Gölge (Suçluların Kabusu)

Bölüm 57 -Gölge'nin oyun parkı

-----------------------------------------------------------------

Gölgenin birinci kitabının sonuna yaklaşıyoruz. Belkide buna son macera demeliyiz. Gölge yine yapacak yapacağını.
(O zamanlar kitap hemen biticek sanıyordum saflık işte :) )

İyi okumalar...

Gölgeyi kızdırmak iyi değil. Kıs kıs kıs...

-----------------------------------------------------------------

Gölge odasına ulaştıktan sonra yeniden meditasyon yapmak için oturdu. Meditasyona girmeden önce söyledikleri duyulsa Gölge'yi tanıyanlar onu durdururlardı. Şansa bakın ki odada yalnız.

''Madem basit planlar olmuyor o zaman daha iyisini yapalım. Kısa vadede değilde uzun vadede işime yarayacak bir plan. Hayalimdeki oyun parkını(!) oluşturmanın zamanı geldi.''

Gölge ilk defa bu kadar neşeli bir biçimde kahkaha atıyordu acaba ne tarz bir oyun parkı planlıyor?

...

Sonraki gün adam, Gölge'nin istediği şekilde mektubu teslim etti. Mektubun tesliminden bir saat sonra tüm şehirde karmaşa yayılmaya başladı. Su ailesinin emriyle tüm şehrin boşaltılması emredilmişti. Halk ne derse desin askerler zorla şehri boşaltmaya devam etti. Elbette Gölge ve Su bu boşaltma işleminden kaçmayı başardılar. 

Su ve adam yine handa buluştu. Aslında plana göre adam dikkat çekebileceği için hana gelmemeliydi. 

''Baba plana göre senin geri gelmemen gerekmiyor muydu?''

''Benim bile şehri terk etmemi söylediler. Büyüyle bir altındaki herkes şehirden sürüldü. Belkide Gölgeyi durdurmalıyız. Yazdığı şeyler nedense aile başkanını çok korkuttu. Sanırım Gölge hakkında araştırma yapmışlar yazdığını yaparsa tüm şehri yok edeceğinden falan bahsediyordu.''

''Peki ne yazıyordu. Mektubu veren sensin ne yazdığını sende mi görmedin?''

''Aslında gördüm ama ne olduğunu anlayamadım. Oyun parkı bir şifre falan mı?''

Su, bir anda en yakındaki sandalyeye oturdu. Yüzü bembeyaz olmuştu. Yakından bakan bir kişi onun titrediğini fark edebilirdi. 

''Hey ne oluyor bana da açıkla.'' 

''Sen Gölge'nin filmlerini izlemedin mi? Veya onun hakkında hiç mi bir şey duymadın. Hayattan ne kadar kopuk yaşıyordun sen?''

Adamın utangaç bir ifade takındı.

''Dışarıdaki şeylerle pekte ilgilenmediğim doğru. Her neyse ne olduğunu açıklayacak mısın artık.''

Su kendisine bir tokat attı ve toparlanmaya çalıştı. 

''Gölge'nin en sevdiği oyun insanları delirtinceye kadar korkutmasıdır. Peki bir oyun parkının onun için ne ifade ettiğini düşünüyorsun. Ayrıca tüm şehri boşaltmalarına bakılırsa tüm şehri kast etmiş. Gölge'nin mantığını düşünürsek kesinlikle basit bir şey olmayacak. O, hani lideri teke tek için çağıracaktı. Oyun parkı nereden çıktı?''

''Ah onunla ilgilide bir kısım vardı. ''Her yer eğlenceyle dolduğunda en karanlık yerde seni bekliyor olacağım.'' Gibi bir şey yazmış. 

''Bir saniye Su ailesinin zayıf üyelerininde tahliye edildiğini söylemiştin. Ayrıca tüm şehirde boşaltılıyor. Gölge'nin tek kişi için bu tarz bir şey yapacağına inanmıyorum. Ahh hiç anlayamıyorum.''

Bu sıra Gölge yatağa oturmuş meditasyon yapıyordu. Oturduğu halde çok yorulmuş gibi nefes nefeseydi. tüm giysileri terden bedenine yapışmıştı. Buna rağmen Gölge'nin yüzünde tatlı gözükmesine sebep olacak bir sırıtış vardı. Arada bir yüz ifadesini normale getirmeye çalışsada ifadesi kendi kendine sırıtır duruma dönüyordu.