64. BÖLÜM

5.4K 184 32
                                    

"Ağlama artık Esim. İçin dışına çıktı be güzelim yapma." Omzumu silktim. Bende ağlamak istemiyorum ama engel olamıyordumki.

Ağlamamın dinmeyeceğini anlayan Barlas beni kucağına alıp odamıza çıkarttı. Yavaşça yatağa yatırıp kendide yanıma uzandı. Tek kolunu başımın altından geçirip beni kendisine çekip diğer eliyle saçlarımı okşamaya başladı. Yatıştırdığını zannediyordu ama daha çok duygulanıyordum bu hareketiyle.

"Abini çağırmamı ister misin? Belki kendini daha iyi hissedersin."

"İstemiyorum Barlas. Tek kalmak istiyorum. Biraz beni yalnız bırakır mısın?"

"Hayır." Bir şey söylemeden sadece gözlerimi kapattım. Belki böyle daha çabuk dinerdi içimdeki acılar.

Bir kız çocuğunun hassas noktası babasıdır. Küçükken babasını taklit eder. Korunmak için babasına gider. Korktuğunda sığınağı babası olur. Peki ben? Benim babam yoktu ki. Hiç olmadı arkamda babam var diyebileceğim zamanlar. Korktuğumda korunmak istediğimde gidebileceğim bir babam olmadı. Hep bunun eksikliğiyle yaşadım ben. Büyüdüm. Artık babam var dedim. Aslında yine yoktu. Kendimi kandırmıştım çoğu zaman. Her zaman bir tarafım eksik olacak benim.

Bu düşüncelerle yavaş yavaş uykuya daldım.

"Esiim. Abicim kalk hadi." Gözlerimi açmaya çalışsamda açılmıyordu.

"Abicim gözlerini açar mısın?" Zorla biraz gözlerimi aralayıp abime baktım.

"Gel elini yüzünü yıkayalım birlikte." Başımı sallayıp elimi uzattım kaldırması için. Hemen elimi tutup sırtımdan destek verdi. Başta yalpalasamda abimden destek alarak düzelttim yürümemi. Banyoda abim  yüzümü yıkayıp başımı öptü. Yine destek vererek beni yatağa otutturdu.

"İyi misin abicim?" Başımı salladım.

"Iyiyim." Bakışlarım onu tedirgin etmiş olmalı ki endişeli bakıyordu.

"Olanları Barlas anlattı." Devam edecekken elimle durmasını işaret ettim.

"Abi, bu konu hakkında konuşmak istemiyorum." Üzgünce başını salladı.

"Sana kim haber verdi?"

"Barlas.."

"Anladım. Üzülme sen. Senin hayatında değişen bir şey olmadı." Kaşlarını çatıp uzun süre yüzüme baktı. Ama bir şey söylemedi.

"Barlas nerede?"

"Aşağıda annesi ve babasıyla oturuyor."

"Tamam bizde yanlarına gidelim hadi. İyiyim ben." Yine bana destek olup kaldırdı. Ayağa kalkınca onu kendimden uzaklaştırdım.

"Kendim yürüyebilirim." Yine sinirlenmişti ama bir şey söylemedi.

Aşağı indiğimizde hiçbir şey olmamış gibi gülümsemem herkesin yüzündeki endişeli bakışı yok etmişti.

"Nasılsınız?" Fırat babam cevap verdi.

"İyiyiz kızım sen nasılsın?"

"Daha iyiyim." Barlas'a baktım. O zaten bana bakıyordu. Gidip yanına oturdum hemen kolunun altına alıp başımı öptü. Bende iyice sokuldum yanına. Unutturuyordu bana çoğu şeyi kokusu. Bazen sebepsizce gülümsetiyordu.

"Söyleyelim mi?" Kulağına fısıldadım. Bana bakıp kocaman gülümsedi.

"Söyleyelim güzelim." Biraz daha gözlerime baktı. Çok güzel bakıyordu.
Daha fazla bakamayıp kaçırdım gözlerimi. Diğerlerine baktım gülümseyerek bakıyorlardı bize. Barlas direkt söze girdi.

"Size bir haberimiz var anne baba ve Baran." Herkes merakla bize bakarken Barlas elimi tuttu sıkıca.

"Bizim bir bebeğimiz olacak. Esim hamile." Önce hepsi şaşırdı. İlk şaşkınlıktan kurtulan annem oldu. Hemen yanımıza gelip bana sıkıca sarıldı. Bende ona sarıldım.

"Çok sevindim kızım. Hayırlı olsun. Sağlıklı bir şekilde kucağınıza alın inşallah." Gülümsedim.

"İnşallah annem." Sonra babamlada aynı sarılmayı yaptık. En sonda abimle sarıldık.

"Bu bebek sana çok iyi gelecek güzelim. Hayırlı olsun."

"Biliyorum abicim teşekkür ederim."

"Çok kıskandım ben tekrar sarılabilir miyim yenge." Batu'nun bu tavrı herkesi güldürdü. Ben yanına gidip kollarımı boynuna doladım. O da sıkıca belimi sardı.

"Bebeğinizin ismini ben koyacağım ona göre" diye fısıldadı kulağıma.

"Bakalım bi doğsunda." Gülümseyerek ayrıldı benden.

"Hadi o zaman hamile hamile daha fazla aç kalma kızım sofraya geçelim."  

"Aç değilimki ama" kaşlarını çatarak bana baktı.

"Sabahtan beri bir şey yemedin Esim. Nasıl aç değilsin?" Gitmeyeceğimi anlayan Batu omzumdan tutarak beni ilerletti. 

"Annemiz çok açmış yolu açın lütfen." Batu'nun bu yaptığı herkesi gülümsetmişti. Kimsenin daha fazla aklı kalmaması için uzatmadan sofraya geçtim.

  6 AY SONRA

Aşırı terlemem yüzünden tüm gece uyuyamamıştım. Uykusuzluk artık beni dayanılmaz hale getirmişti. Yatakta dönmelerim yüzünden Barlas uyanarak sırtını başlığa yasladı.

"Günaydın. Yine mi uyuyamadın güzelim." Başımla onaylayıp dudak büzdüm.

"Sıcak bastı yine, seni de uyandırmak istemedim. Barlas geceleri klimayı açsak mı?"

"Olmaz hayatım. Klima hasta eder 7. Ayında hasta olmak istemezsin değil mi?" Başımla onaylayıp ofladım.

"Doğuma kadar böyle mi olacak peki? Ben hiç uyuyamayacak mıyım?" Biraz düşündükten sonra gülümseyerek bana döndü.

  "Tabikide uyuycaksın. Batu'nun odası yaz kış çok serin oluyor.  Yeğeni için odasını değiştirmeyi kabul eder diye düşünüyorum."

"Evet evet. Geçelim oraya. Ama şimdi birazda olsun uyumam için klimayı açabilir miyiz?" Halime acıyan Barlas sonunda kabul etmişti. Beni kolunun altına alıp başımı öptü. Yan tarafta duran kumandayla klimayı açtıktan sonra diğer elinide karnıma koydu. 7. Ayımda olduğum için karnım haliyle çok büyümüştü ve bu da Barlas'ın hoşuna gidiyordu. Gözlerimi kapattım. Günler sonra gündüz de olsa rahat bir uyku uyuyacaktım.

"Esim. Hayatım telefonun çalıyor." Yarım gözlerle telefonu alıp açtım.

"Efendim?" Sesim neyseki normal çıkmıştı.

"İyi günler Esim Yılmaz ile mi görüşüyorum?"

"Evet buyrun?"

"Esim Hanım ben avukat Doğan Aslan. Rıfat Sarı dün gece ceza evinde ölü olarak bulundu. Sizin davanıza ben bakmıştım. Bilmeniz gerekiyor diye düşündüm."

"Ta-tamam haber verdiğiniz için teşekkürler." İyi mi olmuştü kötü mü? O pislik ölmeyip sürünmeliydi. Peki kim yapmıştı bunu. Aklıma gelen kişi değildir umarım.

GEÇMİŞTEKİ YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin