Şu ana kadar olay odaklı yazıyordum. Bundan sonra olayın yanında gözünüzde canlanması için mekanları ve nesneleri de tanımlamaya başlıyorum. Elbette azar azar başlayacağım. Yeni bir sisteme balıklama dalmamak daha iyi. :)
İyi okumalar.
--------------------------------------------
''Ama savaştan sonra bakacağımızı söylememiş miydin?''
''Vazgeçtim zaten boş boş durmamız gerekecek. Kraliçe bir süre için neler olduğunu düşünüp plan vb yapar herhalde. Lanet olsun çok merak ediyorum çıkar, her şeye bakacağım.''
Gölge'nin koyduğu kulübe tek katlıydı ve tahtadan yapılmıştı. Çıkış yerden hafifçe yüksek olan bir balkonun kapısından yapılıyordu. Gölge bir masa ve 2 sandalye çıkarıp balkona yerleştirdi. Günün öğle saatleriydi ve bulundukları açıklık ormanın neminin yanında yukarıdan gelen güneş ışınlarının istenmeyen sıcaklığına da sahipti. Kısacası açıklık hem nemli hem sıcaktı. Balkonun üstü çatı yardımıyla kapatılmış olsa bile gölge sıcaktan sıkılmış gibi duruyordu.
Gölge bir süre gözlerini kapadı ve önünde 20 kadar depolama aygıtı belirdi. Bazıları yüzük kolye vb. gösterişli aksesuarlarken bazıları kemer vb. gibi daha iyi gizlenmiş şekilde hazırlanmıştı. Rüya elline rastgele bir yüzük aldı ve içinde ne varsa boşalttı. Ne yazık ki içinde olanları balkona boşaltmak gibi bir hataya düşmüştü. Gölge bunu fark ettiği gibi kalan yüzükleri deposuna geri koyup Rüyayı aldı ve balkonun dışına atladı. Tüm bu olay depodan nesneler çıktıktan sonra yere düşmeden önce gerçekleşti.
Gölge bir süre daha yerde Rüya'yı tutarak yattı. Rüya bir şeyler olduğunu anlasada Gölge'yle dalga geçme fırsatını elbetteki kaçırmadı.
''Gölge ne oldu aniden ne kadar güzel olduğumu mu hatırladın?''
Boooommm...
Binanın balkonunun yarısı havaya uçtu. Bir çok eşyanın parçası ortalığa saçıldı. Rüya şaşırmış bir şekilde olay yerine bakıyordu. Gölge ise yavaşça kafasını kaldırıp başka patlama olacak mı diye anlamaya çalışıyordu.
Kısa süre sonra Gölge kalktı ve eşyalarla birlikte depoloma aygıtından çıkmış başka depolama aygıtlarını topladı. Sonrasında hala şaşkın olan Rüya'ya döndü. Sakinleştirici bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
''Canım benim başkalarının depolama aygıtlarını öylece açamazsın. Önce içinde ne olduğunu algınla kontrol edip dikkatli olunması gereken bir şey oluş olmadığına bakarsın. Ek olarak çıkan her nesneyi yan yana ve yere çıkarırsın havada çıkarmak pek akıllıca değil.
Senin depolama aygıtındaki kar küresi yere düşse ne olur?''
''Yüzlerce metre içindeki her şey donar.''
''Evet buda aynı mantık. Başkaları da bu tarz hazineler tutuyor. Ayrıca öldürdüğüm kişiler çoğunlukla kötü kişiler olduğundan sert çarpışmalarda patlayabilecek bir çok patlayıcı vb. olduğuna eminim. Ama olanları bu kadar takma. Ben ilk yüzük aramamda neredeyse ölüyordum. Aptal bir suikastçı örgütü çılgın zehir bombalarıyla dolu bir yüzük saklıyormuş. Eğer Gölgelerle birleşip fiziksel ortamdan çıkmasam orada ölmüş olurdum.''
''Peki bunun hakkında beni uyaramaz mıydın?'' Rüya'nın sesi biraz kızgın gibiydi.
''Sen küçük bir çocuk değilsin ayrıca daha önce görevlere de çıktın. Bu tarz bir temel bilgiyi bilirsin diye düşünmüştüm. Ayrıca bu sana bunu anlatmayanların suçu.''
Rüya olayı anlamış gibiydi bir nefes verip çimlere geri oturdu.
''Şimdi olayı anladım. Biliyorsun ben o görevleri yapsamda müdirenin torunuydum ve açıkça bir kaç hırsız ve suçlunun az miktarda parası beni pek ilgilendirmiyor. Sonuç olarak daha önce başkasının depolama aygıtını açmam gerekmedi.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge (Suçluların Kabusu)
Fantasy(Hikaye yarım kalmış hikayelerimden birisidir. Okuyacaksanız lütfen bunu göz önünde bulundurun. İyi okumalar.) Hisar şehrinde tüm ülke tarafından tanınan birisi yaşar. Annelerin çocuklarına yatmadan önce anlattığı korku hikayelerinin baş karakteri...