Bir yanı buz mavisi bir yanı ise siyah olan dev bir bölge...
Bu iki rengin birleşim noktasında iki çıplak kişi duruyordu. Kız olan kızarmış bir şekilde bazı yerlerini kapamaya çalışıyordu.
''Uzun zaman oldu Gölge. Neredeyse öldüğüne inanacaktım.''
''O kadar kolay ölmem. Ee neler yapıyorsun. Seni almaya geleyim mi?''
''Doğrusu eğitimime devam ediyorum benim gücümle söz hakkım olmadığını anlayınca tek yapabileceğim gücümü eğitmek oldu. Ayrıca beni almaya gelsen iyi olur. Mührün yenilendiğinin haberi prense gidince başım belada olacak.''
''İlk başta son savaşın sonlarına kadar seni almamayı istiyordum. En azından suikaste uğrama riskin olmazdı. Bizim taraf ben izin vermiyorum diye seni öldürmez. Kraliyette onların tarafında olduğunu düşündüğü için.''
Rüya ekşi bir gülümseme takınarak sordu.
''Peki neden hala bana güveniyorsun. En azından ailemin sana ihanet ettiği açık. Hiç bir şey olmamış gibi benimle konuşman garip geliyor.''
Gölge bu söylediği üstüne ne demesi gerektiğini düşünüp konuşmaya başladı.
''Ben çoook safım. Elimde değil insanların dedikleri doğrumu yanlış mı anlayamıyorum. Ama sen farklısın. Sen zeka tipi olduğun için insanları daha iyi anlıyorsundur. Ben ise iç güdü tipiyim ve insanlara o şekilde bakamam. İç güdülerim seni sahiplendi. Bir şekilde benim olmazsan doğrusu sadece seni değil akraba arkadaş veya sevdiğin ne varsa yok ederim. İçimden bir ses bunu yapacağımı bildiğini söylüyor. Ek olarak seninle bu mühürleri oluştururken söylediğimiz sözlerde ciddi olduğuna beni inandırmayı başardın. Ben her şartta bana doğruyu söyleyip bana bağlı olacak birisini istiyorum. Sen ne istiyorsun bilmiyorum ama o bende olmasa senin gibi zeki biri zaten evliliği bozmanın bir yolunu bulurdu.''
''Benim istediğimde senin istediğin kadar basit sadece güvenebileceğim birisini istiyorum. Beni tüm tehlikelerden koruyabilecek ve hiç bir şeyi umursamadan yaşamamı sağlayabilecek bir kişi istiyorum. Bu tarz kişinin tüm ülkenin korkulan kişisi olması en doğrusu olmaz mı?''
Rüya ailesi yetenekleri için öldükten sonra hiç bir şeye güvenemeyecek hale geldi. İnsanlar yanındayken kendini hiç güvende hissetmiyordu. Sanki yanındaki herkes ona ihanet edip öldürmeye çalışacakmış gibi geliyordu. Bu sebeple doğal yetenek kazandı ve doğal yeteneği insanların doğru söyleyip söylemediklerini de dahil; gizli olan şeyleri görmesine izin verdi. Bu doğal yetenek sayesinde insanların çevresinde rahat edebilmeye başladı.
Sonrasında bir hikaye duydu. Korkunç bir canavarın hikayesi. Herkese gizlice saldırıp korkutan, korkunç tekliflerle ruhlarını ele geçiren bir kişinin hikayesi. Daha sonra Rüya çok garip bir şey düşündü. Gizlice geleceğini bildiğin bir kişi gerçekten gizlice gelmiş olur mu? Herkesin canavar olduğunu söylediği bir kişi yalan söylemeye veya suçsuz gözükmeye çalışır mı? Kısacası iyi gözüküp kötü olan bir kişi yerine neden kötü gözüken birini istemiyordu. En kötü olacak şey gerçekleri söyleyip kötü olması olurdu. O anda eğer dedikleri kadar güçlüyse onu kesinlikle kendisi için istediğini fark etti. Canavarlardan korkmamasının yolu bir canavarın yanında olmaktı. Belkide garipti ama Rüya buydu.
Gölge ise küçüklüğünden beri sınırlandı ve diğer çocuklarla bir arada duramadı. Hiçlik boyutunda bile her şeyi kendisi yönetiyordu. Bu ona büyük bir bedelle geldi. İnsanları anlayamıyordu. Çok saf bir kişi haline gelmişti. Hiçlik dünyasında herkese güvenebilir olması gerçek hayatta da bir alışkanlık olmuştu. Sonrasında bu açığından nefret etti ve kendisini insanlara daha fazla kapadı. Gizemli olarak bu saf yönünü kapamak için elinden gelen her şeyi yaptı. Ayrıca bu açığını kapatmak için yetenekleri yalan söylendiğini hissedebileceği düzeye geldi. Bu insanlara olan güvenini dahada sarstı. Artık küçük bir yalandan bile nefret edecek bir kişiyken insanların yalanlarını görebildiğinizi hayal edin. Ayrıca kim hayatında küçük yalanlar söylemiyor ki?
Kısacası ikisi farklı şekillerde olsa bile güvenebilecekleri bir kişi istiyorlardı. Onlara ihanet edemeyecek bir kişi. İkisinin birbiri için yaratılmış olduğunu söylesek yalan olmaz. Gerçi bu ikisininde garip olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Bir süre ikisi birbirine bakmaya devam etti. Sonrasında Gölge konuşmaya başladı.
''Şu anki seviyen ne?''
''8.seviye büyü gücüne sahibim yatkınlıklarım %80 i geçti. Vücudumun büyüyle uyumu ise %70i geçti.''
''Hızını biraz arttırabilecek bir şey buldum. Şimdi tek yapmam gereken onun tam olarak ne olduğunu öğrenmek ve onu almak. Sonrasında seninle birlikte hızlıca güçlenebiliriz. Uzakta olmamız hala bizi yavaşlatıyormuş gibi duruyor. Yani bu şey neyse onu aldıktan sonra yan yanayken eğitim yaparsak hızımızın çok daha fazla artacağına eminim.''
''Öyleyse beni alman için sabırsızlanıyorum.''
Rüya bunu dedikten sonra bir anda kayboldu. Gölgede ondan sonra alandan ayrıldı. Bu alan dövmelerinin uyumuyla oluşmuş bir tür iletişim alanıydı.
...
Gölge kendine geldiğinde bedeninin güçle dolduğunu hissetti. Artık dış alandan kendisini korumaya çalışmıyordu. Aksine soğuğa maruz kaldıkça zarar göreceğine enerjiyle doluyordu. Sonrasında kalktı ve koşarak enerjinin merkezine gitti. Garip bir biçimde hiçbir tuzak veya engel yoktu. Gerçi bu mantıklı bu tarz bir güce sürekli maruz kalan bir tuzağın dayanmasının hiç bir yolu yok.
Sonunda Gölge enerjinin merkezinde ne olduğunu gördü. Merkezdeki şey garip bir küreydi. İçinde korkunç bir canavar varmış gibi bir his yayıyordu. Gölge yaklaştı ve karşısındakinin ne olduğunu anlamaya çalıştı. Bir süre enerjisini hissettikten sonra onun ne olduğunu anladı. Önceden bunu bir kitapta okumuştu.
Ruhla bir olmuş bir canavarın çekirdeği ve ruhu bir araya getirilip özel bir küreye hapsedilirdi. Sadece ruh olan durumun aksine bu kürenin içindeki canavar sürekli dışarıdan saf mana çeker ve onu kendi enerjisine çevirip sızdırırdı. Bunu isteyerek yapmıyordu küre onu buna zorluyordu. Birkaç yüz yıl sonra ruh artık bilincini kaybeder ve tek amacı enerji yaymak olur. Karşısındaki şey bunlardan birisiydi. Ayrıca bu şey öyle değerliydi ki normalde ruhla bir seviyesi kişiler elde etmekte zorlanırdı.
''Su ailesinin böyle bir şeyi bulabilmesi inanılmaz. Şanslılar diyeceğim ama benimle tanışacak kadarda şansızlar ne garip.''
Sonunda Gölge hiçlik enerjisi yardımıyla kürenin dışarıdan enerji almasını önledi. Küre dönüştürecek enerji alamayınca enerji vermeyi bıraktı. Gölge küreyi deposuna koyup oradan ayrıldı. Sonucunda yukarıda hala izlemesi gereken bir gösteri dönüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge (Suçluların Kabusu)
Fantastik(Hikaye yarım kalmış hikayelerimden birisidir. Okuyacaksanız lütfen bunu göz önünde bulundurun. İyi okumalar.) Hisar şehrinde tüm ülke tarafından tanınan birisi yaşar. Annelerin çocuklarına yatmadan önce anlattığı korku hikayelerinin baş karakteri...