BÖLÜM 9

3.9K 163 18
                                    

Bir önceki bölümün kısalığından ve kötü anlatımımdan dolayı özür niyetine bir yeni bölüm daha yazdım :) umarım bir önceki bölümü telafi eder. Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyen herkese çok ama çok teşekkür ediyorum. Eğer benimle konuşmak, hatalarımı söylemek isteyenleriniz varsa ve yorum yazmak istemiyorsa her zaman özelden göndereceğiniz mesajlara açığım. Herkese cevap veririm. Belki güzel bir arkadaşlığın başlangıcı olur bu kitap. Ne dersiniz? :)

İyi okumalar. Seviliyorsunuz :* ♡♡♡♡

Nazperver de en az benim kadar heyecanlıydı. Yatakta uzanmış ebe hatunu bekliyordur. Hemen baş ucumda duran Nazperver, elimi sıkı sıkı tutuyordu. Gülümseyerek ona baktım. Gözleri kapıdaydı. "Benden daha heyecanlısın" dedim gülerek. Dönüp bana baktı ve güldü. "Galiba öyleyim"

İkimizde kapı sesini duyup heyecanla kapıya baktık. İkimizinde yüzündeki gülümsemeler yerini heyecanlı bakışlara bırakmıştı. Ebe hatun içeri girdi ve hafifçe eğildi. "Gel hatun gel. Bize hayırlı bir haber söyle, dile benden ne dilersen" dedi Nazperver, elimi bırakmadan yatağın ucuna gelmesini göstererek. Ebe hatun hazırlanırken rüyalara daldım. Sarı saçlı ve mavi gözlü bir oğlum oluyordu rüyamda. Ahmet ve ben bahçedeki sedirlerde oturuyorduk. Oğlumuz kahkahalar atarak, elindeki tahta kılıçla oyunlar oynuyordu. Sonra dönüp bize bakıyordu. Mavi gözleri benimkilerle buluşuyordu. Pembe yanaklarındaki gamzeleri ortaya çıkararak gülümsüyordu. Bende gülümsüyordum ve dayanamayarak kalkıp ona doğru kollarımı açarak yürümeye başlıyordum. Gülümsemesi daha da büyüyerek bana koşuyordu. Adımlarımı hızlandırarak yaklaşıyordum. En sonunda kollarının arasına koşarak gelip boynuma atlıyordu ve bende onun beline sarılarak döndürüyordum. Kahkaha atarak bana daha sıkı sarılıyordu. Cennet kokusunu içime çekiyorum. "Validem" diyordu kahkahalarının arasından. "Oğlum" diye karşılık veriyordum her validem deyişinde. Oğlum... Altın saçlı, deniz gözlü oğlum. Benim çocuğum, canımdan canım, hayatımın anlamı....

Ebe hatunun sesiyle daldığım rüyalardan sıyrıldım. "Hayırlı olsun. Gebesiniz" dedi gülerek. Gözlerimin dolmaya başladığını hissediyordum. Nazpeverin sevinç kahkahalarını duyuyordum. Dönüp ona baktım ve Nazperver'in bana bakıyor olduğunu gördüm. Nazperver'inde gözlerinin dolmuş olduğunu fark ettim. Elimi daha sıkı tutup eğilerek bana sarıldı. Dayanamayıp sevinçten ağlamaya başladım. "Allahım sana şükürler olsun" diyordu bir yandan bana sarılarak. Ben ise hiçbir şey söyleyemiyordum. Belki de rüyalarım gerçek olacaktı. Gebeydim ve 9 ay sonra kucağımda çocuğum olacaktı. Belki de daha kısa süre sonra. Hayatımda ilk defa mutluluktan ağlıyordum. Ne güzel bir şeydi bu böyle. Anne olacaktım. Sonunda birisi beni koşulsuz, çıkarsız ve karşılıksız sevecekti. Bende sonunda birisini canımdan daha çok sevecektim. Ebe hatunun öksürmesiyle ikimiz de birbirimizden ayrıldık. Yerimden kalkıp yatağın biraz berisindeki çekmeceyi açıp içinden iki kese altın çıkardım. Ebenin yanına gittim ve elini tuttum. "Bu şimdilik aramızda kalacak. Eğer yarına kadar bir kişiden duyarsam, senden bilirim hatun. Ona göre" dedim gözlerinin içine bakarak. Başını salladı "tabi ki. Siz nasıl uygun görürseniz" dedi ürkerek. "Teşekkür ederim. Şimdi çekilebilirsin" dedim başımla kapıyı göstererek. Eğilip odadan çıktı. Nazperver'e döndüm ve gülümsedim. Elimi karnıma koydum. "Teyze olacaksın Nazperver" dedim heyecanla. Sesimin titremesine aldırış etmedim. Gözlerinin tekrardan dolduğunu gördüm. "Evet" dedi benimle aynı ses tonuyla. "Sende anne olacaksın" diyerek devam etti. Evet, anne olacaktım...

Akşama doğru hayırlı haberi Ahmet'e vermek için yola çıkmıştık. Nazperver arkamdaki arabayla geliyordu. Ben ise etrafımda bir çok yeniçerilerin ve ağaların olduğu daha büyük bir araba ile yolda ilerliyordum. Bir süre sonra araba durdu ve kapı açıldı. Cariyelerimden 2 tanesi kapının orada duruyorlardı ve ben kapıda belirir belirmez ellerini uzattılar. Ellerimden yardım alarak aşağıya indim. Topkapı Sarayı'nın kendine has yeşil bahçesinde Nazperver çoktan arabadan inmiş beni bekliyordu. Ben aşağıya iner inmez yanıma gelmişti bile.

SOPHIE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin