Banshee

5.1K 480 168
                                    

"Yaratılmış , Apollon ve sevgili oğlum..." en son Dard'a bakarken bakışları buz gibiydi. Bizim tarafımıza geçtiğini bilmediğinden artık emin sayılırdım. Ardından bakışlarını Andela'ya çevirdiğindeyse kelimelerinden kibir akıyordu. "Sen alt sınıfsın galiba. Ara element misin?" Andela cevap vermeden dik dik bakmaya devam etti. Yanlış zaman , yanlış yer , yanlış kişi dedikleri bu olsa gerek ki Elaina'nın bakışlarına karşılık verirken bu durumun tam olarak da uyduğunu fark ettim. "Galiba melez için geldiniz ?" Noah'un iki elementi de kullandığını biliyordu ki onun için geldiğimizi telaffuz etmesi de Noah'un yaşadığına dair hissimi kuvvetlendirmişti. "Senin sadık olduğunu düşünmüştüm Dard , ailene bunu yapman affedilemez. Öte yandan çocukluğunu özlemişsin galiba ki arkadaşlarının yanında görüyorum seni." "Arkadaş olduğumuzu pek sanmıyorum." diye fısıldadığımda Elaina tekrar bakışlarını bana çevirdi. Çocukluğumuzda onun yanında kaldığımız zamanlardan bahsediyordu. Logan'a işkence ettiği zamandan... "Hiçbir şey hatırlayamaman ne yazık. Aristo her zaman bilge bir çember kurucusuydu. Ta ki sizi yaratana kadar. Onu ikna edip bir süre de olsa sizi elinden almam çok kısa sürdü." dalga geçermiş gibi gülümseyerek sivri tırnaklarını bana uzattı. "Sen her zaman farklıydın Dorena. Gücünü çevrendekiler bile hissedebiliyordu. Ah evet sana gelirsek... Apollon..." birkaç adım atarak Jason'ın tam önünde durdu. Neredeyse aynı boyda sayılırlardı. Jason hiçbir şekilde kıpırdamadan gözlerini ona dikmiş bir şekilde bekliyordu. Anaklusmos'u kavrayan parmaklarının kabzayı daha sıkı tuttuğunu fark edebiliyordum. "Çocukken bile etrafa ışık saçıyordun. Gözlerini annenden almışsın..." kıkırdaması kahkahalara dönüştü. Jason'ı kışkırtmaya çalıştığı apaçık ortadaydı ama Jason beklemediğim bir şekilde sessizce onu dinliyordu. "Ölmüştü değil mi ? Yeteneklerin ve gücün çemberin ötesinde Craft. Yanlış taraftasın. Senin gibi bir savaşçıyı henüz Ariçem tarihi görmedi ne Perseus ne Hercules seninle kıyaslanabilir ama sen ne yapıyorsun aptal bir kızın peşinde aptal bir amaç uğruna..." gözlerini devirerek bana döndü. Bizimle resmen oyun oynuyordu. "İki erkek arasında kalmak zor olmalı. Bir Yarı Tanrı ve bir Ruh Efendisi... Sana küçük bir teklifim var... Alison değil mi ölümlü adın ? Evet Alison , arkadaşlarını ve melezi serbest bırakırım senin burada kalman şartıyla." Jason'ın aniden bileğime yapışması galiba Elaina'ya bir cevap olmuştu. "Öldürün hepsini , Dard hariç." yavaşça yanımızdan geçip basamaklardan çıkarken tiz kahkahasını duyabiliyordum. Sonrası ise belkide anlatamayacağım kadar karışık. Amarande'yi kullanmak aklımın ucundan bile geçmemişti galiba alışık olmadığımdan. Her yerden üstümüze Arisler geliyordu. Çevremizde alevden bir çemberin oluşmasıyla Jason bize biraz zaman kazandırmıştı. "Herhangi bir taraftan yolu açmamız lazım. Mümkünse arkamızdaki merdivenlerden. Alison daha önce yaptın mı bilmiyorum ama onları öldürmen lazım. Yani ruhlarını bedenlerinden ayırmalısın. Biz basamakları hallederken senin burayı kontrol etmen lazım." Dard bağırarak ne yapmam gerektiğini söylemişti ama nasıl yapmam gerektiğini söylememişti. Onayımı bile almadan çemberden çıkıp hızla iki taraflı merdivenlere koştular. İki taraftan da art arda Arisler iniyordu. Mahzende etrafımız tamamen sarılıydı. Jason bir tarafta savaşırken Dard diğer taraftaydı. Andela'ya dönüp "Noah'u bul ben onları oyalarım !" dedim "Hazır olduğunda söyle Alison." diye bağırdığında bakışlarımı çemberin dışında beni bekleyen Arislere çevirdim. Sayıları sayamadığım kadar fazlaydı ve gittikçe artıyordu. "Düşüncelerini boşalt... Kendi ruhunu düşün... Bağlantılarını düşün... Ve karşındakinin bağlantılarını... Gücünü serbest bırak." bu sesi tanıyordum. Aristo'nun dediklerini dinleyerek ellerimi iki yana kaldırdım. Derin bir nefes aldım ve çevremdekileri unuttum. Hayatımı ve hayatıma beni bağlayan bağlantıları düşündüm. Annem , babam , Logan , Jason , Noah , Andela ve tüm arkadaşlarım... Tüm ailem... Ava'nın kıkırtıları... Ares ve Eldoris'i... Gözlerimi açtığımda hepsi korkuyla bana bakıyordu. İki avcumda gri , mavi karışık tonlarda dumanlar... Tüm koridorun soğuduğunu hissedebiliyordum. Avuçlarımı birbirine çevirdiğimde dumanlar karıştı. Dans eder gibi birbirlerine girdiler. Kollarımı uzatıp ellerimi alnımın hizasına getirdiğimdeyse duman titremeye başladı. Ağır ve kendimden emin hareketlerle beş köşeli bir sembol çizdim. "o thánatos eínai éna dóro gia esás" büyüyü serbest bıraktığımda gördüğüm tek şey üst üste düşen cansız bedenlerdi. "Ölüm size bir hediye " diye fısıldadım Antik Yunan diliyle. Bunun bir büyü olduğundan bile haberim yoktu. Arkamı döndüğümde ikisi de bana bakıyordu. "Sen gerçekten Ölüm'ün Habercisisin." Dard hayretle bana bakarken Jason'da aynı ifadeyle beni izliyordu. "Haber verdiğini pek söyleyemem Banshee. Bir ölüm perisiyle birlikte olduğumu bilmiyordum."
***
Hırıltılar , homurtular , bağırışlar... Peşimizden geldiklerini anlayabiliyordum ama ne dönüp bakmak için vaktim vardı ne de bu kadar hızlı koşarken dönüp bakabilirdim. Buraya en son geldiğimde Aristo ile karşılaşmıştım. Simon'ı yeni kaybetmiştik... Üzerinden yıllar geçse de direkt o gün geldi aklıma. Sonsuz Çember Kurulu'na bu şekilde dalmak pek akla yatkın değildi evet ama Noah'a ulaşmam lazımdı. Tabi planlarım arasında Jason , Andela ve Dard ile beraber gitmek yoktu. Bakışlarımı bir anlık sağ tarafıma çevirdiğimde kirli ve dağınık saçlarının arasından masmavi gözleriyle beni kontrol ettiğini görebiliyordum. Arkamızdaki ordu olmasaydı ve son sürat kaçıyor olmasaydık belki de boynuna atlayabilirdim. İstemsiz bir şekilde gülümsedim. "Hadi Alison arkada kalma !" korumacı tavrını ve yanımda olmasını özlemiştim. En yakın arkadaşımı özlemiştim...
serhat_comert 'e teşekkür etmek istiyorum gerek "mırıbı aliysın" yorumuyla gerek kitabımdaki normal dışı yorumlarıyla hiç tanımadan bana iyi bir arkadaş olduğu için 😊

ARİÇEM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin