"Selim nasıl oldu?" Gevherhan Sultan'a baktım. Safiye hala kucağındaydı ve Gevherhan Sultan'a hayran hayran bakmaya devam ediyordu. "Duyduğum kadarıyla daha iyi sultanım" dedim gülümseyerek. "Ne vakittir ses seda çıkmıyor ne Zeyneb Asime'den ne de validemden. Felaket habercisi olmasın da." dedi Safiye'nin saçlarıyla oynarken. Haklıydı, üstünden neredeyse üç gece geçmişti ama ne Zeyneb Asime'den ne de Kösem'den haber vardı. İkisi de dairelerinden çıkmıyor, kimseyi de içeriye almıyorlardı. Giren çıkan hekimlerin söylediğine göre Selim iyiydi. Gözlerini açmış, ateşi düşmüş, öksürüğü de dinmişti. Zeyneb Asime bir şeyler planlıyordu ve eminim Kösem hakkındaydı.
"Sen sultan olarak mı doğdun?" dedi Safiye, sessizliği bölerek. Gevherhan Sultan da ben de bu suali beklemiyorduk. Gevherhan gülümseyerek Safiye'ye baktı ve başını salladı, "evet, sultan olarak doğdum" dedi. "Peki nasıl?" Safiye son zamanlarda sultan olmanın nasıl bir şey olduğunu soruyordu, bir defasında "neden sana sultan diyorlar?" diye sormuştu. Gebe olduğumu, ne doğurursam doğurayım sultan olacağımı söylemiştim. "Benim babam padişahtı" dedi Gevherhan. "Soyum, hanedan soyu olduğu için bende doğuştan sultan oluyorum". Safiye bir süre ona baktı, ardından gözlerini bana çevirdi. "Peki ya validem nasıl sultan olabiliyor?" Gevherhan Sultan'la aynı anda güldük, o küçük kafasında ne gibi sualler dönüyordu. "Annen, padişahtan gebe. Bu yüzden o da sultan vasfına geldi. Benimle annenin farkı, benim hanım sultan olmamdır". Gevherhan Sultan bıkmadan usanmadan sorularına cevap veriyordu ve Safiye ile geçirdiği bu münakaşadan hoşnut bile sayılırdı. Safiye'yi tatmin etmemiş olacak ki tekrar Gevherhan'ın gözlerine baktı ve "ben neden sultan değilim?" dedi. Gevherhan'la benim yüzümüzdeki gülümsemeler bir anda silindi. Gevherhan endişe ile bana baktı. Nasıl cevap vereceğini bilmiyordu belli ki. Doğacak kardeşi kız olursa şayet, onun sultan olacağını ama kendisinin olmayacağını nasıl söyleyebilirdim ona? Safiye alınırdı, biliyordum. Hiçbirimizden cevap gelmeyince, "bende sultan olacağım" dedi. "Bende padişahtan gebe kalacağım". Bu beklenmedik söz üzerine odada Gevherhan'la benim kahkahalarımız yankılandı. "Sen ne dediğini bilmiyorsun, Safiye" dedim gözümden gelen yaşları silerken. "Yavrum ne padişahı, ne gebe kalması?". Safiye, kollarını birbirine dolamış, göz ucuyla bizi seyrediyordu. Gevherhan, Safiye'nin bu haline bakıp daha çok güldü ve sonra başından tutup göğsüne bastırdı, "öyle deme annesi, belki de senden daha güçlü bir sultan olacaktır".
Safiye bize sinirlenip, bakımından sorumlu olan hatunun yanına gitmişti. Ben ve Gevherhan terasa çıkmış, bir süre sonra da Zahide Sultan gelmişti. Osmanlı kahvelerimizi içerken, sessizliği bozan Gevherhan oldu. "Hünkarımız sefere çıktığı zaman harem çok karışacak" dedi ve uzanıp lokumlardan bir tane aldı. Doğru söylüyordu, harem karışacaktı. Kösem Sultan bunun için gelmemiş miydi zaten. Murad'ın yokluğunda, kendince hareme el koyup çekip çevirecekti. "Validem, hünkarımız gitmeden önce Nazperver'i hasodaya sokmak peşinde" dedi bana bakarak. "Biliyorum sultanım" dedim başımla onaylayarak. "Bir şey yapmayacak mısın?" diye sordu Gevherhan, şaşkınlığı sesine de yansımıştı. "Elimden ne gelir sultanım" dedim. "Hasodaya karışırsam ve hünkarımız bunu öğrenirse mahvolurum".
"Sophie haklı, Gevherhan. Hünkarımız katiyen müsamaha göstermez." Gevherhan uzun uzun bana baktı. Bir şeyler düşündüğü belliydi. "Sen hünkarı paylaşmayı kabullenmişsin, hatun" dedi sonunda. "Hiçbir kadın, sevdiği adamı paylaşmak istemez sultanım. Lakin benim sevdiğim adam bir padişah. Haddime mi karışmak?" Gevherhan duyduklarına inanamadığını belli edercesine yüzüme bakıyordu. "Ayrıca" dedim kahvemden bir yudum aldıktan sonra, "Zeyneb Asime'nin düştüğü hataya düşmek istemiyorum. Tek olmak için çok uğraştı, lakin vaziyet malumunuz". Eğer Murad'ın tek bir hatuna bağlı kalacağını bilseydim, bende onun için çabalardım. İlk başlarda da çabalamıştım ama olmamıştı. Zeyneb Asime kendimi bildim bileli bunun için savaşıyordu ama sonuç olarak hünkarın başka bir hatundan kızı vardı, ben gebe kalmıştım ve bir tane daha gözdesi olmuştu. "Sophie haklı" dedi Zahide, bir süre düşündükten sonra. "Zeyneb Asime bu konudaki kartlarını açık oynuyor da ondan" dedi Gevherhan. "Sen gizli gizli kapayacaksın hasodanın yolunu".
![](https://img.wattpad.com/cover/23631844-288-k119877.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOPHIE (TAMAMLANDI)
Historische RomaneBen Sophie De Jong. Hollanda'dan kaçıp Osmanlı Sarayı'na, Dördüncü Murad'a sığındım. Gençtim, masumdum, korkaktım. Sonra aşkı tattım, acıyı tattım, ölümü tattım. Eş oldum, anne oldum, kul oldum. Savaştım, yenildim, yendim. Ben artık eski Sophie De J...