Kapılar

5.2K 466 114
                                    

Gerçek dostluk fosforlaşma gibidir, çevremizi karanlık sarınca iyice parlar.
-Aristoteles
"Sakinleş Alison." şapşal şapşal gülümsememi yüzümden atamıyordum. Eğitimlerimde çoğunlukla bana o yardım ederdi. Hava elementiyle aram her zaman diğerlerine oranla daha kötüydü ve o bu elementi ustalıkla kullanıyordu. Sanki çok kolaymış gibi genişletiyor , topluyor , hortumlar ve rüzgarlar yaratıyordu. Andela , Logan , Jason , Riddle , Adras , Dios , Pan (daha çocukken Noah ile tanışmışlar) , Theron... Hepimiz aynı şekilde Noah'u izliyorduk ve tuhaf karşıladığından emindim. "Hey tamam çocuklar ölmüş olabilirim size göre ama paçayı kurtardım şu hayran bakışlarınızı üstümden çeker misiniz artık ?" herkes kıkırdamaya başladığında Logan koşarak onun üstüne atladı ikisi bir yerde yuvarlanırken Theron'da onlara katıldı. Yine eski günlerdeki gibi bir aradaydık ve eğitimdeydik. Eğleniyorduk uzun zamandır ilk kez hep beraber gerçekten eğleniyorduk. Ne kadar uzun sürmeyeceğini bilsem de ne demişler : Anın tadını çıkarın.
***
Tek düze bir hafta geçirmiştik. Eğitim , eğitim ardından yine eğitim. Dard ile Jason için bile çok fazla endişelendiğim söylenemezdi çünkü artık eğitim saatleri ayrıydı neredeyse hiç aynı ortamda bulunmuyorlardı. Noah'un dönmesi Dard için pek iyi olmasa da onu geri almamız için bize çok yardım etmişti kimsenin bunu göz ardı etmeye niyeti yoktu , tabi Noah dışında. İçinde Dard'a karşı ekstra bir öfke besliyordu ki bu da hareketlerinden apaçık ortadaydı. Jason ile artık daha büyük bir ortak noktaları oluşmuştu. Jason ile değilsem Noah mutlaka yanımda bitiyordu. Dard'ın bakışlarını üstümde hissetsem de neredeyse kuruldan döndüğümüzden beri hiç konuşmamıştık.
Yine aynı tek düze sabahlardan biriydi. Sakin , monoton ve eğitimle geçen. Yatağın içinde bir o tarafa bir bu tarafa dönüp saate bakarken kapım tıklatıldı. Logan , Andela veya Noah olsa tıklatma gereği duymaz genelde paldır küldür içeri girmeyi tercih ederlerdi. Theron genelde camdan girmeyi kendisine daha yakın buluyordu ki başlarda tuhaf gelse de sonradan alışmıştım. "Jason ?" diye doğrulduğumda gülümseyerek kapıyı açtı. "Günaydın. Eğitimde olmayan birisi dikkatimi çekti de." kıkırdayarak yorganı kafama çektim. Hiçbir şey demeden odaya girdi parkede gezen ayak seslerini duyabiliyordum. Sonra ayak sesleri de kesildi. Merak etsem de oyunu ilk bırakan olmak istemiyordum. Birkaç dakika içinde fazla bunaldığımı hissetmeye başladım. Resmen terliyordum ve gittikçe daha sıcak oluyordu yorganın içi. Ekstrem bir sıcaktı. Dayanamayıp kafamı çıkarttığımda yatağımın tam üstünde alevden bir bulut vardı. "Jason ! Ciddi olamazsın !" o kadar sıcaklamıştım ki. "Benim için de zevkti Bayan Grace. Zorluk çıkartmamayı öğrenmiş oldunuz." bulut dağıldığında yataktan ayaklarımı sarkıtıp yüzümü yıkamaya gittim. Belli etmek istemesem de gülümsüyordum. "Hazırlan sana göstermek istediğim bir şey var. Kapının önünde bekliyorum. Sakın geri yatma Alison !" dişimi fırçalarken beni görmesi pek hoş olmasa da başımla onayladım. Gülümseyip dışarı çıktı. Hızlıca bir kot ve üstünde LA baskısı olan bir tişört -Andela'nın en sevmediği kombin- giydim. Saçlarım kabarık da olsa toplamayla uğraşmayıp cebime ufak bir toka aldım. Kapıdan çıktığımda Jason Theron ile konuşuyordu yani sanırım Theron'du çünkü Jason duvar yaslanmış bir şekilde kapısı açık bir odaya doğru konuşuyordu ki şu saçma kareye dahil olabilecek iki kişiden biri Logan'dı ki o da antrenmandaydı. Eğilip içeri baktığımda Theron bedeninin yarısı camdan içeride yarısı dışarıda bir şekilde bana el sallıyordu. Boşver onu der gibi Jason elimden tutup beni sürüklemeye başladı. Merdivenlerden inip hızla ortak eğitim alanına çıktığımızda diğer Arislerin kaldığı ağaç evlerin aksine diğer tarafa doğru yürümeye başladık. "Nereye gidiyoruz Jason ?" ifadesinden bir şeyler çıkarmaya çalışsam da bir sorun varmış gibi davranmıyordu. "Hey siz ikiniz nereye ?" anında ikimizde geri döndük. Riddle kılıcı elinde kan ter içinde bize bakıyordu. "Sen küçük hanım eğitime 2 saat geç kaldın !" kekelemeye başlayacağımı hissettiğimi anlamış olmalı ki Jason direkt lafa girdi. "Benimleydi yani eğitimi benimleydi Riddle. Sorun olmaz değil mi ?" kaşlarını çatıp ikimize bir baksa da dikkatimi çeken şuan Riddle değil Jason'ın yalan söylemiş olmasıydı. Her nereye gidiyorsak bunu gizli yapıyorduk. Riddle başıyla onayladığında Jason elimi bırakıp yavaşça bileğimden tuttu. Adımlarımızı hızlandırdığımızda artık neredeyse emindim "Jason nereye gidiyoruz ? Herkesten habersiz." Jason gülümseyip "Kural dışı bir durum. Kimseye bahsetme olur mu?" Jason Craft kuralları ihlal ediyor. Beklenmedik şeylerde ilk sırada şuan bu durum. Şatonun arka tarafı neredeyse uçurumdu ama hemen yan tarafta eskiden içinde mahzenlerin olduğunu tahmin ettiğim bir taş bina vardı. Önüne geldiğimizde Jason yavaşça kapıyı açıp beni içeri itti. Hemen arkamızdan kapıyı kapattığındaysa içerisinin uzun zamandır havalandırılmadığını düşündüm. Her taraf örümcek ağlarıyla kaplı olsa da daha önce birisinin girdiği aşikardı. Kapıda kilit yoktu. Yol boyunca örümcek ağları kenarlara itilmiş bir çoğu bozulmuştu. Eşyaların tozları kalıp gibi dursa da parkede ayak izleri vardı. "Jason burada görmemi istediğin şey ne ?" bana aldırış etmeden yürümeye devam etti. Koridorun sonuna geldiğimizde duvardaki tabloların binadan daha ürkünç olduğu kanısına varmıştım. Sağ tarafımızdaki merdivenlerden inerken Jason avcunu açıp parmaklarını bir anlık birleştirip tekrar açık hale getirdi. Avcundaki ateş parlayarak ışık yayıyordu. Merdivenler bittiğinde karşımızda sadece taştan bir duvar vardı. "Ciddi olamazsın Jason ?" bunun için beni buraya kadar getirmesi... Yine bana aldırmadan avcunu açıp elindeki alevle çemberin sembolünü duvara çizdi. Birkaç saniye hiçbir hareketlilik olmasa da taşlar birbiri üstüne binerek ayrılmaya başladı. Hafif geri çekildiğimde karşımızdaki oda tamamen ortaya çıkmıştı. "Burası eski evimiz... Burası seni..." "Evet burası beni ilk gördüğün yer. Noah'un içeri girdiği kapı." diyerek karşı taraftaki kapıyı işaret etti. Her tarafımızda bitkiler vardı tıpkı ilk kez karşılaştığımızdaki gibi... "Ee yangın ? Yani nasıl ?" adımımı odaya attığımda çiçeklerin kokusunu alabiliyordum. "Nasıl tekrar bu hale getirildiğini bende bilmiyorum. Ama görünüşe göre aynı şeklini koruyor." gülümsememe engel olamıyordum. Boydan boya camlardan gelen ışıklar odayı aydınlatmaya devam ediyordu. Jackson'ın beni bu odanın kapısına kadar getirdiği zaman... Jason'a dönüp boynuna sarıldım. Onu o zaman ilk gördüğümde de bunu yapmak istemiştim. "Teşekkür ederim." diye fısıldadığımda burnuma minicik bir öpücük kondurdu. "Önemli değil." şuan güzeldi şuan çok güzeldi... Ta ki ayak sesleri duyana kadar. Jason hızla beni yan tarafımızdaki koruluğa fırlattı. Düşüp ayağımı çarpsam da toparlanıp kalktım. Kendisi de tam ortadaki kirişe yaslanıp sessiz olmamı işaret etti. Birkaç saniye içinde sesler arttı. Bir kız ve bir erkeğe ait olduğunu seçebilmiştim. Kapı açıldığında fısıldayarak konuşmaya devam ediyorlardı. Karşılarındaki açık duvarı , mahzeni ve merdivenleri fark edince ikisi de aynı anda durdu. Geri gideceklerinden neredeyse emindim. Hızla koşmaya başladıklarında Jason "Şimdi !" diye dudaklarını oynattı. Anında ayağa kalkıp kapıyı çarptım. Jason önlerine ateşten bir set çektiğinde ikisi de durdu. Geri dönüp bize baktıklarında şaşkın durumdaydılar. "Jason Craft ?" çocuk Jason boylarındaydı. Sarışın saçlara ve oldukça iyi bir fiziğe sahipti. Aris olduğu her halinden belliydi. Kız bir adım öne çıkıp "Biz buraya çağırıldık. Kapıda karşılaştık ve... Sen Alison Grace olmalısın." ne olup bittiğini ikimizde anlamıyorduk. "Siz kimsiniz burada ne işiniz var ?" diye bağırdığında kız kızıl saçlarını sallayarak bize doğru adım atmaya başladı. "Biz ara element savaşçılarıyız. Aristo'nun gönderdiği mesaj üzerine buraya geldik. Bize sizi burada bulacağımızı söyledi tabi bu şekilde değil." Çocukta başıyla onayladı. Kız aşırı sevecen bir tipe benzerken çocuk aksine daha soğuktu. "Ben Candance , Güneş'in kızı." çocuğu işaret ettiğinde o da konuşmaya başladı "Canace. Rüzgarın oğlu." Jason hala ikisini de dikkatle izlemeye devam ediyordu. "Kanıtlayın." dediği anda çocuk elini kaldırıp kapıyı havaya uçurdu. Benim kapattığım kapıyı. Kesinlikle hava elementi üstünde daha çok çalışmalıydım. Kız da adım adım gerileyip tam setin ortasında durdu. Ateşten bir setin. "Yolda karşılaştık ve günlerdir sizi arıyoruz. Aristo buraya gelmemizi sizi burada bulabileceğimizi söyledi. Savaş kapınızda yardım etmek için..." diye fısıldadı. Kız cana yakın ve konuşkan bir tipe benziyordu. Jason seti kaldırdığında "Neden Aristo sizden böyle bir şey istesin ?" dediğinde çocuk ilk kez bana bakarak konuşmaya başladı : "Dedi ki Hades Tartarus'un kapılarını açıyor. Karanlık yaklaşıyor. Yaratılmışa böyle söyleyin."
Teşekkür ederim her şey için serhat_comert 😇

ARİÇEM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin