Bölüm 69 -Siyah kuş

1.9K 235 18
                                    

Gölge ve Rüya pantere binerek ormanda iki gün seyahat ettiler ve sonunda siyah kuşun olduğu bölgeye geldiler. Yaklaştıklarında üçü de kendi enerjilerini gizledi ve yeterince uzak olduğunu düşündükleri bir yerden panterin anlattığı yeri izlemeye başladılar. 

Panter onlara taştan bir kılıç misali göğe uzanan bir tepeye getirdi. Yan tarafları tırmanmak için fazla dikti. En üstünde ise dev bir kaya vardı. Bu kayanın yan bölümünde 3 metre kare genişliğinde bir delik vardı. Panterin söylediğine göre bu kuşun yuvasıydı. 

Üçlü bir kaç saat boyunca hareket etmeden orada durdular. Panterin söylediği gibi kuş bir süre sonra deliğin içinden çıktı. Çevresini uzun süre inceledikten sonra yuvasından uçarak ayrıldı. 

''Gölge, panterin durumu biraz abartmamış mı? Bak işte fırsat, kuş gitti. İçeride olanları almak bizim için zor olmamalı değil mi?''

''Bu kadar basit olsa panter alırdı. Ama bu çevrede kuşun enerjisi yoğun şekilde hissediliyor. Bir tür oluşum olduğunu hissedebiliyorum. Sanırım bir erken uyarı oluşumu. Biz o tepeye yaklaştığımızda onu uyaracak tarzda bir şey olmalı.''

''Demek istediğin bu kuş güçlü kana sahip bir büyülü hayvan mı? Sadece üstün türlerin çocuklarına bilgileri aktarabildiğini sanıyordum. Ama bu kuş o kadar güçlü gibi durmuyor. Üstün türler büyüdüklerinde ruhla bir seviyesine ulaşmıyorlar mı?''

''Güçlü bir türün daha düşük bir türle kırması olduğunu düşünüyorum. Bu durumda hafızalarının bir kısmını miras alma şansları oluyor. Gerçi güç bakımından daha aşağı oluyorlar. Doğru hissetiysem o kuş ruh dokunuşu seviyesinde olmalı.''

''Çok bilgisiz olması gereken birisine göre bu konuda fazla bilgili değil misin?''

''Konu ilginç şeylerse bilgiliyim. Onları hatırlaması daha kolay.''

Rüya, Gölge'nin dediğini yargılamadı artık onun garipliklerine alışmaya başlıyordu.

''Bu oluşumu aşmanın bir yolunu biliyor musun? Hazineyi nasıl alacağız?''

Gölge cevap vermek yerine bir ağaca yaslanıp gözlerini kapattı. Rüya yaptığını garip bulsa da müdahale etmedi. Eğer bir bildiği olmasa böyle bir hareket yapmaz değil mi? 

Gölge yarım saat boyunca o pozisyonda durdu. Rüya artık sabırsızlanmaya başlamıştı. Bir süre daha geçince Gölge gözlerini açtı. 

''Oluşumu aşmanın bir yolunu bilmiyorum yani kuşla savaşıp onu yenmek daha iyi bir çözüm. En başında zaten onu öldürüp yemek stoğu niyetine geri götürmeyi düşünüyorduk. Dönüp dolaşıp aynı yere geldik.''

''Geldiğimizde kuşun gücünü görünce bunu yapamayacağımızı düşünmüştüm. Sende bundan bahsetmeyince çalma fikrini uygulayacağız sandım.''

''Bende başta öyle düşündüm ama kuş fark etmeden hazineyi almanın bir yolu yok. Ayrıca hazineyi alıp kaçmamız imkansız.''

''Neden imkansız? Bir saate yakın süredir dışarıda, bir sonraki çıkışından yarım saat sonra hazineyi çalsak kaçmak için yeterli vaktimiz olmaz mı? O değilde neden bir saat ağaca yaslanıp durdun.''

''Çevremi daha net hissetmek istedim. Bu yaptığım sayesinde hazineyi gizlice çalamayacağımızı biliyorum, çünkü kuş burada olduğumuzu çoktan biliyor. Büyük ihtimalle bizim yuvaya girmemizi bekliyor bu sayede tek giriş çıkışı olan bir yerde pusuya düşmüş olacağız. Büyülü hayvanları hafife alma sadece ölüme davetiye çıkarırsın.''

''Eğer zaten bizim farkımıza varabiliyorsa ve dediğin kadar güçlüyse onu nasıl yeneceğiz?'' 

Gölge gülümseyerek ona bakmaya devam etti. Rüya, Gölge'nin bakışından sonra kendisinin bulması gerektiğini biliyordu. Bir süre sonra yüzünde bir gülümseme oluştu.

''Ah tamam buldum. Tek yapmam gereken onun gözünden düşünmek değil mi? Kim bilir şuana kadar kaç kişi bizim düşündüklerimizi denedi. Yani ilk planımdaki gibi yapacağımızı düşünürsek bu gün hamle yapmayacağız ve yarın o gittiğinde hamle yapacağız. Bu en basit plan olduğu için bize yağrın içeride saldırmak en iyi plan yani yapmamız gereken tek şey bu gün geri girdiğinde saldırmak. Böylece onun ele geçirmeye çalıştığı avantajı biz ele geçiririz.''

Gölge boş boş ona bakmaya başladı.

''İyi plan hadi bunu yap.''

Rüya, Gölge'nin bir an önce takındığı yüz ifadesini takındı.

''Senin planın neydi?''

''Aslında sana gülümseyerek bakışımın sebebi onunla sen dövüşeceksin sen düşün deme şeklimdi. Dediğim gibi o elemanın algısı çok kuvvetli. Basit bir pusu kurmaya çalışsan bile işe yaramaz. Son zamanlarda kazandığım güçle bile onu kandırabileceğimi sanmıyorum. Plan aslında çok basit. Sen küreden güç alıp onunla savaş bu şekilde enerjin bitmez ve gücün artar. Bende o sürede saklanıp doğru anda saldıracağım. Aslında seninle birlikte en iyi savaş şeklimiz bu tarz saldırılar olur. Sen ışıksın dikkati üstüne çekmede bire birsin. Tek gelmişsin ve onu öldürebileceğini düşünüyormuş gibi ona saldır. En çok parladığın anda tüm dikkati senin üstündeyken tek saldırıyla işini bitireceğim. Saldırı şekline gelince sen düşün ben her şekilde ayak uydurabilirim.''

Rüya kısa bir süre düşündükten sonra onu yalanlayacak bir şey bulamadı gerçekten bu birlikte savaşmalarının en etkili yollarından bir tanesiydi.

''Benimle birlikte savaşmak için yolları ne zamandır düşünüyorsun. Bu bir anda düşünülecek bir şey değil. Benim aklıma ilk gelecek şey küreden beraber güç alıp uzun mesafeli birleşik bir saldırı yapmak olurdu.''

''Doğrusu yakın zamanda bir çok kez savaştım. Savaşlarımda hep bir eksiklik hissettim. Dikkati çekecek başak bir şeye veya dikkat dağıtıcıya ihtiyaç duyuyordum. Bunun için yöntemler geliştirsem bile hala tam potansiyelimi ortaya çıkaramıyordum. İşte o zaman keşke ışık elementi bir büyülü savaşçıya sahip olabilsem diye düşündüm. En dikkat çeken savaşçı türleri onlar, sonucunda yaralandıkları gibi iyileşebilen garip savaşçılar. Sonra aklıma sen geldin. Savaşta senden daha dikkat çekici başka bir şey bulamayacağımı o anda düşündüm ve seni kullansam acaba tam potansiyelimi ortaya çıkarabilir miyim? diye bir soru aklıma takıldı.''

''Çekici kısmıyla saklamaya çalışsan da garip savaşçılar kısmını unutturmak için bu yetmez.''

Gölge konuşup açıklama yapmakla uğraşmadı. Bu tarz bir açıklama yapmaya kalkarsa sonunun anca özür dilemesiyle biteceğini fark etmişti. Oda son zamanlarda fark ettiği başka bir yolu kullandı. 

Gölge, Rüya'nın elini tuttu ve onu kendisine çekti. Rüya'ya daha fazla konuşma fırsatını vermeden onu öptü. İkisi ayrıldığında Gölge gülümseyerek konuşmaya başladı.

''Peki bu yeter mi?''

''Hıh'' 

Rüya hıh layıp arkasını dönse de yüzünde bir gülümseme vardı. 

Gölge'nin aklındaki ise 'Bu yöntem gerçekten çok kullanışlı. Keşke daha erken öğrenmiş olsaydım...'

Gölge (Suçluların Kabusu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin