62. BÖLÜM

5.7K 175 17
                                    

"Baba?"

"Kim gelmiş?" Abime döndüm. Onunda beklemediği belliydi.

"Dede, baba? Ne işiniz var sizin burda?" Dedem cevap vermeden hemen içeri girdi.

"Ziyarete geldik oğlum ne var bunda." Babamda dedemin arkasından girdi. Babaannem yoktu.

"Hoşgeldiniz ne diyim. Geçin içeri." Hepsi içeri girerken abimle ben oldukça gergindik. Arkalarından bizde içeri girdik. Babamla Barlas bakışıyorlardı.

"Barlas bu babam, bu da dedem. Baba bu da Barlas eşim." Dedemin kötü bir şey söyleyeceğini anlayan abim hemen lafa girdi.

"Bizde tam yemeğe oturuyoduk. Geçin hadi." Susup herkes yerine oturdu.

"Niye gerildinki Esim?" Fısıldayan Barlas'a döndüm.

"Anlarsın birazdan." Ana yemeğe kadar her şey düzgünken dedemin lafa girmesiyle bütün sessizlik bozulmuştu.

"Esim dısarda yetiştin dedik töreleri bilmezsin dedik normaldir dediler ama ben senin kadarınıda görmedim. Kocanı boşadın bir ay geçmeden evlendin." Dedemin bu tarz cümlelerine kendimi hazırladığım için içerlememiştim.

"Miran beni aldattı dede. Ne yapsaydım. Her gece ihanetini bile bile koynunda mı yatsaydım. Bu mu senin tören." Burun kıvırdı.

"Erkek o. Canı ne isterse yapar. Sen hoş göreceksin." Sinirden ellerim titrerken abim cevapladı benim yerime.

"Dedee! Erkeği kadını yoktur bu işin. Adam olacak karısına sadık kalacak." Dedem abimi takmadan yine bana döndü.

"Ne o Esim, çabuk mu sıkıldın kocandan. Hoş o sıkılmış belliki. Senin yerine başka bir kadına gittiğine göre." Ağlamak istiyodum ama karşısında ağlamayacaktım.

"Demekki dede. Sıkılmış benden. Haklısındır belkide. Tutamamışım kocamı elimde değil mi? Yoksa onun gözü dışarı kayar mı hiç? Erkek sonuçta. Kadın hoşlayacak. Kadın kabullenecek. Kadın yapacak. Kadının suçu aldatılmak. Neyi yapamadım onuda söyle bari dede!" Bozulmuştu ama çaktırmadan devam etti sözlerine.

"Ben sana dedim. Bize uygun değilsin yapamazsın, istesende içimizden olamazsın dedim. Miran'da bunu anladı demek. İyi yaptıda kurtuldu senden. Yoksa bir ömür nasıl çekecekti. Bir de bebeni düşürmüşsün. O da hayırlı olmuş. Miran'ın sana bağlılığı kalmayacak." Daha fazla dayanamayacaktım. Burda durursam kesin katil olurdum. İnsana ölen bebeğiyle ilgili bu denir mi ya. Vicdansız!

"Her zaman büyüğüme saygılı olmuşumdur ama artık yeter. Sen benimle böyle konuşamazsın. Ölen bebeğim içinde bunları diyemezsin. Vicdansızsın sen vicdansız! İnşallah bir gün bana yaptığın bu muamele bir yerden çıkar." Sandalyemi devirerek kalkıp koşarak evden çıktım. Yalnız kalmak en iyisiydi. Sahile doğru koşmaya başladım.

BARLAS'TAN

Evde olanları Batu'yla şok olmuş izliyorduk. Kızın bize ağlayarak gelmeleri boşa değilmiş. Saygımdan susmuştum ama Esim'i ağlatan insanlara da saygı gösterecek değildim.

"Siz benim karımla böyle konuşamazsınız. Onu üzemezsiniz kıramazsınız ağlatamazsınız! O benim kıymetlimken siz onu hor göremezsiniz! Sakın ama sakın o kızı bir defa daha bakın uyarıyorum, bir defa daha ağlatırsanız sizi mahfederim. Tüm Mardin'e rezil ederim sizi." Dedesi çatık kaşlarla beni dinledikten sonra sessiz kaldı.

"Baran Esim nereye gitmiştir?" Baran yerine Batu cevap verdi.

"Sahile gitmiştir abi. Sakinleşmek için oraya gider." Başımla onaylayıp Batu'yla evden çıktık. Arabaya bindikten sonra arabayı sahile sürmeye başladım. Batu'nun da dediği gibi ordaydı.

"Sen arabada kal Batu."

"Tamam abi." Arabadan inip Esim'in yanına oturdum. Ağlamıyordu ama ağlamıştı. Bir şey demeden sessizce oturdum.

"Biliyor musun bazen ölmeyi çok istiyorum. Yaşıyorum ama nedeni yok. Sürekli canımı acıtıyorlar. Bir değil iki değil... çevremede çok yararım yok. Atsam kendimi bir yerden siz dışında kaç kişi üzülürki? Eminim dedem ben öldüm diye kına yakar." Çok üzülmüştü belliki. Haklıydıda. Kolumu omzuna atıp kendime çektim. O da beklemeden kollarını belime sardı.

"Onların inadına güçlü olman gerekiyor Esim. Kimse seni senden daha iyi anlamaz. Ben bile. Ama sakın intihardan ölümden bahsetme. Yaşayamam bende gelirim arkandan. Bundan sonrada senin o eve gitmeni yasaklıyorum. Abinle bizde görüşürsünüz. Dayanamıyorum kızım üzülmene, tek bir damla göz yaşına. Ben senin gülmeni seviyorum. Ağlayınca kalbim acıyor." Başını kaldırıp bana baktı. Gözleri dolmuştu.
"Denerim. Senin için." Gülümseyip saçlarını koklayarak öptüm.

"Senin ailen ben, Batu, abin, annem ve babam birde Berzan." Tekrar bana baktı.

"Babam?" Sıkıntıyla iç çektim.

"Esim. Babana ısınamadım. Bugün deden o kadar şey derken sadece sustu. Sen gittikten sonra ben bile bir sey dedim ama baban yine sustu." Üzüntüyle başını indirdi.

"Haklısın. Zaten hiç bir zaman koruduğunu görmedimki." Diyecek bir seyim kalmamıştı.

"Hadi Batu arabada bekliyor. Gidelim artık." Arabaya doğru ilerlerken Batu arabadan inip kollarını açtı. Esim hiç bekletmeden koşup kollarını boynuna doladı. Batu'da onu sıkıca sardı. Bazen bu ikiliyi ölümüne kıskansamda kardeşten öte olmadıklarını bildiğim için içim rahattı.

"Hadi artık eve gidelim. Yarın şirkete gideceğiz." Esim bana döndü.

"Benimde gelmem konusunda kararlı mısın?"

"Bu konuyu daha önce konuştuk Esim." Omzunu silkti.

"İyide hayatım benim zaten bir işim var. Hamileyken bıraktım ama şimdi orda çalışabilirim." Ne işiydiki o? Ben bilmiyorum.

"Ne işi?" Gülümsedi.

"Abim beni şirketin yarı ortağı yaptı." Şaşırmıştım tabikide. Sonuçta yarısını yeni tanıdığın birine vermek kolay değildir.

"Olsun Esim sen yinede benimlesin. Hem şirket benim olduğuna göre oranında yarısı senin demektir." Gözleri iyice açıldı.

"Barlas saçmalama. Yarısı benim falan değil." Omzumu silktim. Benim yerime Batu açıkladı.

"Evli olduğunuz için abimin olan her şeyin yarısı senin." Hemen itiraz etti tabi.

"Ya bir şey falan imzalatın. İstemiyorum ki ben yarısını falan. Zaten sonradan geldim herkesin yarı malına konmuş gibi oldum." Kaşlarımı çattım.

"Öyle bir şey yok. Neyse bu konuyu kapatalım artık eve gidelim. Uykum geldi." Bir şey diyecekken Batu'nun arabaya bindirmesiyle sustu. Zaten susmasaydı kavga çıkacaktı.

"Barlaas.. uyudun mu?" Ona döndüm.
"Noldu?" Omzunu silkip dudak büzdü.

"Sırtını dönme bana. Üzülüyorum." Derin bir nefes alıp sırtımı başlığa yasladım. Esimide kollarımın arasına alıp saçlarını öptüm. Bunu yapmayı çok seviyordum.

"Ben sana niye kızgın kalamıyorum acaba?" Yine omzunu silkti. Gülümsedim onun bu hareketine.

"Böyle mutlu musunuz Esim Hanım?" Kıkırdayıp cevap verdi.

"Hemde çok mutluyum." Küçük bir kahkaha atıp aşağı kaydım. Esim'i de sıkıca sarıp gözlerimi kapadım. Esimle geçen her gecem benim en huzurlu gecem oluyordu. Bu kadın benim her şeyimdi.

GEÇMİŞTEKİ YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin