Multimedia : mert (kuzeyin grubundan)
Saatlerdir antalya sokaklarınıda dolasıyorum.. Konyaaltı... Kepez... Kültür... lara.... Kaleiçi... Muratpaşa... Cumhuriyet meydanı.. Ayaklarımın götürdügü yerleri gezip durdum.. Küçüklüğümden beri avcumun içi gibi bildiğim bu koskocaman antalyada su anda bir basıma caresizce dolasıyorum.. Gerçekten ölmediler yaşıyorlar... Ailem hayatta daha ne isteyebilirim ki? Evet birsey daha isteyebilirim bu gördüğüm rüyayı ve içindeki arkadaslarımın gercek olmasını dilerdim... Saat gecenin 11'i eve dogru yürürken yaşadıgım eve uzaktan baktım.. Yıllardır hayatımın en güzel anılarının oldugu bu ev ne kadar güzel demi? ... Yoldan karsıya gecmek için hareket ettiğimde hiç düşünmeden saga sola bakmadan karsıya geçmeye yeltendim.. Gözüme gelen beyazz ışıkla oldugum yere çivilendim... Artık ölmek için güzel birgün ki .. Ailemin yaşaması kadar hiç birsey mutlu edemez ve bu öyle birsey ki ölümden bile korkmadım.. Omuzlarımdan sarsan beni kendime tetirmeye çalışan kişiye baktığımda asıl ölmediğime dua ettim... Gördügüm kişi arastı...
****
"kızım sen manyak mısın?" diye bagıran aras vardı karsımda... "Ölmek için güzel biryer." dediğimde daha da sinirlenmis olacak ki.. "kabahat bende neden tanımadıgın birine yardım edersin ki salak kafam!" ne yani beni tanımıyor muydu? Onca seye ragmen doğru onlar bir rüyaydı.. Tam arkasını dönüp giderken... Onu durdurmaya sadece agzımdan istemsizce cıkan onun adı olmustu..
"aras!" (nolur gitme..)
bana dönüp "adımı nerden biliyorsun?"
"seni senden daha iyi tanıyacak kadar vakit geçirdim sadece seni özledim aras.."
dememle gözleri kızarmış ve anlamaya çalışır gibi bana bakan arasla karşı karşıyaydım...
"seni tanımıyorum adımı nasıl ögrendin bilmiyorum ama sakın bana birdaha yaklaşma!" diye bağırıp uzaklaştı..
Tam arkamı döndüğümde işe barda beni göz hapsine alan o çoçukla karşı karsıyaydım...
"merhaba güneş.. Simdi neden burda oldugumu soracaksın merak etme sen sormadan cevabı vereyim.. Ailenle ilgili gercekleri ögrendiğinde beni bul.. Emin ol ben ögrenmene yardımcı olucam.. İp uçlarını takip et.. Ve beni bull güneşşşş" deyip ortadan yok oldu... Bir anda heryer bembeyaz oldugunda...
Yavasça yataktan dogulup aglamaya basladım.. Ne yani rüya mıydı bu nasıl ve bu kadar gercekci olabilirdi? Nasıl ve özlemisim onları babam ve güven aşkımı nasıl özlemişim burnumda tütüyorlar...
Hıckırıklarımın arasında hem ağlayıp bir yandan da simsiyah giyindim telefon cüzdan ve motorun anahtarını alıp aynada kendime baktım cenazeye gider gibi bir halim vardı yüzümden anlaşılıyordu. agladıgım solgun göz ve burun cevrem kıpkırmızı.. Kör degillerse anlarlardı agladıgımı... Neydi bu simdi bu gördügüm rüya neydi?
Aras nasıl davrandı bana? zaten gercek arasta buydu değilmi? Gercekten hiç mi sevmedi diye geçirdim durmak dinlenmeksizin akan gözyaslarımı silerken... Peki o çocuğa ne demeli? Tamam rüyaydı fakat dediklerinin etkisinde kaldıgım apaçık belliydi...
Hala aglarken yurttan inip kimseye gözükmeden motara atladım tam calıştırdıgımda.. "bensiz nereye gidiyorsun güneş?" dedi esra.. Dolu gözlerle ona baktıgımda "atla diyebildim sadece... Oda dediğimi ikiletmeden motora binip hızlıca okuldan uzaklaştım gideceğim yer belliydi..
Neresi mi? Babam ve güven aşkım onların yanına gidiyorum mezarlığa... Babamların yanına geldiğimde hıçkırıklar arasında önce gidip babamın mezar taşına sarıldım sanki babamın sıcak kollarına sarılır gibi sarıldımmm... Ağlamaya devam ederken " biliyor musun babacım rüyamda sizi gördüm hep beraber kendi evinizde güzel huzurlu bir kahvaltı yapıyorduk.. Sizi özledim baba yapamıyorum nolur dönün.. Hıckırıklarımın arasında güven aşkımın mesarına gidip topragına sıkıca sırıldım.. Birden yagmur yagmuya başladı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kolej Aşkı'm #Wattys2017
Teen Fictionİstanbul'a taşındıktan sonra okul kayıtlarımı halletmem gerekiyordu ve bilin bakalım nereye nakil oluyorum .. GİRİŞİM KOLEJİ... Onlar kadar iyi olmasa da benim de maddi durumum yerindeydi , zengin zübbelerin olduğu koleje düşmüştüm. *** Gün...