Bölüm 27 -Fırtına öncesi sessizlik

2.4K 294 17
                                    

Gölge ve Güneş eve doğru yürüyorlardı. Büyülü hayvanda arkalarında onları takip ediyordu. Yolculuk boyunca büyülü hayvana bindikleri için eve kadar yürümenin daha rahatlatıcı olacağına karar verdiler.

Gölge beyaz kanata döndükleri için kapüşonunu ve ceketini çıkartmıştı. Artık üstündeki büyüler kalkmıştı. Varlık yüzüğünü de takıp yoluna devam etti. Yürürken Güneş'e doğru döndü meraklı bir bakışla konuşmaya başladı.

''Ne oldu? Birlik binasından çıktığımızdan beri çok sessizsin.''

Güneş ne dediğini duymadı hala düşünceli bir biçimde yola doğru bakıyordu.

Bunu fark eden Gölge konuşmaya devam etti.

''Acaba diyorum seni birkaç yüzyıl kütüphane bakıcısı olarak mı çalıştırsam. Nasıl olsa elflerin ömrü uzun. Bir kitap aradığımda hepsini inceleyip seçmen falan gerekir. Çok eğlenceli bir hayat olsa gerek. Düşünsene o güzel kitap kokusu. Üst raflara ulaşmak için merdiven kullanmak. Sessizliğin içinde rahatça kitap okumak. Hatta kimsenin olmadığı kütüphane köşelerine gidip uyumak. Çok verimli bir ömür olur değil mi? Güneş.''

''Hı hı''

''Ah pek beğenmedin galiba o zaman daha iyi bir şey bulalım. Acaba neyi çok seversin. Evden kaçmış ve farklı maceralar arayan kişiliğini düşündüğümüzde. Sürekli tekrar edilen işleri çok seveceğine eminim. Büyülü hayvan bakıcısı desem. Yok yok bir sürü farklı hayvan geliyor. Senin için fazla heyecanlı.

Ahhh buldum neden normal işleri düşünüyorum ki. Kendim bir iş oluşturabilirim. Daha basit olmalı. Öyle basit ki...''

Bu arada Güneş, Gölge'nin heyecanlı ses tonunu fark ederek konuşmayı dinlemeye başladı.

''...Buldum. Zaman tutucu. Satin önünde durup her dakikada saati tekrar söyleyebilirsin. Böylece başımızı saate doğru çevirmemize gerek kalmaz. gerçi insanların beklediği bir yerde yaparsan rahatsız edici olabilir. Sürekli geçtikleri bir yer olmalı. Mesela okulun giriş koridoru. Evet bak bu iyi. Orada öğrenciler durmuyor sadece geçiyor en fazla bir kez seni duyarlar sıkıcı da olmaz. Sana bu iş çok uygun. Adına hitaben her güneş doğduğunda ve battığında bunuda haber verebilirsin. Bu iş ol...''

Güneş daha fazla dayanamayarak konuşmaya daldı. Bunu yaparken Gölge'nin ayaklarına sarılıyordu. Henüz birlik binasından çıkalı çok olmamıştı. Yani hala ana yoldaydılar. Bunu yaptığı anda tüm çevre onlara bakmaya başladı.

''Efendim lütfen bana ne yaparsanız yapın, ama bu tarz bir iş vermeyin. Her dediğinizi dinleyeceğim. Size her türlü hizmeti yaparım lütfen bana bu tarz bir iş vermeyin.''

Güneş'in amacı diğerlerinin dikkatini çekip. Efendisini bu tarz bir iş verememeye zorlamaktı. Toplum baskısı çoğu kişi için büyük bir sorundur. 

Ama planları beklediği gibi gitmedi. Çevresindekiler Gölge'yi fark ettiklerinde hiçbir şey görmemiş gibi yollarına devam ettiler. 

Güneş şaşkın şaşkın çevresinde olanlara bakıyordu.

''Elbette o tarz bir işe seni göndermem. Sen bundan çok daha değerlisin.''

Güneş duygulu bir şekilde Gölge'ye bakmaya başladı.

''Sen olmazsan kim bana su getirecek, yorulduğumda kim masaj yapacak, seyahatlerimde yemeğimi kim hazırlayacak, kıyafetlerin temizlenmesi falan gibi bir sürü yorucu iş var. Ahh doğru okulda ödev denen sıkıcı şeyler olduğunu duymuştum. Köleler gerçekten çok yararlı.'' 

Gölge gülümseyerek kafasını salladı ve yürümeye devam etti. Güneş ise neye uğradığını şaşırmış şekilde yerde oturuyordu. 

Sonra ağlamaklı bir sesle Gölge'yi takip etmeye başladı.

''Neden? Ben elfler arasında bile çok güzelim. Bana bakmak bile erkeklere mutluluk vermeli. Neden böyle işleri yapmak zorundayım?''

Gölge mutlu bir ifadeyle konuşmaya başladı.

''Tembellik çok daha güzel bir his. Tembelliğimi yanlış anlama. Her boş anımda meditasyon yaparım. Karanlığın arasındaki o huzur nasıl bir şey sana anlatsam da inanmazsın. Sen karanlık olunca tüm çevren gözüküyor. Anlatması zor ama kısacası çok zevkli bir şey. Yeterince potansiyelin varsa zamanı gelince elementin ne kadar keyif veren bir şey olduğunu anlarsın zaten.''

''Peki efendim siz tam olarak kimsiniz bana bunu ne zaman anlatacaksınız?''

''Hemen anlatayım, belki de beni duymuşsundur. Bana Gölge derler. Canavar gibi bir şey olarak biliniyorum.''

Elf öylece dondu kaldı.

''Ah beni duymuşsun eee benim hakkımda ne düşünüyorsun.''

''Sizi haydut olduktan sonra duymuştum. Ülkenin koruyucularından biri olduğunuzu düşünüyordum. Doğrusu hep sizinle karşılaşmak istemiştim.''

(Koruyucular: 10. seviyeyi aşmış ve büyüyle bir olmuş kişilerdir. Ülkeye tehlikeli durumlarda yardım ettikleri sürece koruyucu unvanını alırlar. Yasaların çoğundan bağımsızdırlar.)

''Neden karşılaşmak istedin ki. Korkmadın mı?''

''Fark ettiğinizi tahmin ediyorum ama ben karanlık elementine ait bir büyücü ve büyülü savaşçıyım. Elflerde karanlık elementi çok nadir ortaya çıktığı için iyi bir eğitim alamadım. Sizin öğrenciniz olabileceğimi düşünmüştüm. Yeteneklerinizi gördükten sonra bunu dahada çok istiyorum.''

''Çok düşünüyorsun. Bana ait olduğun için birkaç yetenek öğretebileceğimi düşünüyorum. Seni almamdaki temel amaç buydu zaten. Öğrenci almak ise çok ayrı bir şey asıl yeteneklerimi sana öğretmeye çalışırsam sağ kalabileceğini sanmıyorum. Belki ileride çoook daha iyi bir eğitim verdikten sonra.''

''Efendim ama siz çok küçüksünüz nasıl oluyor da bu çoook uzun eğitimi aldınız.'' 

''Sence ben kaç yaşımdayım.''

''Efsanelere ve görünüşünüze göre sekiz yaşınızda olmalısınız.''

''Fiziksel olarak evet. Ama zaman karmaşık bir kavram. Rüya'ya olanları anlatmayı düşünüyordum. O sırada dinlemene izin verebilirim. En azından benim yeteneklerimi neden öğrenemeyeceğini anlamış olursun.''

Konuşmalarının sonunda eve gelmişlerdi. Büyülü hayvanı yerine yerleştirip besledikten sonra içeri girdiler. İçeride onları müdire bekliyordu. 

''Hoş geldin Gölge. Yanındakini açıklamak ister misin?''

''Ah bumu. Adı Güneş yeni kölem.''

''Peki Rüya bunu öğrenince ne olacak biliyor musun?''

Müdire konuşurken bir yandan sırıtıyordu.

 Gölge önemli bir şey yokmuş gibi cevapladı.

''Bir şey olmayacak. Neden bir şey olsun ki?''

Müdire ve Güneş aynı anda gülmeye başladılar. Gölge bazı konularda bilgili olduğunu gösterse de. Bazı konularda hiç bilgisi olmadığını kanıtlamaktan da çekinmiyordu.

''Duyduğuma göre Rüya'nın görevi de bitmiş. Normalde gelmesi iki gün sürecek olsa da içimden bir ses yarın burada olacak diyor.''

Acaba bir fırtına mı geliyor...

Gölge (Suçluların Kabusu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin