen uslu bir kız değilsin. Hiçbir zaman olmadın." dedi. Yanıma oturarak muhafızlara salonu boşaltmalarını söyledi. Yavaşça bana dönerek "Bugün hazır mısın sence ?" dediğinde yine başımı hafifçe salladım. Sonunun ne olacağını biliyordum. 2 haftadır aynı soruyu her gün soruyordu. Her olumsuz cevabımda da aynı şeyi yapıyordu. Tüm hıncını benden alıyordu. Artık bedenim bunu kaldırmıyordu. Darbelerini önlemek için ilk zamanlarda direnmiştim. Sonra kendimi korumaya çabaladım. Şimdiyse hiçbir şey yapmayacaktım. Kolumu kaldırıcak gücü kendimde bulamıyordum. Dard cevabı duymak istercesine tekrar sordu. "Alison , Alison , Alison. Güzelim sen bana bundan yaklaşık iki hafta önce bir söz verdin. Dolunaya kadar seni damgalamam için bana izin vereceğini söyledin. Dolunaya ise bir hafta kaldı ve sen bana hazır olmadığını mı söylüyorsun ?" dedi. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Kaburgalarımın sırtıma battığını hissedebiliyordum. Fısıldayarak "Evet." dedim. Dard kahkahalar atmaya başladı. Farklı bir hali vardı. Bugün sadece bana sinirli değildi. Onu geren başka bir şey vardı. Saray da fazlasıyla sessizdi. Ayağa kalkarak yavaş hareketlerle kelepçemi çözdü. "Kalk bakalım güzel Alison." diyerek beni ayağa kaldırdı. Salonun ortasına geldiğimizdeyse yaklaşık bir metre önümde durup bakışlarını bana sabitledi. "Ne var ? Söyler misin ?" dedi. Anlamıyordum. Ayakta bile zorlukla duruyordum. "Efendim ? Anlamıyorum Dard ne saçmalıyorsun." dediğimde sinirle bağırarak "Onda olup bende olmayan ne var lanet olsun !" dedi. Jason'ı kast ediyordu. Yutkunarak suratına bakmaya devam ettim. Cevap veremiyordum. Beynim kilitlenmiş gibiydi. Yaklaşık iki gündür açtım dizlerimin titrediğini hissedebiliyordum. Dard eğilip yüzüme baktı. Şimdi sesi daha yumuşaktı "Ne var Alison?" dediğinde açlığın etkisiyle yanlış görmüyorsam yanakları ıslanmıştı. Gözlerinin kızardığını görebiliyordum ama böyle bir kişinin ağladığına inanmak zordu. Diyecek hiçbir şeyim yoktu ama dudaklarımı aralayıp aklıma gelen ilk şeyi söyledim. "Bana yaptığına bir bak." dediğimde gerçekten boğazım acımıştı. Bu kadarı fazlaydı. Bana bile fazlaydı. Her gün öldüresiye dayak yemiştim. Her gün. Olumsuz cevap verdiğim her gün. Haftada iki üç günü kesin aç geçirip diğerlerinde sofradan artanları yiyordum. Sevgiyi bilen bir kişi bunu nasıl yapardı.
Dard söylediğime şaşırmış gibi bakarak "Aşkımızı kabul etmiyorsun. Bu sana bir ceza. Bize zarar verdin Alison." dedi. Sanki elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibiydi. Gözleri delirmiş gibi bakıyordu. Dayanamayıp "Ciddi misin ? Ölüyorum görmüyor musun ? Sen buna sevgi mi diyorsun ? Bir akıl hastasına aşık olmamı mı bekliyorsun ! Zavallı delinin tekisin !" diye bağırdım. Dizlerimin üstüne çöktüğümde daha fazla dayanamayacağımı anladım. Dard aynı şaşkınlığıyla beni izliyordu. "Beni sevmeme nedenin bu mu Alison ? Jason sana zarar vermiyor mu?" diye sordu. Tam itiraz edecekken doğru olan bir şeye itiraz edeceğimi fark ettim. Bana zarar vermiyor diyemezdim. O yüzden zemine bakmaya devam ettim. Dard eğilerek saçlarıma küçük bir öpücük kondurdu. "Seni sevmeyen seni umursamadan sırtını dönüp giden biri için bunları çekiyorsun. Neden Alison? Sadece bir damga." dedi. Diz çöküp yüzünü yüzüme çevirdi. Cevap bekliyordu. Bu sefer kabul edeceğimden emin gibiydi. Gözlerini kapatıp dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdığında başımı çevirdim. Fısıldayarak "Ondan kalan tek şey bu. Beni ona bağlayan tek şey , elimde kalan tek şey damga." dedim. Çaresizce hala Jason'a aşık olduğumu 3 yıl sonra ilk kez birine itiraf etmiştim. Ondan bana kalan tek şeye delicesine tutunuyordum. Noah ile aramdaki damgaya rağmen Noah da ben de biliyorduk Jason'a ne kadar bağlı olduğumu. Dard derin bir nefes alıp ayağa kalktı. Gözlerimi kapatıp vereceği tepkiyi bekledim. Nefesimi tuttum ki acım daha az olsun diye. Dard hiçbir şey yapmadı. "Anlıyorum." dedi. Şaşkınlıkla ona bakarken ifadesiz suratıyla beni izliyordu. "Acı yeterli değil Alison. Pes etmeyecek kadar inatçısın. Farklı bir şeklini denemeliyiz belki de." dedi. Ellerimden tutup ayağa kaldırdı beni. Korkuyla ne yapacağını bekliyordum. Islık çaldığı anda iki muhafız içeri girdi. "Bağlayın." dediğinde bu sefer muhafızlardan biri salondan çıktı. Ellerinde daha kalın kelepçelerle geldiğinde Dard beni kucaklayıp tahta oturttu. "Ne , ne yapıyorsun Dard ?" diye sorduğumda gülümseyerek "En sevdiğim şeyi : Elde edemediğimi zorla alıyorum." dedi. Muhafızlar beni kelepçelerken çırpınsam da boşunaydı. Dard gülümseyerek ayak bileklerimin de sabitlenmesini bekliyordu. Muhafızlardan birinin kolunu son sürat ısırdığımda adam elinin tersiyle suratımı tokatladı. Dudağımdan akan sıcak kanı hissedebiliyordum. Bakışlarımı kaldırdığımda Dard'ın sinirle adama doğru yürüdüğünü gördüm. Adam ne yaptığını yeni fark etmiş olacak ki "Affedin yüce Dard." diyerek diz çöktü. Dard elini adamın başına koyduğu anda bana dönüp gülümsedi. "Senin zarar görmene izin vermem asla." dedi. Bir anda adam alevler içinde kaldı. Çığlıklar atarak salonda koşmaya başlasa da bir süre sonra cansız bedeni zemine yığıldı. Ben bu olanları dehşetle izlerken Dard bana bakarak tebessüm ediyordu. "Senin için yapamayacağım şey yok Alison. İzin ver eşin olmama." dedi. Bakışlarımı ona çevirdiğimde uzun zamandır ilk kez beynim bu kadar netti. İçim öfke ve nefretle dolup taşıyordu. Kelimeler ağzımdan tükürürcesine çıktığında bunların son cümlelerim olduğundan neredeyse emindim :"Sen düşüncesizce insanları öldüren bir katilsin ! Bundan başka hiçbir şey değilsin ! Benim için bir hiçsin ve her zaman kalacaksın !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARİÇEM 2
Fantasy3 yıl. Jason gideli tam 3 yıl oldu. Ares ve Eldoris'in öldürülmesinin üzerinden 3yıl geçti. Artık Jason'ın ismini kullanmıyorum. Kimse kullanmıyor. Sesini , kokusunu hatırlayamıyorum. Sadece bazen laciverte dönen gözlerini hatırlıyorum. Ve benden...