56. BÖLÜM

5.8K 182 12
                                    

Sonunda uçaktan inmiştim. Zor bir yolculuk olmuştu benim için. Uçağa binmeden Batu'ya geleceğimi mesaj attığım için şuan beni kapıda bekliyor olmalıydı. Hemen valizimi alıp kapıya ilerledim. Tahmin ettiğim gibi kapının önündeydi.

"Batu!" Sesimi duyunca eğik olan başını kaldırdı. Hızla yanıma gelerek beni kollarının arasına aldı. Gülüyordu. Ama aksine ben gülmüyordum. Gözlerime baktı. Az önceki gülüşü solmuştu.

"Esim sorun ne?" Derin bir nefes aldım.

"Eve gidince anlatayım mı? Bu arada bir iki hafta sizde kalabilir miyim?" Şaşırmıştı. Çünkü evde abisi vardı. Ona bir şey açıklamadan valizimi alarak arabaya ilerledim.

Yol boyunca bir şey konuşmadan eve gelebilmiştik. Bana tekrar baktı. Sanki emin olup olmadığımı sorgular gibiydi. Ciddi olduğumu anlamış olacakki valizimi alarak eve ilerledi. Tabi bir eliylede beni belimden tutarak ilerletiyordu. Kapıyı çaldı. Uzun bir bekleyişten sonra kapıyı açan Barlas olmuştu. Ne şans ama değil mi ilk dakikadan onu görmek?

Ben kapıda dikilirken Batu valizimi Barlasa uzattı.

"Abi şunu içeri alır mısın?" Barlas dediğini yaparken hala şaşkındı.

"Hadi güzelim" diyerek beni içeri yönlendirdi. Daha fazla bu boğulma hissini yaşamak istemiyordum. Batuyla konusmam gerekiyordu. ama Barlas varken değil.

"Batu..." sesim o kadar aciz çıkmıştı ki Batu'nun yüzünü hüzün kapladı. Anlamıştı bir şeyler olduğunu.

"Gel bakalım otur koltuğa sonrada anlat ne olup bittiğini." Batu yanıma oturup ellerimi tutunca Barlas'ın varlığını unutarak konuşmaya başladım.

"Batu ben insanlara ne yapıyorum. Niye bu kadar acı çekiyorum. Ya kimseye güvenmiyorum. Güvenip hayatıma aldıklarımda hayatımın içine ediyorlar. Niye ya?" Batu'ya baktım. Dikkatlice bana bakıyordu. Gözlerim dolu doluydu ama akıtmıycaktım onları. O şerefsiz için ağlamıycaktım.

"Aldatmış beni Batu. Başka bir kadını hamile bırakmış. Ben bunu haketmedim. Bebeğim bunu haketmedi Batu." Batu'nun gözleri şaşkınlıkla açıldı.

"Miran bunu yapmış olamaz! O bu kadar şerefsiz değildi!" Sustum. Keşke öyle olsaydı.

"Ne yapacaksın?" Derin bir nefes alıp odada gözlerimi gezdirdim. Dikkatle beni izleyen Barlasla buluştu gözlerim. Ellerini yumruk yapmış sıkıyordu. Umursamadım.

"Bilmiyorum. Abime söyledim bir iki haftaya boşanma işini halledecek. Bebeğimde bir şekilde bende kalcak. Ama sonrasını bilmiyorum Batu. Abim bu işleri halledene kadar burda kalmayı düşündüm. Tabi sorun olmayacaksa?" Batu söylediklerime kaşlarını çatarak baktı.

"Saçmalama Esim. Senin için sorun yoksa bizim içinde yoktur."

"Batu biliyosun burda kalmazdım ama tek kalmamam gerekiyor. Hamileliğimde düşük riskim var ve ben bebeğimi kaybetmek istemiyorum." Gülümseyip beni kollarının arasına aldı.

"Saçmalama Esim. Gitmek istesende ben göndermem zaten." İşte güvenebilceğim üç dört kişiden biride Batu'ydu. Zaten bu yüzden burda değil miydim?

"Aç mısın?" Bu sefer soran Batu değil Barlas'tı. Gözlerine baktım. Hala duygu yüklü bakıyordu bana. Terslemeyecektim. Burası onun eviydi ve benim bunu yapmaya hakkım yoktu.

"Açım. En son gece yediğim eriklerle duruyorum." Erik demişken canım yine çekmişti.

Barlas ona normal bir cevap vermeme şaşırırken gülümseyip içeri seslendi.

"Esra Hanım! Sofrayı kurar mısınız?" İçerden onaylayıcı sesler gelince tekrar bana döndü. Hala yüzünde bir gülümseme vardı.

"Batu evde erik var mı? Az önce erik deyince yine canım çekti." Batu kahkaha atıp beni oturduğum yerden kaldırdı.

"Olmazmı güzellik, tabikide var. Gel birlikte alalım. Ya da vazgeçtim sen otur ben alıp geliyorum." Bu dengesiz haline gülüp yerime geri oturdum. 

"Nasıl hissediyorsun?" Barlas'tan gelen soruyla ona döndüm.

"Senin beni terk edip gittiğin zamanki gibi. Tek fark bu kez hamileyim." Gözlerini kaçırdı. Ona artık kızmıyordum. Tek kızgınlığım habersiz gitmesiydi. Tabi birde yalan söylemesi.

"Kendimi affettirebilir miyim?" Şaşkınca ona baktım. O benim bu halime gülümsüyordu.

"Saçmalama Barlas. Affettirsen nolcak. Hamileyim ben." Az önceki halinden hiç bir şey değişmemişti.

"Yani? Bu bence geçerli bir sebep değil." Cevap verecekken Batu'nun gelmesiyle tamamen elindeki eriklere odaklandım. Yanıma oturup erikleri kucağıma verdi.

"Al bakalım güzellik. Ne kadar erik varsa getirdim. Bence hepsini yiyemezsin ama olsun." Bu dediğine gülüp erikleri tek tek yemeye başladım. On beş dakika içerisinde tüm erikleri yememle ikiside bana insan dışı bir varlık gibi bakıyordu.

"Bakmayın öyle. Ben iki canlıyım." İkidide benim bu halime güldüler.

"Miden bulanmıyor mu Esim? O kadar ekşiden sonra." Yüzünü buruşturmuştu Barlas bunu derken.

"Hayır tabikide. Hadi yemek yiyelim biz çok açız." Onlar hala bana şaşkınca bakarken bu sefer ben onlara gülüyordum.

"Bakmayın öyle şaşkın şaşkın. Farkındayım ruh halime şaşırıyosunuz ama nolduğunu bilmiyosunuz. Ben Mardin'e gittiğim günden beri Miranla ayrıyım. Bugün sabahta bunları öğrenince inanın içim tahmin ettiğiniz kadar acımadı. Tek üzüldüğüm nokta aldatılmak. Bu kadar değersiz görmemeliydi beni. Ama yinede üzülmeyeceğim. Çünkü bebeğimin daha fazla üzülmesini istemiyorum. Beni anlıyorsunuz değil mi?"

"Tabikide anlıyoruz Esim. Hem iyikide burdasın. Ne güzel eskisi gibi bir aradayız." Barlas'a baktım. Ama o bana değil yere bakıyordu. Daha çok bir şey düşünüyor gibiydi.

"Eskisi gibi değilizki Batu. Çok şey değişti. Ben evlendim hamileyim ve boşanmak üzereyim. Keşke eskisi gibi olabilseydik ama" cümlemi tamamlamama izin vermeden Barlas söze atladı.

"Olabiliriz." Anlamaz gözlerle ona baktım. Ne saçmalıyordu.

"Esim biliyorsun ki ben seni hala çok seviyorum. Sen şuan beni sevmesende kendimi tekrar sana eskisi gibi sevdirebilirim. Şuan belki sana saçmalıyormuşum gibi gelecek ama saçmalamıyorum. Bebeğini babasına göstermeyeceğini ilk geldiğinde söylemiştin. Ben bebeğine baba olabilirim. Öyle üveyde değil. Gerçek baba olabilirim. Eski hayallerimizi gerçekleştirebiliriz. Bir şans daha tanımaya değmez mi Esim? Bize bir şans daha verir misin?"

GEÇMİŞTEKİ YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin