55. Bölüm

5.7K 166 17
                                    

Tekrar eskiye dönmek istemiyordum. O yüzden geçiştirdim.

"Açma o konuları Berzan. Hapiste zaten şuan." Gözlerini yumdu. Sakinleşmek ister gibiydi.

"Ne demek açma Esim. Bana olanları anlatır mısın?"

"Eskiyi hatırlamak istemiyorum Berzan. Lütfen..." Elimden tutup yanına otutturdu.

"Hangi cezaevinde kalıyor?"

"Niye soruyosun?"

"Bunu söyle bari hadi Esim." Başımı sallayıp söyledim.

"Bucadaki."

"İsmi ne o şerefsizin?" Bunu bende bilmiyorum ki. Hiç sormak aklıma gelmemişti. Zaten merakta etmiyorum.

"Bilmiyorum. Miran bilir ama niyeki?" Derin bir nefes aldı.

"Tamamdır. Sana yaptıklarının bedelini çok güzel ödeyecek." Anlamamıştım.

"Ne yapacaksın anlamadım?"

"Boşver güzellik sen dinlenmene bak. Bende Miranla konuşayım." Merak ediyordum ama daha fazla bu konu hakkında konuşmak istemediğim için omuz silkip başımı salladım. Omzumu sıkıp odadan çıktı. Bende yatağıma girip uyumaya çalıştım. Yeterince yorulmuştuk. 

Gecenin ikisinde rüyamda gördüğüm  erikle uyandım. Sabah yerim diyip uyumaya çalıştım ama sürekli aklıma geliyordu. Belki buzdolabında vardır diye düşünüp mutfağa indim. Ama benim şansıma dolapta erik hariç her şey vardı. Yapcak bir şey yok diyerekten Berzan'ın odasına gittim. Abime giderdim ama maalesef o konağa gitmiş. Kapıyı tıklattım, ses veren olmayınca içeri girdim. Yatakta uyuyan Berzan'a önce acısamda aşermem daha önde geldiği için yatağa oturdum.

"Berzaan" ses yok.

"Berzan kalkar mısın?"

"Hı?" Bu haline gülüp tekrar seslendim.

"Berzan hemen kalkmazsan gece gece dışarı çıkmak zorunda kalacağım." Bunu söylememle gözlerini açtı.

"Ne oldu Esim rüyanda beni mi gördün?" İğnelemesine aldırmadan direk isteğimi söyledim.

"Erik aşerdim." Yatakta doğrulup sırtını başlığa yasladı.

"İyide gece gece nerden buluyum ben eriği." Dudağımı büzdüm.

"Bilmemki. Ama uyuyamıyorum."

"Tamam tamam. Bir şekilde bulacağım artık." Gülümseyip odadan çıktım. Kendi odama girdim.

Yaklaşık 1 saat sonra kapını açılma sesi geldi. 5 dk sonrada odamın kapısı açıldı. Berzan yıkadığı erikleri bana verip yanıma geçerek benim gibi başlığa yaslandı.

"Teşekkür ederim" deyip sarıldım.

"Lafı bile olmaz. Hadi yede yeğenim istediği eriklere kavuşsun." Başımla onaylayıp getirdiği eriklerin hepsini yemiştim. Sonra aklıma gelen şeyle ağlamaya başladım.

  "Noldu niye ağlıyosun, bi yerin mi ağrıyor?" Başımı iki yana salladım.

"Babasının yapması gerek şeyi sen yapıyosun. Ona en çok ihtiyacım olan zamanda o yanımda yok. En heycanlı anlarımda o başka yerde. Ben ne yapacağımıda bilmiyorum" hıçkırarak ağlamaya başladım.

"Şşş gel bakalım" diyip kolunun altına aldı.

"Ben Miran'ı nasıl affedeceğim?" Kendi kendine bir şeyler mırıldandı ama duymamıştım. Kolarında dahada mayışıp kendimi rahat bir pozisyona soktuktan sonra gözlerimi kapattım.

Sabah yine aşağıdan gelen seslerle uyandım. Neden bir kerede farklı bir şekilde uyanmıyordum acaba? Üzerimi değiştirmeye gerek duymadan aşağı indim. Artık sesleri daha rahat duyabiliyordum.

"Adi herif!" Berzan'ın konuşmasıyla merdivenlere oturup konuşmayı dinlemeye başladım.

"Bunu Esim'e nasıl yapar ya? Aklım almıyor. Ne demek başka bir kadını hamile bırakmak. Ben bunu Miran'dan hiç beklemezdim. Biz Esim'e bunu nasıl söyleriz Baran?"

Kaçıncı defa yıkılmamdı bu benim? Aldatılmıştım öyle mi? O kadar kötü biri miyimde bunları yaşıyordum? Bu sefer sondu. Bebeğimle birlikte dönecektim İzmir'e. Batu'ya gidecektim. O bana yardım ederdi. Hemen yukarı çıkıp eşyalarımı valizime tıkıştırdım. Param yoktu ama abimden alabilirdim.

Valizi sürükleyerek merdivenin başına getirdim. Tabikide bu ağır valizi taşıyıp bebeğime zarar vermeyecektim. Eğilip yatırdığım valizi aşağı doğru ittim. Çıkan gürültüyle abimle Berzan hemen valizin yanına gelip bana bakmaya başladılar.

"Esim?" Abime baktım. Gözlerimdeki ruhsuzluğu o da görmüş olacak ki bir adım geriledi.

"Abi bana para verir misin?" Rica etmiş gibi görünsemde üçümüzde biliyordukki rica değildi. Düşünmeden cüzdanını çıkartıp 3 tane kredi kartını bana verdi. Onları alıp çantama attım.

"Duydun?" Gelen soruyla bu kez Berzan'a döndüm. Başımla onayladım.

"Ben geri dönüyorum. Olayı merak etmiyorum daha fazla üzülüp tek umudumu tehlikeye sokamam. Eğer yanlış anladıysam şimdi söyleyin" ikiside bir şey söylemeyince devam ettim.

"Tahmin ettiğim gibi. Abi sen dönene kadar Batu ile kalırım. Biliyorum orda Barlas var diyceksin ama emin ol o bana Miran kadar zarar vermez. Aslında senin evindede kalabilirdim ama biliyosunki tek kalmam riskli olabilir. Sizden tek isteğim var." İkiside sorarcasına yüzüme baktı.

"Bana Miran'ı bulaştırmadan aramızdaki evliliği bitirin. Ve lütfen bebeğimin bende kalmasını sağlayacak şekilde yapın."

"Abicim ben seninle gelirim. Tek gitme. Berzan halleder Miran'ı." Başımı iki yana sallayıp ikisinede baktım.

"Hayır abi. Sen burda dur bir iki hafta. Babamlara her şeyi anlat. Yine dedem beni suçlu görmesin. Hoş ne dersen de yine suçlu ben olacağım ama neyse." Aklıma gelen şeyle parmağımda takılı olan yüzüğümü çıkarttım. Gözlerim dolsada hemen bunu geri plana ittim. Abimin avcunu açarak yüzüğü ona verdim.

"Ve son bir rica.. bu yüzüğü Miran'a ver. Sonrada onu güzelce benzet. Benim için." Abim sarılıp anlımdan öptü. Gözümden düşen yaşla hemen ayrılıp gözlerimi sildim. Sonrada Berzan'a sarıldım.

"Özleyeceğim seni ufaklık. Abinle bende geleceğim yanına. Abin şuan üzüntüden pek konuşamasada merak etme dediklerini harfiyen uygulayacağız. Kendine ve yeğenime dikkat et. Anlaştık mı?" Başımı sallayıp son kez onlara bakarak evden çıktım.

Ne olacaktı şimdi? Bebeğim babasız mı kalacaktı? Kalsın! Bir şerefsize baba demesinden iyidir. Yakınlarda olan taksi durağına gidip havaalanına gitmek istediğimi söyledim. Evet gidiyordum. Artık yeni bir sayfa açacaktık bebeğimle birlikte. Temiz ihanetin, yalanın olmadığı bir sayfa...

GEÇMİŞTEKİ YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin