Bölüm 66 -Ceza

2.1K 218 26
                                    

Beyaz kanat yerle bir olmuş olsa bile olduğu yer hala tek girişi bir mağaradan olan bir yerdi. Kısacası hala kullanılabilirdi. Gölge'nin isteğiyle baskın için hazırlanmış ordular, mağaradan geçerek iç bölüme yerleşmeye başladılar. Hisar ilk büyük savaşını beklenmedik bir hızla kazanmıştı. 

Aslında Gölge'nin bu kadar uzun süre yakalanmadan içeride dolaşabileceğini düşünmemişlerdi. Kısacası baskın birlikleri her an kapıya saldırmaya hazır bekliyordu. Sonucunda Gölge'nin küçüklüğünde ailesinin ayrıntılı tespit oluşumlarına karşı eğitim aldığını ve bunları geçmeyi başardığını tahmin edemezlerdi.

Gölge dedelerini ömrü boyunca sadece bir kaç kez görmüştü. Sonucunda onlar annesinin ve babasının ailelerinin yöneticileriydi ve sürekli meşgul oluyorlardı. Sonunda vedaları bile fazla uzun olmadı. Dedelerinin birlikleri düzene sokmaları gerekiyordu.

Gölge Rüya'yı taşıyarak Hisar şehrine doğru yöneldi. Müdire de onu yakından takip ediyordu. 

...

Hisar şehri, Lordun konağı.

Oturma odasında Rüya, Gölge, Müdire, Hilal ve Batı oturuyordu. İçeride buz gibi bir sessizlik vardı. Kimse herhangi bir kelime etmiyordu. Gölge sosyal yönünün zayıf olması sebebiyle ne yapacağını bilemedi ve ses çıkarmadı. Sonunda Rüya konuşmaya başladı.

''Anne, Baba bu ilk görüşmemiz. Sizinle tanışmak bir zevk.''

Hilal kızgın bir bakışla Rüya'ya döndü. Tam konuşmaya başlayacakken Gölge'ye baktı. Gölge'nin üzgün bir ifadeyle baktığını görünce bir nefes verdikten sonra konuşmaya başladı.

''Seninle tanışmamın bir zevk olduğunu söyleyemem. Doğrusu Gölge'ye tavsiyem seni öldürmekti. Olanlar için seni sevmediğim de bir gerçek...

Bu sırada Rüya yere bakmaya başladı. Gözlerinden ağlamamak için zor durduğu anlaşılıyordu.

''... ama Gölge bir şeyi sevince ona takıyor. Onun için sana bir şans verebilirim. Ayrıca duyduğum kadarıyla olayda sadece bir piyonsun. Yani tüm suçu sana yüklememek lazım. Seni affedebilirim ama bu kolay olmayacak.''

Rüya bunu duyunca sevindiği ifadesinden belliydi. Sonrasında Batı konuşmaya başladı.

''Benim seninle bir sorunum yok Gölge seni affettiyse burada bana laf düşmez. Ama bir kez daha oğlumun canını yakarsan seni öldürürüm.'' Batı gülümseyerek söyledi.

Sonrasında Rüya gülümseyerek konuştu. 

''Elbette bir daha asla böyle bir şey olmayacak. Büyük annem bana bir daha beni zorlamayacağına ve kendi seçimlerimi yapmama izin vereceğine dair söz verdi.''

Hilal ve Batı'nın ifadesi değişti. Sonrasında Hilal konuştu.

''Ondan nefret ediyordum ve artık dahada nefret ediyorum.''

Batıda ona katıldı.

''Bende ondan nefret ediyorum.''

''Biliyorsunuz ''O'' da burada.'' Müdire olaya katıldı.

Batı ve Hilal ona doğru baktı.

''Bu gerçekleri değiştirmiyor.'' 

Batıda kafasını sallayarak ona katıldı.

''Eh o zaman benden nefret edenler kervanına katılabilirsiniz.''Müdire

Dediği gibi neredeyse her öğrencisi ondan nefret ediyordu. İki kişinin onun önünde ondan nefret ettiğini söylemesi onu hiç etkilemedi hala gülümseyerek çayını içiyordu. Bu güne kadar kaç kişinin ona bunu söylediğini kendisi bile bilmiyordu.

Sohbetleri fazla ilerlemediği için bir süre sonra Gölge, Rüya ve Müdire konaktan ayrıldı. Gölge, Güneş'e sinemadan gelen parayla şehrin merkezine yakın bir konak aldırmıştı. Gölge bunu erken düşünüp istediği için Güneş evin tüm hazırlıklarını çoktan tamamlamıştı. Üçü konaktan bir hizmetçinin yol göstericiliğiyle Gölge'nin istediği konağa gittiler.

Konak, Gölge burada olmadığı için Güneşin isteğine göre tasarlanmıştı. Konak geniş ağalarla dolu bahçesinin haricinde aykırı bir özelliğe sahip değildi. Aslında Gölge biraz hayal kırıklığına uğramış gibi gözüküyordu. 

Güneş dış kapıda giydiği hizmetçi kıyafetiyle onları karşıladı ve içeri götürdü. Güneş herkese onlar için hazırladığı odaları gösterdi. Rüya ve müdire yerleşmeye başlamışken Güneş, Gölge'yi konakta özellikle istediği yere götürüyordu. 

Gölge'nin konağında istediği özelliği büyük olması, iyi gözükmesi vb gibi bir şey değildi. Asıl isteği derinde gizli bir depo odasının bulunmasıydı. Gölge, Güneşe en derin ve geniş depo odası bulunan konağı tercih etmesini söylemişti. Çoğu zengin konağına gizli yollar ve odalar yaptırmayı sever bu sebeple bu tarz özelliklere sahip bir çok konak bulmakta zorlamadı. En sonunda gizli deposu en büyük olan evi tercih etti. 

Güneş ve Gölge aşağıdaki odaya indiler. Gizli depoda bulunan tek şey bir yataktı.

''Efendim tam istediğiniz gibi. Buza karşı dayanıklı bir büyülü hayvanın kürkünden bir yatak yaptırdık. Suyu üstünde tutmama ve buzlanmaya karşı bağışıklık özelliklerine sahip. Aslında bu yatak tüm konaktan dört kat daha pahalıydı.''

Gölge'nin gözleri bir anda açıldı.

''Neden o kadar pahalıydı?''

''En kalitelisini almamı istemiştiniz. Bu kürk Büyüyle bir seviyesindeki bir büyülü hayvanın kürkünden yapılmış. Ek olarak bir uzman tarafından büyüyle güçlendirilip büyülü eser haline getirilmiş. Çok güçlü ve odaklı bir saldırı olamadıkça yok edilemez.''

''Her neyse işimizi gördüğü sürece sorun yok.''

Gölge, Su ailesinden aldığı küreyi odanın merkezine koyduğu bir aparatın sütüne yerleştirdi. Sonrasında kürenin büyülü enerji emmesini engellemeyi bıraktı. Küre çevredeki manayı hızla emmeye başladı.

Gölge bir gülümsedikten sonra yukarıya Rüya'yla paylaştıkları odaya gitti. Rüya hala içeride kıyafetlerini dolaba yerleştirmekle meşguldü. 

''Rüya hatırlıyor musun? Sana bir ceza vereceğimi söylemiştim.''

Rüya, Gölgeye meraklı bir bakışla baktı. 

''Evet hatırlıyorum. Cezam ne olacak?''

Gölge tatlı bir gülüşle Rüya'ya yaklaştı. Direnmesine fırsat vermeden bir çuval misali omzuna aldı ve yürümeye başladı. 

''Hey Gölge beni nereye götürüyorsun.''

''Cezanı çekmeye.''

Gölge kısa sürede aşağıdaki gizli odaya indi. Odanın içi çoktan soğumuştu. Yatak hariç tüm duvarlar ve yer İnce bir buz tabakasıyla kaplıydı. Gölge, Rüya'yı yatağın üstüne yerleştirdi. Rüya bir anda çevresine bakındı. Sonrasında durumu anladı ve utangaç bir ifadeyle Gölge'ye baktı.

''Bunun için utangaç olduğunu düşünmüştüm.''

''Evet öyleydim. Babam bedenimin bir büyücü olduğum için çoktan hazır olduğunu ve evlendiğimiz ilk gün seninle yatmamı söylemişti. Evlilik büyüsüne sahip kişiler birlikte olunca güçleri hızla artarmış. Ayrıca ileride olabilecek sorunların önüne geçeceğini de söylemişti. Utangaçlığım yüzünden bunca belaya bulaştık. Aynı hatayı iki kez yapmak gibi bir niyetim yok.''

''Peki kendimi hazırlamam için biraz zaman verir misin?''

''Unuttun mu? Bu bir ceza.''

Gölge'nin gözleri bir anda siyaha döndü ve aynı anda büyüyle bedenini güçlendirdi. Çevresine korkutucu bir enerji yayıyordu.

''Hey dur nazik...''

Rüya cümlesini tamamlayamadı ve hızla bedenini büyüyle güçlendirdi. O gece yatağın gerçekten söylendiği kadar dayanıklı olduğunu öğrendiler. Ne yazık ki yatağı havada tutan demirler o kadar şanslı değildi...

Gölge (Suçluların Kabusu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin