Aldara

7.8K 669 284
                                    

"Neden bizim isimlerimiz diğerleri gibi Yunan kökenli değil ?" diye sordum. Aramızdaki sessizlik yaklaşık üç saattir sabit bir şekilde devam ediyordu. Bir şekilde ortamı yumuşatıp gerginliği dağıtmalıydım. Yoksa yol bitecek gibi değildi. Uzun süre birlikte olacağımızı düşündükçe geçmişi açmama kararına vardım. Bu bizi daha fazla yıpratacaktı.
"Ariçem'de doğup büyüyenler Yunan kökenli isim alıyorlar." dedi. Çok umursamamıştı. Tavrına aldırmadan "İyi de ben Ariçem'de yaratıldım." dediğimde başını sağa sola salladı. "Bildiğim kadarıyla hayır. Ariçem'de yaratılmadın ama nerede yaratıldığını soracaksan bende bilmiyorum." dedi. Kendim hakkında bilmediğim daha fazla neler duyacaktım acaba ? İlk karşılaşmamızda Aristo'ya bunu soracaktım. "Peki sen ? Yani nerede doğdun ?" dedim. Jason kendi tarafındaki camı hafifçe açtı. "Roma." dedi. Antik Yunan ve Antik Roma arasında bağlantı olduğunu biliyordum. Tam bu nedenle mi olduğunu soracaktım ki Jason yavaşça bakışlarını bana çevirdi. "Alison neyi öğrenmeye çalışıyorsun ?" dedi. Yutkunarak gözlerimi araba farlarının aydınlattığı yola çevirdim. "Ee... Ben sıkıldım." dedim. Galiba verebileceğim en saçma cevaptı ama Jason gülümsemişti. Bakışlarını tekrar yola odaklayıp "Tamam o zaman. Merak ettiğin ne varsa sorabilirsin." dedi. Düşünmedim bile. Kelimeler ezberimdeymiş gibi dudaklarımdan döküldü :" Son kehaneti öğrenmek istiyorum.".
Jason'ın yüz ifadesi anında değişti. Zihnini tamamen kapattığını hissedebiliyordum. Bakışlarımı inatla yüzünden çevirmedim. Birkaç dakika sonra dudaklarını hafifçe aralayıp nefes verdi.
"Gece şeklini aldığında
Anahtar kehaneti duyacak
Tayfun kaostan gelecek
Yaratılmış , Triptolemus'a güç verecek
Çiğ et yiyenler yeryüzüne çıktığında
Masumlar bilinmeyeni çözemeyecek
Anahtar en güçlüye boyun eğecek
Pandora armağanı emanet edecek
Aldara karar verdiğinde
Ay tamamlanacak
Ya kayık batacak ya nehir kaybolacak." diye bitirdi.
Dediklerini zihnimde bir yerlere oturtmaya çalışıyordum. "Anahtar kesin sensin... Peki Triptolemus kim ?" diye sordum. "En ünlü kahinlerden birisi. Daha önce kimse onu görmedi , konuşmadı. Uzun süre onu aradım ama tek elime geçen kehanetleri oldu." dedi. "Çiğ et yiyenler..." diye cümleye başladığımda Jason "Sfenksler. Tartarus yaratıkları. Kurbanlarına bilmeceler sorarlar. Çözemediğindeyse olanı tahmin ediyorsundur." dedi. Anlatışı bile beni ürkütmeye yetmişti. "Anahtar sensen boyun eğeceğin en güçlü şey... Aldara ne ki ?" diye sormaya devam ettim. Jason birkaç saniye sadece parmaklarını direksiyona vurdu. Söyleyip söylememek arasında kararsız olduğu belliydi. En sonunda arabayı yavaşlatıp yolun kıyısında durdu. Bana döndüğünde söyleyeceklerinden ne kadar korksam da merakla ona odaklanmıştım. "Henüz neye boyun eğeceğimi bilmiyorum. Ben... Kehanetin çoğunu kafamda oturttum ama daha öncekileri de dikkate almalıyız. Aldara'yı soruyorsan Antik Yunan'da anlamı 'Kanatlı bir hediye.' demek." diye fısıldadı. Tepkimi ölçmek istermiş gibi dikkatle yüzümü inceliyordu. İstemsiz bir şekilde bileğimi açtım. Dard'ın derime kazıdığı dövme yerli yerindeydi. Bir çift ufak kanat... Normalde olsa belki hoşuma bile giderdi. Şimdi ise bu ufak sembol kehanetin bir parçasıydı.
***
"Karanlığa teslim olunduğunda
Ruhun kanı akıtılıp suya karıştırıldığında
Uyuyan uykusundan uyandığında
Sonsuz savaş başlayacak
Rüzgar alevi söndürecek ve
Her şeyi bir çift kanat sonlandıracak." diye tekrarladım. Jason "Uyuyan derken kimi kast ettiğini bilmiyorum ve bu kehanetteki en önemli kısım burası." dedi. Ava bir süre uyanmamıştı ve biz o zaman bu kısmın Ava ile ilgili olduğunu düşünmüştük ama Ava'yı kaybedeli yıllar olmuştu. Jason , Ava'yı düşündüğümü fark etmiş olmalı ki konuyu değiştirdi. "İkinci kehanet ?" demesiyle irkilmem bir oldu. "Hı , evet tamam. İkinci kehanet daha kısa." dedim.
"Kutsal kılıç tarafından öldürülecek
Ateş harlanıp dalgaları yok edecek
Ölüler tamamlandığında
Yaratılmış ya Ariçem'i kurtaracak ya da yok edecek." dedim. Yine ihtimalle bitiyordu kehanet. "Ne olacağı belli ama çok belirsiz." dediğimde Jason "Kehanetler..."  diye fısıldadı. Camdan arkayı kontrol ediyordu. "Bir sorun mu var ?" dedim arkaya dönerek. Jason başını olumsuz gibisinden salladığında tekrar ona odaklandım. "Rüzgar alevi söndürecek , ateş harlanıp dalgaları yok edecek." dedim. "Sence ateş ben miyim ?" dediğinde "Sanmıyorum." diyerek kestirip attım. Pek mutlu sonla bitecek bir cümleye benzemiyordu. Artık mutsuz sonla bitecek herhangi bir şeye de tahammülüm yoktu. Başımı koltuğa yaslayıp gözlerimi kapattığımda ne kadar yorulduğumu fark ettim. Kendimi hiç zorlamadan gecenin kollarına teslim ettim.
***
Uyandığımda Jason sessizce elindeki haritayı inceliyordu. "Günaydın." dedi bana dönerek. Cevap vermeyip sadece gülümsedim. "Neredeyiz ?" diye sorduğumda parmağıyla dağın yamacında yeşillikler arasında kalan kasabayı işaret etti. "İlk durak : Pan Bahçeleri." dedi. "Pan bildiğimiz Kır Tanrısı Pan mı ?" dediğimde gülerek başını aşağı yukarı salladı. "Evet , insanlar Antik Yunan mitolojisinin çoğunu uydurdular ama belli bir kısmı da gerçek." dedi. Arabadan yavaşça indiğinde bende kemerimi çözüp aşağı atladım. "Peki , bu Kır Tanrısı'nın bize yardım edeceğini nereden biliyoruz ?" dediğimde Jason'ın gülümsemesi tüm suratına yayıldı. "İkimizi de gayet yakından tanıyor." diyerek kasabaya doğru yürümeye başladı.
Merhaba , ilk önce umarım beğenmişsinizdir :) ikinci olarak en çok merak ettiğim şeylerden birini sormak istiyorum size :) gerçek hayat Ariçem gibi olsaydı hangi elementi kullanmak isterdiniz ? Şimdiden hepinize teşekkür ediyorum yorumlarınız için ❤️

ARİÇEM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin