Bölüm 51 -Küçük oyun

2.3K 262 14
                                    

Kadın bir süre daha düşündükten sonra konulmaya başladı.

''Peki teklifini kabul edersem ne yapmam gerekecek?''

''İyi bir soru. Bir kitapta şu teklif meselesini gördüğüm için denemek istemiştim sonrasını daha düşünmedim. Her halde hizmetçilik falan yaptırırım. Belki savaşta seni kullanırım ama daha elementini bile bilmiyorum. Her neyse seçeneklerin ortada ben yada onlar?''

''Teklifini kabul ediyorum.''

''Hımm güzel o zaman kölelik anlaşmasına başlayalım.'' 

Gölge bu anlaşmayı büyüyle bir seviyesinden öncede yapabiliyordu. Ama yeterli gücü olamadığı için anlaşma için kısıtlamalar vardı. Mesela anlaşmayı yapabilmek için anlaşmayı yapacağı kişiyle temas halinde olması gerekiyordu. Büyüyle bir seviyesine ulaşınca bu kısıtlama kalktı. Artık iki tarafta istekli olduğu sürece bu anlaşma yapılabiliyor.(Elbette zorlama yoluyla kölelik vb. var ama bu tarz mühürler köle sahibinin gücünü geçtiği anada bozulduğu için tehlikeli. Ayrıca insan ülkelerinin çoğunda bu tarz mühür sadece suçlulara uygulanabiliyor.)

Kadın anlaşmaya direnmedi ve kabul etti. Sonrasında konuşmaya başladı.

''Peki onlarla nasıl başa çıkmayı düşünüyorsun.''

''Benim için onları öldürmek hiç sorun değil. Yeteneğimi henüz göstermek istemediğimden hiçliği kullanmıyordum. Ama size teşekkür etmeliyim, çevredeki oluşum sayesinde yeterince gizlenmiş olacağım. Yeteneğimi kullansam bile kimse fark edemeyecek.''

''Hiçlik mi? Yani sen Gölge'sin.''

''Kim olduğumu düşündün ki?''

''Sana yardım için gelen birisi olduğu söyleniyor. Gölge'nin çocuk olduğunu bildiğimden benimle ilgilenenin diğeri olacağını düşünmüştüm.''

Gölge bu sırada kapşonunu çıkardı.

''Ah çevrem kendini beğenmiş kişilerle dolu. Kimse benim kadar mükemmel değilken, benim yanımda bunları söyleyebiliyor olmaları... Kendine güvenlerine hayran olmak lazım.''

Kadının takındığı ifadeden kendine bak dediği anlaşılıyordu ama kölelik mührünü düşününce kendini tutup konuşmamayı tercih etti. 

''Her neyse hiçliğin savaşta ne kadar etkili olduğunu gösterme zamanı geldi. Ahh nedense kendimi tutmayacak olmak müthiş hissettiriyor.''

Gölge yaptığı alanı bozdu ve bedenine geri döndü. Bunun sonucu olarak adamlar(!) kadına ulaşmıştı. kadının sakinliği onları şaşırttı. Sonrasında arkalarından bir ses geldi.

''Hey aptallar. Bana dönün bakayım kim var burada.''

İkisi arkadan gelen sesle bir anda alarma geçtiler ve kadını bırakıp pozisyon aldılar. Ş*refsizlikte iyi oldukları kadar. Acil durumlarda önceliklerini bilmeleri şaşırtıcıydı.

Pozisyon alıp arkalarına baktıklarında sarı saçlı tatlı bir çocuk gördüler. Onlara bakarak dil çıkarması ayrıca tatlı görünüyordu. 

İki adam bir an için şaşırdılar ama ikisi de Gölge'nin nasıl göründüğünü biliyorlardı. Karşılarındaki ya bir hayaletti yada Gölge'nin kendisiydi. Aslında son saldırlarla birlikte kraliyet arasında bazı kişilerde Gölge'nin kendisinin değil hayaletinin bu saldırıları yaptığını düşünmeye başlamıştı. Başka türlü dev arama ekibine rağmen onlardan nasıl kaçtığını açıklayamıyorlardı.

İki adam Gölge'ye saldırmak üzereydi.

''Durun bir dakika.'' Gölge bir parmağını kaldırıp söyledi.

Gölge (Suçluların Kabusu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin