49. BÖLÜM

5.9K 175 0
                                    

Sabah gözlerimi huzurlu bir güne açmıştım. Sol tarafıma döndüğümde Miran'ın beni izlediğini gördüm.

"Günaydın"

"Günaydın güzelim. Ağrın var mı?" Utansamda cevap verdim.

"Hayır. Gayet rahatım."

"Sevindim. O zaman hemen kalkalım, hazırlanmamız gerekiyor. Malum balayına gideceğiz." Başımla onaylayıp çarşafı üzerime sararak yataktan kalktım. Banyoya girip duş almak için suyu ayarladım. Üzerimdeki çarşafı kirliye atıp suyun altına girdim. Miran'a ağrım yok demiştim fakat yürüdükçe kendini belli eden hafif bir sızı vardı.

On beş dakikalık duşun ardından vücudumu havluyla sardım. Saçlarımıda küçük havluyla sarıp banyodan çıktım. Miran odada değildi. Büyük ihtimal diğer odada duş alıyordu. O gelmeden giyinip saçlarımı kurutmaya başladım. Saçlarımın neredeyse yarısı kuruduğunda Miran belinde havluyla odaya girdi.

"Miran, nereye gideceğiz?"

"Rezervasyon yaptırmadım ama Antalya'ya gideriz diye düşünmüştüm."

"Mert ne olacak?" Bir yandan üzerini giyinirken bir yandan da cevap verdi.

"Annemler bir hafta daha burda kalacaklar. Mert'de yanlarında olacak."

"Bu arada sen duştayken abin aradı. Babanlar bugün dönüyorlarmış."

"Haberim var. Düğünden önce konuştuk." Kendi işi bitince yanıma gelip tarağı elimden alarak saçlarımı yavaşça taramaya başladı.

"Gitmeden Mert'i görürüz değil mi?" Gülümseyip cevap verdi.

"Merak etme güzelim. Mert özellikle tembih etti beni görmeden gitmeyin diye." Güldüm.

"Saçların tamamdır." Elinden tarağı alarak saçlarımı geriye doğru tarayarak balıksırtı örmeye başladım.

"Ne yapıyorsun?"

"Örüyorum. Şimdi yolculuk sırasında bunalırım ben." Başıyla onaylayıp yatağa oturarak beni izlemeye başladı.

"Gece için teşekkür ederim." Hem utanmış hemde şaşırmıştım.

"Niye ki?" Güldü.

"Geçmişte bununla ilgili ağır bir travma yaşadın. Aslında ben senin hazır olmayacağını düşünmüştüm. Sana gece sorduğum soruya olumsuz bir cevap verseydin sen hazır olana kadar bekleyecektim. Bu da biraz beni zor bir duruma düşürecekti."

"Eğer dün gece bunu yapmasaydık, ben cesaretimi toplayamazdım. Yaşadığım şey buna izin vermezdi." Örgümü bitirip lastik tokayla bağladım. Bu sırada Miran yanıma gelerek beni kolları arasına aldı.

"Keşke çektiğin acıyı bir nebze azaltabilseydim." Burukça gülümsedim.

"Sen elinden geleni yapıyorsun zaten. O pisliğin yakalanmasını sağladın. Emin ol benim için yapabileceğin en iyi şeydi bu." Kollarının arasında beni kendine çevirdi. Anlıma derin bir öpücük kondurup sımsıkı sarıldı. Bende aynı şekilde karşılık verip başımı boynuna gömdüm.

"O şerefsizi yakalattım, şimdide en ağır cezayı almasını sağlayacağım güzelim." Başımı salladım.

"Mahkeme ne zaman?" Derin bir nefes alıp cevap verdi.

"Yarın." Tekrar başımı sallayıp kendimi geri çektim.

"Arabayla mı gideceğiz, uçakla mı?" Ensesini kaşıdı.

"Aslında henüz karar vermedim. Sence?" Dudak büzdüm.

"Benim için fark etmez."

"O zaman arabayla gidelim güzelim. Hem merak ettiğimiz yerlere gitmek kolay olur." Başımla onayladım.

GEÇMİŞTEKİ YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin