Gölgeye vurmak için elini kaldırdı.
...
Yumruğu hızlı bir biçimde aşağıya doğru iniyordu. Karşısında ise Gölge gözünü bile kırpmadan adamın yüzüne bakmaya devam ediyordu. Cesur ise hala büyülü hayvanının üstündeydi, şaşkınlığı sebebiyle olaya tepki dahi verememişti.
Herkesin beklediği yumruğun çarpışma sesi çıkmadı. Hatta hiçbir ses çıkmadı. Öğretmenin eli Gölgenin içinden geçti. Daha doğrusu Gölge gibi gözüken bir ışık oyununun.
Öğretmen ne olduğu konusunda bir an için şaşırsa da. Beyaz Kanatta öğretmen olmanın standartlarını kanıtlar biçimde anında olduğu yerin birkaç adım arkasında yeniden gözüktü. Hala şaşırmış gibi gözükse de çevresine bakınarak Gölge'nin yerini anlamaya çalışıyordu.
Sonra beklemediği bir şey meydana geldi. Çevredeki sesler kesilmeye başladı. Sanki istemeseler bile çevredekileri sessizleştirip oraya bakmaya zorlayan bir şey var gibiydi. Öğretmen iyice endişelenmeye başladı.
Bu tarz garip durumlarla ilgili halk arasında birçok hikaye dolaşmaktaydı. Sonrasında çevredeki renkler tüm umudu yanında götürerek solmaya başladı. Hikayeler ve onun hakkında söylenenler tekrar tekrar insanların zihinlerinde dönmeye başladı.
Çocukların çığlık atması veya kaçması gerekirken hepsi öylece öğretmenin olduğu tarafa bakıyordu. İnsanların hayatları tehlikeye girdiğinde, istemeden korkudan hareketsiz kalma gibi bir içgüdüleri vardır. Aslında bu içgüdü insan hala doğada yaşarken yırtıcıların dikkatini çekmemek için yapılan hareketsizlikten gelir.
Herkes onun gelip gelmediğini düşünse de, burasının hisar şeri olmaması çoğu kişinin içini rahatlatıyordu. Gölge olsa da olmasada öğretmen basmaması gereken bir dala basmıştı. Çevredekilerin öğretmene olacaklar yüzünden üzgün gözükmesi gerektiğini düşünebilirsiniz. Ama asıl hedefin öğretmen olduğunu fark edenler. Kendilerinin hedef olamadığını kendilerine hatırlatmakla çok meşguldüler. Öğretmene ne olacağını umursamayı uzun zaman önce bırakmışlardı.
Sonrasında cam kırılmasına benzer bir ses geldi.
Küçük bir figür öğretmenin arkasında hançerini tutuyordu. Hançerin ucu ise beyaz parlak bir bariyeri parçalamış, öğretmenin kalbinin olduğu yere sırtından ulaşmaya çalışıyordu.
Ne yazık ki bariyer çok beklenmedik bir etmendi ve öğretmenin sırtı sadece bir santim kadar delindi.
Cam kırılma sesi çıktığı anda öğretmen hızla tepki verip Gölge'nin arkasında bıraktığı bir başka ışık oyununa daha vurmuştu. Öğretmen karşısındakinin tek başına yenemeyeceği bir rakip olduğunu anlamıştı.
''NE DURUYORSUNUZ YARDIM ETSENİZE'' Diğer öğretmenlerin durduğu yere doğru bakarak söyledi.
Öğretmenler her ne kadar isteksiz görünseler de diğer öğretmene yardım etmek onların göreviydi. Altı kişi bir anda kendini beğenmiş yeşil saçlı öğretmenin yanında belirip çatışmaya katılma kararı aldı.
İlk cam kırılma sesinin geldiği kalkan. Beyaz Kanat okulundaki her öğretmene verilen özel bir tılsım. Kullanıcısının hayatı tehlikeye girince otomatik olarak devreye giren bir kalkana sahip. Ayrıca tek özelliği de bu değil.
Diğer özelliklerinin yanında. Kullanıcısını dışarıdan gelecek her türlü zihinsel saldırıya karşı koruyan bir özelliği de var. Gölgenin öğretmeni ilk baktığında halledememesinin sebebi de bu korumaydı zaten.
Bu koruma sayesinde güvenleri yerine gelen öğretmenler dairesel bir şekil oluşturarak. Gelecek sonraki saldırıya karşı hazırlanmaya başladılar.
Gölge sonrasında büyülü hayvanının yanında belirdi ve öğretmenlere doğru yürürken konuşmaya başladı.
''Sanırım sizde onunlasınız. Bu durumda ona yapacaklarımı sizede mi yapmalıyım?'' Gölge iyice sinirlendiğini belirtecek şekilde hafifçe kızarmıştı. Sanki karşısındakilerin savunası veya güçleri umurunda değilmiş gibi ileriye yürümeye başladı.
Öğretmenlerden birisi suyu kamçı şekline getirip Gölgenin olduğu yere vurdu. Bu seferki ışık gösterisi diğerlerinden farklı olarak su kamçısı içinden geçtikten sonra dağılmadı. Onun yerine hiç bir şey olamamış gibi yürümeye devam etti.
Sonunda ilk onu rahatsız eden öğretmenin önüne ulaştığında hançerini çekti ve öğretmene doğru yaklaştırmaya başladı. Öğretmen tekrar emin olmak için ona dokunmaya çalıştı. Hala elinin içinden geçtiğini fark edince onu umursamayıp çevresine bakmaya başladı.
Hançer yavaşça ilerlemeye devam edip öğretmenin karnına girdi. Öğretmenin canı yanmış gibi durmuyordu. Herhangi bir tehlike de hissetmediğinden hançer geri çıkana kadar önünde olanları umursamadı.
Sonrasında Gölgenin küçük figürü tekrar kayboldu.
''Ahhhhh''Gölgenin hançer sapladığı öğretmen bir anda bağırmaya başladı. Hançerin saplandığı yerde içeri doğru boşluk vardı ve dışarı kanlar akıyordu.
Öğretmen gördüklerinden sonra daha fazla dayanamayarak bayıldı. Bayıldığında dahi rahatsız ettiği kişinin kim olduğundan haberi yoktu.
Sonrasında Gölgenin figürü tekrar belirdi.''Bunu burada bıraksak olmaz mı? Çok uykum var.''
Bu söylediği öğretmenlerin ne yapacağını bilememesine sebep oldu. Gerçekten öğretmenler onunla dövüşmek istemiyordu. Ama dışarıdan birisinin, okuldan birisine istediğini yapıp gitmesine de izin veremezlerdi. Hepsinin yanında Gölge'nin figürü uykusu olduğunu söylese de gözleri sonuna kadar açıktı ve hiçte uykulu gibi durmuyordu. Öğretmenlerin çatışmadan kaçmak için ne yazık ki hiçbir bahaneleri yoktu.
Öğretmenlerden birisi diğerlerini de temsil ederek tam konuşmaya başlayacaktı ki. Başka bir ses onlardan önce konuşmaya başladı.
Ses Gölgenin Büyülü hayvanının yanından geliyordu.
''Olanlara bakılırsa sen Gölge olmalısın. Tanıştığımıza memnun oldum Gölge, ben gelecekteki eşin Rüya Sis.'' Konuşan kişi siyah saça ve buz mavisi gözlere sahip büyük bir güzellikti.
Tek sorun konuştuğu yerin tamamen boş olmasıydı. Yeni gelen öğrenciler bunu garip düşünecek olsa da öğretmenler seslerini dahi çıkarmadan olanları izliyordu. Sonucunda gelen kişi Müdirenin torunu ve varisiydi. Aynı zamanda gerçeği gören gözlere sahipti. Sonunda karşılarındaki korkunç düşmanla savaşmalarına gerek kalmayacaktı.
...
Biraz zaman geçse de hiçbir cevap gelmedi.
''Eh böyle mi oynamak istiyorsun oyna oynaya bilirsen.''Rüya boşluğa bakarak söyledi.
Sonrasında bir anda ileriye doğru gidip havayı öptü.
Onun hemen ardındansa çevredeki herkesi hayrete düşürerek tüm her şey normale döndü. Renklerin ve seslerin yavaş yavaş gidişini aksine her şey bir anda normale döndü. Büyülü hayvanın üstünde ise gözleri sonuna kadar açık kızarmış tatlı bir çocuk belirdi.
Rüya, Gölge'nin verdiği tepkiyi görünce kendinden memnun bir şekilde hafifçe gülümsedi.
Gölge karşısındakinin gülümsemesini görünce bir anda kafasını salladı ve gözlerini kıstı. Sonrasında aynı Rüya'nın ona yaptığı gibi karşısında ki ne olduğunu bile anlayamadan onu dudağından öptü.
Rüya'nın hafif kızarıklığının aksine sırıtma sırası Gölge'deydi
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge (Suçluların Kabusu)
Fantasy(Hikaye yarım kalmış hikayelerimden birisidir. Okuyacaksanız lütfen bunu göz önünde bulundurun. İyi okumalar.) Hisar şehrinde tüm ülke tarafından tanınan birisi yaşar. Annelerin çocuklarına yatmadan önce anlattığı korku hikayelerinin baş karakteri...