KUZEYİN GÖZÜNDEN
Güneş telefonda konustuktan sonra aniden yere yıgıldı koşup güneşi kucagıma aldım. O sırada gece telefondaki kişi ile konusup telefonu kapatınca bize dediği tek şey "aras kaza geçirmiş" oldu.
Güneşi ön koltuğa oturtup kendim sürücü koltuğuna geçtim. Kızlar da arka koltuğa oturunca hemen hastaneyi ögrenip hızlıca ilerlemeye başladım.
***
Belliki güneş arasın durumunu ögrenince üzüntüden bayıldı. Arasa birşey olursa güneş de ölür.
Ya aras kurtulursa güneş herşeyi itiraf edip benden uzaklaşırsa.?
Bu düşünceler beynimde dönüp dururken hastaneye çoktan gelmiştik. Arabadan inip güneşi hemen kucagıma aldım acilden girdiğimde doktorlar gelip yardım ettiler. Sedyeye yatırıp acil müdahale odası yazan bir odaya aldılar.
Yarım saatin sonunda doktor odadan çıkıp sadece stresten dolayı bayıldığını söyleyince ufaktan da olsa rahatlamıştım. Güneşi odaya aldılar sadece uyanmasını bekleyecektik...
GÜNEŞİN GÖZÜNDEN
Hep böyle olur biliyor musun? Söz konusu sen olunca sanki aklım gidiyor beynim işlevini yitiriyor bedenime hükmeden tek şey kalbim oluyor tabi duygularımda yardımcı oluyor.
Adın... Herkeste bulunan bir isim evet ama sadece sana yakışıyor. Gerçi tüm güzellikler sende de, neyse. Dediğim gibi kalbim ve duygularım hükmediyor. Kalbim her atışında sanki adını söylüyor, duygularımsa... Onlarını nasıl anlatsam ki olmuyor. Hani böyle cümlelere döküyorum ama nafile mi? Daha yazamıyorum bile ben, hissettiklerimin yanında yazdıklarım bir rüzgâr esintisi sadece asıl hissettiklerim içimdeki fırtınalar.
Gülüşün... Yok, hiç kimsede yok sendeki gülüş. Gülüşündeki güzelliği gördükçe canıma can katılıyor sanki. Keşke imkânım olsa da sen güldüğün an zamanı durdursam ve bıkmadan doya doya izlesem gülüşünü. Küllerimden doğup yeniden ölsem. Ve bir daha canlansam sana bürünsem sen olsam.
Bakışın... Tam bir intihar gibi, sana baktığım an tüm organlarım ağrıyor. İçimde bir iç savaş oluyor gibi hissediyorum. Sonra derin derin bakıyorum baktıkça düğümleniyor kenetleniyorum sanki sana. Ve ben kimin gözlerine bakarsam bakayım sende hissettiğimin zerresini hissedemem.
Sesin... Ona kifayetsiz kalır kelimeler. Öyle bir şey ki. O an öldüm sanıyorum. Ya da kalbimi çıkarıp içine seni yerleştirdikten sonra yerine koyuyorlar. Ve ben biliyorum ki senin sesin dünyanın en güzel melodisi.
Saçların... Rastgele çıkmamış senin saçların. Her bir teli özenle yerleştirilmiş gibi. Sonucu ne çıkarsa çıksın bir gün saçlarını saymaya çalışacağım ve gözlerinin içine bakıp sana o sayı kadar seni seviyorum diyeceğim. Ben usanmam bilirsin.
Nefesin... Hiç hissetmedim nefesini. Ama telefonda nefes alıp verirken bile dinlerim her zaman. O an gözlerimi kapatıp mutlaka bir cümle söylerim içimden bir kaç saniyeliğine uyanıkken rüya görür gibi olurum..
Ellerin... Daha hiç tutamadım elini. Ama az çok tahmin ediyorum elimi tutarsan bana gelecek olan özgüveni. Çünkü ben senin ellerini tutarsam dünyam ısınır ve dünyanın en güçlü kadını ben olurum. Sıradan bir şey değil ki bu... Ellerin. En çok beni benden alan ise.
Kokun... Daha kokunu teninden senden hissedemedim hiç. Ama sonunda o kadar istedim ve Allaha şükürler olsun uzakta bile olsan kokunu en yakınımda hissedebiliyorum. Ve her kokunu içime çektiğimde bağımlılık yapıyor bir daha, bir daha, bir kere daha böylece içimi senle dolduruyorum. Bende hissettirdiklerinin daha minicik bir kısmı dediğim gibi, asıl fırtınalar içimde kopuyor.
Sen benim tek gerçeğimsin. Ne karşılık beklerim ne gücenir ne de yorulurum. Tek isteğim hep bende kal. Görmeden de sevemez miyim seni? Hem de öyle bir severim ki, baldan tatlı olan canımdan vazgeçecek kadar. Zaten sevmek yürek ister, göz değil. Seversen kalbini kullanırsın gözünü, aklını, gururunu değil. Bugüne kadar sanki ben, gecenin bir yarısı yola çıkmışım. Yolun ne olduğunu nereye çıkacağını bilmeden. Ve yanıma fener alıp ışığım olacağını sandığım bir kaç insan alıp yürümüşüm o yolda ama onların yarı yolda pilleri bitmiş beni o karanlıkta bitap bırakıp gitmişler bende ümitsizliğe kapılıp uyuya kalmışım o anda güneş doğuyor tepemden.
Hem yolumu gösteriyor hem yeniden umutlandırıp hayata bağlıyor beni. Ve sende benim hikâyemdeki güneşimsin. Belki, dünyanın en güzel kızı değilim ama şu dünyada seni en güzel seven kız ben olurum. Çok serbest biri değilim. Ama sana kavuşmak varsa sonunda ben bir ömür beklerim. Çok zenginde değilim ama senin için yaptığım şeyler bir gün bile gözüme gelmez.
Ben onları canıma, canı gönülden yapıyorum çünkü. Boyum kısa olabilir ama sana olan sevgim o kadar büyük ki. Gülmekte yakışmıyordur belki ama ben, güldükçe güzelleşirim. Bana her şey seni hatırlatıyor. Bir şeyler oluyor ve sonunda sana çıkıyor tüm yollarım. Ufacık bir umut bile aşkın doğması için yeterliymiş.
Ufacıkta ne demekmiş sen benim koskocaman bir umudum oldun. Bir yerde okumuştum. Kimseyi kafanızda büyütmeyin. Daha iyisi her zaman vardır. Ve daha iyisini bulduğunuz zaman geçmiş geçmişte kalır. Öylede oldu. Seninle ben sil baştan yaptım. Sildim tüm geçmişi, unuttum herkesi. Sadece yaralarım kalmıştı ve sen geldin bana derman oldun. İlacım oldun.
Aslına bakarsan sanki yeniden doğmuş gibi oldum. Gerçek aşk bedel ister, beden değil demişler. Biz bir şeyleri göze alarak bedel ödemeliyiz ki mutlu sonumuz olsun, ya da yok ya mutlu sonsuz olsun. Aramızda mesafeler var diye ayrılacağımız anlamına gelmiyor. Ve yine bir yerde okumuştum...
Düş peşimizden ayrılık, Bizden sana yâr olmaz! Bırak peşimizi ölüm bırak ki biz kavuşalım.!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kolej Aşkı'm #Wattys2017
Teen Fictionİstanbul'a taşındıktan sonra okul kayıtlarımı halletmem gerekiyordu ve bilin bakalım nereye nakil oluyorum .. GİRİŞİM KOLEJİ... Onlar kadar iyi olmasa da benim de maddi durumum yerindeydi , zengin zübbelerin olduğu koleje düşmüştüm. *** Gün...