Bölüm 2 -Gölge'nin bir günü

3.5K 384 23
                                    


Hisar şehri, Lordun konağı, Yemek salonu.

Büyük pencereler yardımıyla aydınlatılmış bir oda var. Odanın ortasında ise dikdörtgen şeklinde uzunca bir masa bulunuyor. Masada üç kişi oturmuş durumda. Kapının yanında ise ses çıkarmadan bekleyen bir hizmetçi var.

''Leylak Gölge hala uyanmadı mı?'' Rahat bir tavırla masanın baş köşesinde oturan Şehir Lordu; Batı Kızılalev sordu.

''Lordum kapısına vurduğumuzda hazırlandığını birazdan geleceğini söyledi.'' Konağın baş hizmetçisi saygıyla cevapladı.

''Anne dün ne oldu? Yine birisi konağa girmeye mi çalıştı?''Şehir lordunun oğlu Cesur Kızılalev meraklı bakışlarla, karşısında oturan kadına sordu.

''Evet, bu sefer çocuklar girmeye çalışmış sanırım. Kaçarken bir kızı geride bırakmışlar, tüm olanları bende bilmiyorum. Sabah beraber güleriz dedim.'' Sarışın, yeşil gözlü şehir lordunun eşi Hilal Kızılalev kıkırdayarak cevapladı.

''Kızın durumu nasıl?'' Lord Batı eşine bakarak sordu.

''Hafızasını silmek zorunda kaldım. Aslında konağa izinsiz girdiği için, hırsız gibi onuda olduğu gibi bırakmayı düşündüm ama, küçük olduğundan kıyamadım. Sabahta ailesi gelip aldı.''

''Anne, demek istediğin bu sefer de çok güzel bir hikaye bekleyebiliriz öyle mi?'' Cesur sırıtarak annesine sordu.

''Gerçekten de kızı nasıl o hale getirdiğini çok merak ediyorum''

''Aslında ben bir şey yapmadım, ben sadece senin dediklerini uyguluyordum. Bu arada günaydın'' Abisinin yanında oturan gölge konuşmaya katıldı. 

Onun geldiğini fark etmemiş olsalar da, Gölge'nin bir anda belirmesine alışan ailesi bu duruma tepki vermedi.  

''Günaydın Gölge dün ne olduğunu anlatmak ister misin?''  Lord Batı meraklı gözlerle sordu.

''Ben bir şey yapmadım sadece annemin dediğini yapıyordum ve...'' diyerek konuşmaya başlamış olsa da..

''Dur, başından başla direk sonunu duymak istemiyorum.'' Direk ortadan başlayacağını fark eden abisi, gölgenin azını kapayarak konuşmasını durdurdu.

Ne olduğunu anlayamayan gölge başını sallayıp olayı başından anlatmaya başladı.

''Ben sadece uyuyordum sonra konağa birilerinin yaklaştığını hissederek uyandım.''

Babasının müdahale etmek için nefes aldığını gören gölge nedenini anlayıp konuşmasına babasına bakarak devam etti.

''İlk başta söylediğin gibi  sana haber verecektim ama hiç güçlüler veya tehlikeliler gibi hissetmedim, daha çok eğleniyorlar gibi hissediyordum.

Bende son zamanlar da sıkıldığımdan konağa yakın ne yaparak bu kadar eğlendiklerini merak ettim. 

Konağın bahçesine çıktığımda zaten konağa çok yakınlaşmışlardı. bende daha net görebilmek için yakınımdaki bir ağaca tırmanıp oturdum.

Gelenlerin benden biraz daha büyük çocuklar olduklarını gördüm.

Bahçeye girdiklerinde hepsi birbirlerine fısıldayıp gülüşüyorlardı. Bahçeye girdikten sonra oturduğum ağacın yakınında bir yerde toplanıp. Yapıp yapmamakla ilgili bir şeyden bahsettiler. 

Diğerlerinden iri gözüken bir çocuk diğerlerini yapmaları konusunda cesaretlendirdi. Ne yapacaklarını gerçekten merak etmeye başlamıştım.

Sonrasında neden bilmiyorum ama benim adımı söylediler.

Gölge...

Gerçekten şaşırdım, öyle şaşırdım ki o sırada çıkan rüzgar yüzünden az daha ağaçtan düşecektim. Son anda ağacın gövdesine tutunup kendimi düzelttim ama bu sürede yanlışlıkla bir kaç küçük dalı kırdım.

Çıkardığım ses çokta fazla değildi o yüzden tam yerimi anlayamadılar. Ama çevreye bakınmaya başladılar. 

Tam neden bana seslendiklerini soracaktım ki kızın birinin yüzüne oturduğum ağaçtan bir yaprak düştü. Yüzüne düşen yaprakla verdiği mücadele çok komikti.

Yaprak benim olduğum ağaçtan düştüğü için bana doğru bakacağını anladım. Ne yapmam gerektiğini düşünürken babamın dediği aklıma geldi. 

''Ne yapacağını bilmediğinde bunu karşındakinin anlamasına izin verme sen bir soylusun koruman gereken bir imajın var. Öyle bir durumda kalsan bile gizemli ve rahat bir hava takın ve karşındakinin gözlerine bak bu şekilde karşındaki ne yaptığını bildiğini düşünür.''

Bende öyle yapmaya karar verdim. Aynı babamın dediği gibi davranıp gözlerine baktım. Ama o hiç bir şey demeden öylece durdu. Neden konuşmadığını merak ettim. İkimizde konuşmadan bakışırken garip bir hava oluştu.

O anda annemin abime dediği aklıma geldi. 

''Bir kızla aranızda garip bir hava oluşursa konuşmanın devam etmesi ve havanın normal hale gelmesi için gülümseyerek ona basit bir iltifat edebilirsin. İşe yaramasa bile konuşma şakacı bir hale gelir'' 

Bende öyle yaptım gülümseyip ona tatlı gözüktüğünü söyledim. Kız yinede hiçbir tepki vermeden durdu. 

O arada diğer arkadaşları da beni gördü sanırım. Onların beni gördüklerini hepsi çığlık atmaya başlayana kadar fark etmemiştim aslında. Fark ettiğimde iste ne diyeceğimi bilemedim bende sadece gülümseyerek sakince durmaya devam ettim.

Sonra hepsi, konuştuğum kız hariç hepsi koşmaya başladı. Bahçede sadece kızın ve benim kaldığımı anlayınca kızın hala hareket etmemiş olduğunu fark ettim. Yanına gidip konuşmaya çalıştım ama tepki vermeden öylece duruyordu.

Bende ona bir şey olduğunu düşünüp anneme haber verdim.''

Konuşması biten gölge tepkilerine bakmak için ailesine baktı. 

Annesi elleriyle azını kapamış kıkırdarken. Abisi ve babası kendilerini tutamamış katıla katıla gülüyorlardı.

Hatta her zaman ciddi görünen Leylak abla bile başka yere bakarak azını kapıyordu.


Gölge (Suçluların Kabusu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin