BÖLÜM 52

1.1K 64 4
                                    

"Hünkarım" dedi Safiye odaya girer girmez. Kollarımı açtım ve Safiye yavaş adımlarla kucağıma geldi. Murad uzanmış bizi seyrediyordu. "Gel bakalım" dedi Murad, yanını göstererek. Safiye gülümseyerek yatağın ayak ucundan emekleye emekleye başına kadar geldi ve Murad'a baktı. "İyi misiniz?" dedi minicik eliyle Murad'ın yanağını okşayarak. Murad gülümsedi ve elini Safiye'nin elinin üstüne koydu, "iyiyim" dedi. Nazperver yanıma geldi ve gözlerini Murad'la Safiye'den ayırmayarak, sadece benim duyabileceğim bir şekilde fısıldadı, "Safiye'yi oradan alsan. Ahmed geldiği zaman oraya uzanacak çünkü". Nazperver'in burnu gittikçe büyüyordu ve bütün sorumlusu Kösem'di. "Hünkarım" dedim usulca. Nazperver'in telaşlı gözlerini üstümde hissedebiliyordum. "Şehzademiz Ahmed gelecekmiş, Safiye'nin yanıma gelmesi gerekiyormuş. İzin verirseniz-". Murad Safiye'nin elini daha sıkı tuttu, Safiye'yi izlemeye devam etti. Safiye ise kocaman mavi gözleriyle bana bakıyordu. "Şehzadem Ahmed geldikten sonra konuşuruz" dedi ve Nazperver'e döndü. O bakışlarının üstüne söz söylemesine gerek yoktu. Gözleri zaten Nazperver'i yerin dibine sokup çıkarmıştı. "Aslanım susayım susayım diyorum ama daha fazla dayanamayacak bu gönül" dedi Kösem. Şimdi bütün gözler Kösem'in üstündeydi. Kösem bir adım daha yaklaştı ve önce Safiye'ye, sonra Murad'a baktı. "Bir hainin karısını haremine aldın, bir şey demedim. O hainin kızını kendi evladın benimsedin bir şey demedim. Ama daha kendi evlatlarını görmeden başkasının evladını böyle yanına alman göreneklere aykırı". Murad bir hışımla yataktan kalktı. Ben Murad'ı durdurmak için önüne atıldım ama beni görür görmez gözleriyle durmamı sağladı. Olduğum yerde donakaldım. Safiye yatağın üstünden sürüne sürüne benim arkama kadar gelmiş ve eteğimin oraya saklanmıştı. Her şey o kadar hızlıydı ki, Murad'ın ne zaman Kösem'in önüne geldiğini fark etmemiştim bile. "Şimdiye kadar her şeyime karıştın" dedi dişlerinin arasından. "Benden habersiz kendi adamlarını üst mevkilere getirdin. O da yetmiyor gibi himayeme aldığım kardeşimi, İbrahim'i öldürmeye çalıştın". 

"Ben öyle bir şey yapmadım, bunu sende biliyorsun" dedi Kösem, Murad gibi dişlerinin arasından tıslayarak. "Artık bana karışamayacaksın. Pılını pırtını topla ve geldiğin yere geri dön. Bir daha da ne olursa olsun bu saraya adımını atmayacaksın!". Murad parmağıyla kapıyı gösterdi ve Kösem'in geçmesini için yana çekildi. "Derhal!". Kösem bir şey demek için ağzını açtı ama sonra bunun iyi bir fikir olmayacağını fark etmiş olacak ki, geri kapadı. Ardından hızlı adımlarla has odadan çıktı. Murad derin bir nefes aldı ve Nazperver'e döndü. "Sende Kösem Sultan'ın izinden gideyim deme". Nazperver hiçbir şey demeden yere baktı. Murad yavaş adımlarla yatağa doğru yürüdü. Nazperver'in bu yüzünü görmeyi senelerdir bekliyordum ve işte olmuştu. Nazperver tedirgindi, olması da gerekiyordu. Tek bir dayanağı vardı ve o da artık gitmişti. Hemde onu gönderen kişi Murad'tı. Murad'ın gözleri kapalıyken bile kulakları işitiyordu, kulakları işitmezken bile anlıyordu. Seferdeyken olanları, baygınken olanları. Hepsinin farkındaydı. "Şehzadelerim nerede kaldılar?" dedi Murad, yatağa uzandıktan sonra. "Şehzade Bayezid ve Şehzade Selim burada değiller" dedim çabucak. Murad tek kaşını kaldırıp bana baktı. "Ne demek burada değiller?". Murad sinirliydi ve bana da patlamasından korkuyordum. Zeyneb Asime araya girdi ve "Siz öyle rahatsızlanınca, biz de şehzadelerimizi saraydan uzaklaştırdık, hünkarım. Malumunuz" dedi ve başıyla kapıyı gösterdi. "Derhal şehzadelerimi getirin. Sende Ahmed'i getir, Nazperver" dedi ve kendini yatağa bıraktı. "Sende şöyle gel" Safiye'yi kolundan tutup kendine doğru çekti. 

4 Yıl Sonra

"Osman'ım ne olur uyu artık" dedim uykulu bir şekilde. Osman mavi gözleriyle bana baktı ve mızmızlanarak yerinde kıpırdandı. Kucağımda pışpışlarken Safiye, Hüma'nın elini tutmuş bir vaziyette odaya geldi. Hemen parmağımı dudağıma götürüp susmalarını söyledim ama çok geçti. Hüma "Validem Safiye ablam ile Şehzade Selim sarıldılar" dedi yüksek bir sesle. Derin bir nefes aldım ve ne kadar çabalasam da uyumamakta ısrarlı olan Osman'ı susturmak için daha hızlı pışpışladım. Osman'ın ağlaması bütün sarayda yankılanıyordu adeta. Safiye, Hüma'nın elini bıraktı ve bana baktı. Endişeli bir şekilde "abartma Hüma. Sadece özlemiştik birbirimizi" dedi. Firuze, Bayezid'le birlikte yan odadan geldi ve Osman'ı almak için eğildi. "Firuze, tam zamanında" dedim ve Osman'ı Firuze'ye verdim. Firuze gülümseyerek Osman'ı kucakladı, bir süre Hüma'yla Safiye'ye bakıp gülümsedikten sonra yan odaya, Osman'ı uyutmaya gitti. Bayezid sessiz sedasız odanın köşesinde duran divana oturdu. Bayezid büyüdükçe sessizleşmişti ve çok iyi gözlem yapıyordu. Susup sessizce izliyor ve kendi çapında karara varıyordu. Hatta geçende gelip, Nazperver'in kıskanç olduğunu bile söylemişti. Tabi bunu söyler söylemez benden azar işitmişti ve bunu dillendirmemesi gerektiğini söylemiştim ama haklıydı. Çocuklar herkesten daha iyi gözlem yapıyordu. 

SOPHIE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin