Zayıf

8K 666 65
                                    

Jason'ın beni Kurul'un kapısından içeri sürüklemesine izin verdim. Hıçkırıklarıma bağırışlarıma hiçbir şeye aldırmamıştı. Suratındaki ifadeyi daha önce görmemiştim ve anlam veremiyordum. Sinirli miydi üzgün müydü... Hızlıca beni merdivenlerden aşağı indirip şarap mahzeni olduğunu tahmin ettiğim bir odaya soktu. "Alison buraya neden geldiğimizi unutmamalısın tamam mı ? Alison beni dinliyor musun ? Gördüklerini unutup devam etmelisin. Devam etmeliyiz." dedi bana doğru eğilmiş onay bekleyen bir ifadeyle gözlerimin içine bakıyordu. Bir anda içimde oluşan öfkeye karşı koyamadım. Onu olanca gücümle itip "Sende hiç mi duygu yok ! Söylesene ! Bu kadar taş kalpli olmayı nasıl başarıyorsun Jason ! Dışarıda yerde cansız yatan beden Noah'a ait Noah'a ! Duyuyor musun beni ? Dışarıda Dard'ın önünde serili yatan beden kardeşim dediğin çocuğa ait !" diye bağırdım. Yüzünden acı çektiği belliydi ama bu benim için yeterli değildi. Gitmeseydi belki de her şey farklı olabilirdi. O lanet dağ evine kaçmak zorunda kalmazdık , bunca şey yaşanmazdı , Andela gitmezdi veya ... Veya Noah ölmezdi. Hayır , benim için acı çeken bir surattan fazlası gerekliydi. Ben ona bağırdıkça daha da geriledi. Bakışlarını zemine kilitlemiş sadece beni dinliyordu. Durdurmaya veya ikna etmeye çalışmıyordu. Sakinliği beni daha da sinirlendirmişti ve Jason'ı tanıdığım kadarıyla canını nasıl yakabileceğimi biliyordum. Pişmandı. Yaptıklarından o da pişmandı ve ben bunları suratına tek tek vurmaya hazırdım. "Ama sen geriye bakmadan çekip gitmeyi iyi becerirsin değil mi Jason ? İnsanları sevmemeyi , aldatmayı , yapayalnız ölümün kucağına bırakmayı iyi bilirsin. Değil mi ?" dediğimde bana doğru yürüyerek gözlerini gözlerime kilitledi. "Hiçbir şey bilmiyorsun." diye fısıldadı dişlerinin arasından. "Harika ! Bir bilinmezlik için hayatımda değer verdiğim kim varsa öldü , ölüyor." dedim. Dizlerimin üstünde yere çöküp kendimi ondan olabildiğince uzağa çektim. Ayakta dimdik durmuş bana bakıyordu. Birkaç saniye nefesimi kontrol ettikten sonra dudaklarımı araladım ve ilk kez 3 yılı onun kucağına döktüm. "Bizi nasıl bıraktın ? Bizi bunca tehlikenin ortasına nasıl bıraktın ? Ares ve Eldoris'i daha yeni kaybetmişken bizi bunca acıyla baş başa nasıl bıraktın ? Sana ihtiyacımız vardı Jason." diye fısıldadım. "Alison ben böyle olsun istemedim." dediğinde bakışlarımı tekrar ona çevirdim. "Jason Noah öldü. Daha neyi feda edeceğim ? Hangi parçamı kaybedeceğim ? Kimi bu uğurda arkamda bırakacağım. Logan mı ? Adras mı ? Kim kaldı ? Kusura bakma ama ben senin kadar iyi değilim insanları arkamda bırakmakta." dedim. "Alison yanınızda kalamazdım. Eğer kalsaydım Noah bu kadar bile yaşayamazdı." diye fısıldadı. Ağır adımlarla kapıya gidip kulağını dayadı. Koridordan gelen sesleri dinlediğinden emindim. Hızla ayağa kalkıp "Gerçekten hala o aptal kılıcı mı umursuyorsun ?" dediğimde bana döndü ve sadece "Evet." dedi. Sadece bu. Ares , Eldoris diğer Aris savaşçıları ve Noah... Anlamıyordum. "Jason ? Beni duyuyor musun sen ?" dediğimde bana döndü. Soğukkanlı gözüküyordu. "Noah öldü Jason. Noah." dediğimde sinirle yumruklarını sıktı. Bana doğru yürümeye başladığı anda kapı kırılarak Jason'ın üstüne savruldu.

"Bakın burada kimler var ? Görüşmeyeli uzun zaman oldu Alison ?" diye gülümsedi. Toz bulutu odayı kaplamıştı. Kollarımı sallayıp Jason'ı bulmaya çalışsam da oda dumanla kaplıydı. Birkaç saniye sonra gözlerimi kısıp sesin geldiği tarafa baktım. Suratının yarısının yanık olması onu sadece daha korkutucu yapmıştı. "Tatlım yara izlerine takılma. Önemli olan iç güzellik." diyerek bana doğru adım atmaya başladı. Jason anında üstünden kapıyı savurup aramıza geçti. "Aa kardeşim , pardon seni unutmuşum." dedi Dard. O sırada kapıya bir yığın Aris kümelenmişti. Dard elini havaya kaldırıp "Bunları ben hallederim siz diğerlerini bulun." diyerek mahzende üçümüzü baş başa bıraktı. Tekrar bize döndüğündeyse yüzünde yine o alaycı gülümseme vardı. "Bu arada mavi gözlü arkadaşınız için özür dilerim. Ufak bir kazaydı. Adı neydi ? Noah mu ?" diyerek Jason'a baktı. Jason'ın sinirden kaskatı kesildiğini hissedebiliyordum. "Onun adını ağzına alma." dediğinde Dard kahkahalar atarak "3 yıl görmedin kardeşim , bir ömür görmesen de kaybın olmaz diye düşünüyorum." dedi. Jason sinirle dişlerini sıktı. "Bu seni hiç ilgilendirmez." derken bir eliyle de bileğimi tutmuştu. "Sanırsam konuşmanızı böldüm. Ne konuşuyordunuz ? Alison , sevgilim. Ne anlatıyordu Jason sana ? Neden 3 yıl sizi bir başınıza bıraktığını mı ? Bizden 3 yıl nasıl kaçtığını mı ? Yoksa senin her hareketini 3 yıl boyunca izlediğini mi ? Sana her yaklaşmamızda bizi nasıl engellediğini mi ? Ne cesur bir savaşçı ama babası onunla gurur duyuyor." dedi. O konuştukça Jason sinirleniyordu. "Kapat çeneni !" diye bağırsa da Dard'ın Jason'ı dinlemek gibi bir niyeti yoktu. "Şimdi neden onu tercih ettiğini görebiliyorum. O zayıf. Aşk onu zayıflaştırıyor ve benim zayıf kardeşim aptal bir romantik gibi senin gönlünü çalabiliyor. Neden gittiğini sana anlattı mı Alison ? Neden sizi bırakıp hiçbir açıklama yapmadan izini kaybettirdiğini , senin aslında ne olduğu , kendisinin neye neden olacağını ve neden geri döndüğünü ? Aslında bunların arasından tek bir şeyin nedenini tam olarak bilmiyorum. Neden geri döndün Jason ? Bir teorim var açıkcası. Duymak ister misiniz ? Alison ?" dediğinde Jason'a baktım ama o sinirle Dard'a bakıyordu. Dard gülümseyerek "İnanamıyorum. Nasıl sakladın bunca şeyi ondan ?" dedi. Jason patlayacak bir volkan gibiydi. "Bu sana bir şey kazandırmaz Dard. Kapa çeneni. İstediğin savaşsa buradayım." dedi. "Hayır hayır hayır. İstediğim şey tam yanında duruyor kardeşim. Unuttun mu beni ona sen aşık ettin." dedi. Jason beni biraz daha arkasına çekerek kendine daha çok yaklaştırdı. "Alison bundan tam 3 yıl önce biz sevgili kardeşimle o odada ölesiye dövüşürken Jason'a son kehanet geldi. Tam benim gözlerimin önünde. İnanılmazdı." dedi. Odada volta atmaya başlamıştı. Bayağı eğlenen bir hali vardı. "Bilirsin kendisine her durumda hakim olabilir. Ama bu biraz farklıydı. Kutsal bir güce sen bile karşı koyamazsın kardeşim." dedi. Jason bir elini arkaya atıp belimdeki kemerden kısa bıçağıma ulaşmaya çalışıyordu. "Normalde olsa bana asla kehaneti söylemezdi. Söylemedi de zaten. Ama şokun etkisiyle ağzından üç sözcük kaçırdı : anahtar , Pandora'nın kutusu ve Alison. İlk başta anlamasam da devamında her parçayı yerli yerine oturttum. Kehanet sana değil Jason'a indi. Çünkü o anahtar. Kehanetteki anahtar. Sana ulaşan tek anahtar. Kehaneti sana o getirdi ve sen güzelim ..." dedi bize yüzünü döndüğünde Jason kemerimi sıkıca tutuyordu. "Sen Pandora'nın kutusu oluyorsun. Açılırsa tüm Dünya'ya kötülükleri saçıp dengeleri alt üst edecek olacak Pandora'nın kutusu. Bunca kötülüğü beraberinde getirebileceğin gibi tek bir şeyi de Dünya'ya verebilirsin : Umut. Umut olursa her şey vardır. Ama senin hangisini serbest bırakacağını kimse bilmiyor ve bilemez de. Sen bütün zamanlara verilmiş armağansın. Sen Aristo'nun Dünya'ya armağanısın. Ve senin tek anahtarın da Jason." dedi. Suratında nefretten başka bir şey yoktu. "Peki neden geri döndü biliyor musun ? İnsanlığı korumak için senden uzak durması gerekirken neden döndü ? Ne vicdan ne gurur ne de diğer duygular... Zaman Koruyucusu Pandora'nın kutusuna tek bir şeyi sığdıramamış. Diğerlerinin hepsini alt edebilecek tek şeyi : Saf aşk."

"Senin Noah ile öpüştüğün gün seni kaybettiğini düşündü. Seni kaybettiğinde ise... Onun için ne Ariçem'in ne de başka bir şeyin anlamı kalmıyordu. Bu yüzden geri döndü." dedi. Jason elini bıçağın kabzasına attığında Dard iyice yakınlaşmıştı. Tiksindiği bir şeye bakar gibi Jason'ın suratına bakıyordu. "Zayıfsın. Aptal bir duygunun seni yenmesine izin verebilecek kadar zayıfsın." diyerek tükürdü. Jason bıçağı sıkıca kavrayıp hareket ettirdiğinde "Yanlışın var Dard. Evet anlattıklarının hepsi doğru ama tek bir yanlışın tüm hikayeyi bozuyor. Benden öğrendiğin tek bir şey var ve ona da ben sahibim sen değil. Ben zayıf değilim aksine bunlar sayesinde daha güçlüyüm." dedi. Bıçağı hızla çekip Dard'ın karnına sapladığında geri dönüp bana sıkıca sarıldı. Etrafımız bir anda alevden bir çemberle sarıldı ve biz camdan dışarı hızla fırladık.

ARİÇEM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin