37. BÖLÜM

6.5K 219 4
                                    

   Konuşmak isteyip istemediğimi açıkçası bilmiyordum. Ama abim için konuşmak zorundaydım. Abim için!

"Konuşalım" deyince odamdaki koltuğa oturup yanına oturmamı bekledi. Yanına oturmak yerine yatağıma oturup konuşmasını bekledim.

"Biliyorum geçmişi değiştiremem. Ama öyle bir imkanım olsaydı emin ol şuan daha başka bir durumda olurduk. Biliyorum daha önce de söyledim bunları.

Ben o kadınla evlenmek istemedim. Sırf anne baba baskısı yüzünden zorla evlendirildim. Belki itiraz etmem gerekirdi. Ama yapamadım. O zamana kadar baba himayesinde yaşamışken babama karşı gelemedim.

Sizi gerçekten aradım. Seni, anneni bulabilmek için babamdan gizli bir sürü adam tuttum. Ama annen öyle bir saklanmıştı ki bırak sizi bulmayı, yaşadığınıza dair bir iz bile bulamadık.

Bu yaşıma kadar, bir dakikam bile seni düşünmeden geçmedi. Hep aklımın bir köşesindeydin. O yeşil gözlerin hep aklımdaydı. Ben hep seninle baba kız olabilmenin hayalini kurdum. Büyümüş halini düşledim. Biliyor musun? Düşlediklerimden daha güzelmişsin.

Seni ilk gördüğüm an içim titredi biliyor musun? Sizi o gün, annenle kavga ettikten sonra bırakıp Mardin'e geldiğime lanet ettim. Senin bana olan her nefret dolu bakışlarında diri diri mezara girdim. Elimi uzatsam kaybolacaksın zannettim.

Belki beni affetmeni sağlamaz ama sana bunu vermek istiyorum." Elini cebine sokup zümrüt taşıyla işlenmiş bir bileklik çıkardı.

"Bu annenindi." Gözlerine baktım. Dolu doluydu.

"Bu bilekliği annene sen doğduğunda takmıştım. Sen üç yaşlarındaydın. Akşam seni parka götürdük. Bu bileklikte annenin bileğindeydi. Annen seni sallarken bir yere takıp kopçasını kırmıştı. Çok üzülmüştü o gün. Bende alıp cebime atmış tamir ettirebileceğimizi söyleyerek anneni teselli etmiştim.

Ettirdim de ama annene vermek bir türlü nasip olmadı işte. Demek ki sana nasipmiş." Yanıma gelip O da yatağa oturdu. Bileğimi tutup kucağına çekerek bilekliği taktı. Bu benim için çok değerliydi. Annemden kalmıştı, bir zamanlar annemde takmıştı. Gülümsedim. Hem ağlıyor hemde gülümsüyordum.

"Özür dilerim kızım. Her şey için." Saçlarımdan öpüp ayağa kalktı. Kapıdan çıkmak üzereyken daha fazla dayanamayarak ayağa kalktım.

"Baba!" Hızlı adımlarla yanına gidip kollarımı boynuna sardım. Doya doya o özlediğim kokusunu içime çektim. O da beni sımsıkı sarmıştı.

"Kızım!"

"Seni affetmek için zamana ihtiyacım var."

"Olsun... sonunda affedeceksen..."

Babamla olan duygusal olayımızdan sonra kendimi toplayarak abimin odasına girdim.

"Az daha uyuyacaktım Esim. Nerde kaldın?" Yanına gidip kollarının arasına girdim. Üzerimizi de örtünce cevap verdim.

"Babamla konuşuyorduk." Biran durduktan sonra tekrar konuşmaya başladı.

"Ne konuştunuz?" Bileğimdeki bilekliği gösterdim.

"Bana annemin bilekliğini verdi. Onu affedeceğimi ama biraz zamana ihtiyacım olduğunu söyledim." Beni daha sıkı sarıp

"Çok güzelmiş" dedikten sonra birşey söylemedi.

"Birşey mi oldu abi?" Derin bir nefes aldı.

"Anneni hatırlatan bir şeylerin olması çok güzel. Biliyor musun? Benim annemin bir resmi bile yok." Yatakta abime doğru döndüm. Düşünceliydi.

GEÇMİŞTEKİ YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin