14. BÖLÜM

7.3K 255 13
                                    

'Gitti' bu kelime sürekli beynimde dolaşıyordu. Beni bitiren kelimeleri söyleyeli ne kadar oldu bilmiyorum ama sanki girdiğim transtan çıkamıyordum.

Gitmişti. Haber vermeden gitti. Ne yapacaktım şimdi ben? Tekrar gülebilecek miydim? Bu sefer beni kim döndürecekti hayata? Bu benim kaçıncı terkedilişim? Daha kaç kişi hayatıma girip çıkacaktı?

"Esim! Esim!" Batu'nun sarsmalarıyla girdiğim transtan çıktım.

"Nereye?" dedim. Gerçekten, nereye gitmişti?

"Anlatacağım Esim. Önce bir sakinleş."

"Sakinim ben Batu." Derin bir iç çekip anlatmaya başladı.

"Dün hayvanat bahçesinde bir telefon gelmişti, görmüşsündür ama neyse. O telefon Ebru'dandı. Ebru, abimi aldatan kız varya o işte. Abime kanser olduğunu söylemiş hatta inanması için fotoğrafını göndermiş. Kemoterapi yüzünden saçları dökülmüş, teni solgunmuş, gözlerini zaten söylememe gerek yok. Abimi son isteği olarak yanına çağırmış. Abim de fotoğraftaki halini görünce dayanamamış tamam demiş. Dün seninle bu yüzden değişik konuşuyordu. Abim bugün sabah İngiltere'ye Ebru'nun yanına gitti." Eski sevgilisine gitmiş! Onu aldatan eski sevgilisine!

"Ebru onu aldattı..." dedim güçsüz sesimle. Batu acıyla yüzünü buruşturarak

"Evet, aldattı! Benim gerizekağlı abim, eski günlerin hatrına onun yanında olmaya gitti! Eski günlerin hatrına seni terketti! Bizi terketti..." dedi. Batu'nun gözünden bir damla yaş düştü. İşte o zaman anladım ki Barlas bir daha gelmeyecek. Gelirsede hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Şuan ne Batu'yu teselli edecek gücüm var, ne de kendimi kandıracak. İkimiz de ağlıyorduk. Köşede ki masada olmamız kimsenin dikkatini çekmiyordu. Ama daha fazla burada duramazdım. Ayağa kalkıp çıkışa ilerlemeye başladım.

Okuldan çıktığımda amaçsızca yürümeye başladım. Nereye gittiğimi bile bilmiyorum. Gözlerimden yaşlar durmaksızın akıyor.

Ne kadar yürüdüğümü bilmiyorum ama ayaklarım beni sahile getirmişti. Bir banka oturup saatlerce denizi izledim. Hava kararmaya yakın banktan kalkıp otobüs durağına yürüdüm. Artık ağlamaktan gözlerim acıyordu. Ama bir türlü durduramıyordum. Otobüse bindiğimde insanlar bana garip bakışlar atıyordu. Ama ben bunların hiçbirini önemsemiyordum. Çünkü zihnim doluydu. Aklımda sürekli Barlasla beraber geçirdiğimiz zamanlar vardı.

3 YIL SONRA

Barlas gideli üç yıl olmuştu. Başlarda pişman olup döner diye beklesem de dönmemişti. Zaten artık dönse de birşey olmaz. Ben onu unutalı çok oldu. O önce gülümsemeyi öğretip sonra da o gülümsemeyi silmişti. Ve bana bunları çok acı bir şekilde yaşatmıştı. Başka biri için gitse bu kadar koymazdı da, işte onu önceden aldatan bir kadın için gitmesi çok koydu. Öyle böyle derken kendimi toparladım. Batu'yla gittiğimiz üniversiteden başka bir üniversiteye geçiş yapmıştım. Haftaya okul hayatımdan mezun oluyorum. Biraz dinlendikten sonra kendi kliniğimi açmayı düşünüyorum. Kliniğimi açana kadar yetecek param var. Okul hayatım boyunca çalışmıştım. Barlas gittikten sonra Batu'nun ısrarlarına rağmen istifamı verip başka bir şirkete geçmiştim.

Telefonumun çalmasıyla daldığım düşüncelerimden sıyrıldım. Arayan Batu'ydu. Yüz yüze görüşmüyorduk ama arada birbirimizi arayıp hal hatır soruyorduk.

-Batu?

-Esim, nasılsın?

-Aynı, sen?

-Bende iyiyim. Haftaya mezuniyet törenin var.

-Evet?

-Esim bizimle yüz yüze görüşmüyor olabilirsin ama mezuniyet gününde yanında olmak istiyoruz.

GEÇMİŞTEKİ YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin