Gölge (Suçluların Kabusu)

Bölüm 47 -Akıllıca fikir

Gölge iyice rahatladıktan sonra odasına gitti ve uyudu. Aynı anda tüm şehir ve dış bölge çembere alınmıştı. Herkes Gölge'nin saldırısından bahsediyordu. Kraliyet haberin yayılmasını önlemeye çalışsa da başarılı olamadı. Bunun en büyük sebebi de sinema birliğiydi. Saldırının kayıtlarını hızla düzenleyip sonraki günün akşamı yayınlamaya başladılar. 

Gölge uyandığında(sinema salonunun yayına başladığı günün sabahı) tüm şehir çoktan karmaşık hale gelmişti. Korumalar bir evi bile atlamadan her yeri arıyorlardı. Biri hariç ruh dokunuşu seviyesindeki diğer kişiler Şehir dışında arama yapıyordu. 

Tek ruh dokunuşu seviyesindeki kişide aramayı denetleyen bir ışık elementi büyücüydü. Gölge bu haberi dedikoduları dinleyerek öğrendi. Handaki herkes onun asıl görünüşünü gördüğü için artık burada kalamazdı.

Öldürdüğü kişilerin boyutsal depolarını da çalmayı ihmal etmemişti. İçindeki şeyleri aradı ama henüz hazineler ve eşyalar hakkında pek bir şey bilmiyordu. Hepsini kolyesine depolayıp sokakta gölgelere karıştı.

Gölgelerin arasında gezinirken, şehre birçok büyüyle bir seviyesindeki kişinin geldiğini fark etti. 

Şehrin kalabalık caddelerinden birisinde gezinirken(daha doğrusu oralardaki gölgelerde), bir anda yüksek sesle bağırdı.

''Ahh doğruya bu neden aklıma gelmedi. Ha ha ha ha zengin olacağım.''

Çevredekiler sesin kaynağını arasa da kalabalıkta sesin kaynağını bulamadılar.

...

Şatodan özel emirle birlikte şehre yollanmış Koruyucular sokakta bir yandan arama yapıp bir yandan geziniyorlardı.

Koruyucular: 10. seviyeyi aşmış ve büyüyle bir olmuş kişilerdir. Ülkeye tehlikeli durumlarda yardım ettikleri sürece koruyucu unvanını alırlar. Yasaların çoğundan bağımsızdırlar.

''Ahh lanet çok heyecanlıyım Gölge'yi yakalama görevi de nedir onun öldüğünü sanıyordum.''Koruyucu A

''Bende öyle sanıyordum. Ama şunu da unutma hala yaşadığını onaylamadılar. Bazıları intikamcı ruh olarak geriye geldiğini söylüyor.''Koruyucu B

''Şöyle saçmalıklara inanma ruhlar o kadarda güçlü şeyler değiller. Gölge öldüğünde büyüyle bir seviyesine bile ulaşamamıştı ruhu nasıl bu kadar kişiyi öldürebilecek kadar güçlü olabilir ki.'' Koruyucu A

''Neyse ne Gölge'nin çoktan şehirden kaçtığına eminim. Ruh dokunuşu seviyesine ulaşmış kişiler bile onu aramaya geldi. Ah şurada ızgara et satan bir yer var oraya gidelim.''Koruyucu B

Kısa sürede tezgaha ulaştılar. Üstlerindeki üniformaya bakan tezgah sahibi telaşa kapıldı. Karşısındaki kişilerin koruyucular olduğunu biliyordu. Normal halkın koruyucuları sevdiği söylenemezdi.

''En güzel etlerini ver. Acele et.''Koruyucu B

Tezgahın sahibi isteksiz bir biçimde en iyi etlerini pişirip Koruyuculara teslim etti. Sonucunda onlar adamı öldürse kimse neden yaptın demezdi. 

Adamlar afiyetle etleri yediler. Elbette para ödemeyi dert etmediler. 

''Baya arttı tadıda güzelmiş. Heyy oradaki biraz daha et pişirip getir.'' Koruma B

''Bu kadar eti ne yapacaksın?'' Koruyucu A

''Tabiki de boyutsal depoya koyacağım. Kim bilir ne kadar buralarda dolaşacağız. Boyutsal alanda yemeğin sıcaklığı azalmadığı için biraz sıcak et fena olmaz. Son koyduklarımı yoldayken bitirmiştim.'' Koruyucu B

''Ben yemeklerimi başkentteki bir lokantadan yaptırıp depoluyorum. Basit bir tezgahtan bir şeyler almaya değmez.''

Kısa süre sonra adam tekrardan et yapıp getirdi. Koruyucu B elini salladı ama hiç bir şey olmadı. Sonra elini tekrar salladı. Yine bir şey olmayınca hemen kıyafetini sıyırıp bileğini kontrol etti. 

''Gitmiş, boyutsal bilekliğim yok.'' Koruyucu B

O bu duruma üzülürken karşısındaki koruyucu gülmeye başladı.

''Sana bileklik yerine bir kolye alman gerektiğini söylemiştim. Bilekliklerin düşme ihtimali daha yüksek. Hele seninki gibi ele tam oturmayan bilekliklerin.'' Koruyucu A

''Ne saçmalıyorsun bilekliğimle ruhsal bağlantım var düşmesinden neden korkayım ki.'' Koruyucu B

Gözlerini kapadı ve odaklandı. Bir süre sonra öfkeyle gözlerini açtı.

''Buda ne demek oluyor ruhsal bağlantım silinmiş. Lanet bir hırsız çalıp ruhsal bağantımı silmiş olmalı.'' Koruyucu B

Karşısındaki koruyucu dahada gülmeye başladı.

''Aptal birisi ruhsal bağlantını silmeye çalışırken bunu anlayamadın mı?'' Bunu dese de eliyle boynunu kontrol etmeden duramadı. 

Oda bir anda gözlerini kapadı ve odaklandı. 

''Lanet olasıca hırsız bir hissetmeden ruhsal bağlantımızı kaldırmayı nasıl başarabilir.''

Her değerli eşya onu sahibine bağlamaya yarayan bir sembole sahiptir. Üstüne basit bir enerji göndererek eşyayı kullanmaya başlayabilirsiniz. Elbette bu enerjiler kaldırılabilir ama bunun için yeterince güçlü bir ruhsal enerjiyle önceki ruhsal enerjiyi yıkmanız gerekir. Bu olduğunda asıl sahibi bu saldırıyı hissedebilir. Elbette hırsızlık amacıyla geliştirilmiş bazı büyülü eşyalar bu olmadan ruhsal enerjiyi kaldırabilir.

Gölge bu tarz bir eşyaya sahip değildi. Sahip olması da gerekmiyordu. Tek yaptığı ruhsal bağı hiçlik yardımıyla emmekti. Bir insanın ruhunu hiçliğe karıştıra bilen bir kişinin sadece bir bağa bunu yapamaması garip olurdu.

Şehir kısa süre sonra kaosa atıldı. Soyluların ve koruyucuların bir kaçı hariç hepsi soyulmuştu. Soyulmayan kişiler ise ışık ve akranlık elementine yatkınlığı olan kişilerdi. Gölge karanlık elementi olduğu için ona rakip olan ışık elementine yatkın olanları ve onunla aynı elemente sahip olanları soyma riskine girmedi. Çoğunu rahatlıkla soyabilecek olmasına rağmen aralarında çok güçlü bir kişinin olup olmadığına emin olmasının bir yolu yoktu.

...

Gölge'nin önceden kaldığı hanın boş bir odası. 

Gölge önceden kaldığı hanın boş bir odasına gizlice girmiş ve boyutsal depolarda neler olduğuna bakıyordu.

''6732 altın 6733 altın.''

Gölge bir süre daha altınları saymaya devam etti. Sonucunda büyüyle bir seviyesine ulaşıp da zengin olmayan çok az kişi vardı. Aslında büyüyle bir seviyesine ulaşanların çoğu zaten soylu bir aileden geliyordu ve büyüyle bir olmadan öncede zenginlerdi. Sonucunda büyüyle bir seviyesine ulaşmak sahip olunan kaynaklarla da ilgiliydi.

''8213 altın. Lanet fakirler. 1 ejderha parası bile çıkmadı. Neden daha zengin değilsiniz ki. Ama bu histe nedir nedense paraları saymak çok iyi hissettirdi. Her neyse şu denişik taşlar, haplar, silahlar ve ne olduğunu bilmediğim garip şeylerde bir şekilde para ediyor olmalı. Hatta birkaç element kanunu açıklaması bile var onların pahalı olduğunu duymuştum. Bak şimdi akranlık elementine sahip olanları soymadığıma pişman oldum.'' 

Konuşurken bir yandan da pasta yiyiyordu. Nedense boyutsal depolarda bol bol yemek ve pasta bulmuştu.

...