60. BÖLÜM

6.1K 165 7
                                    

"Aferin Esim. Kaybolmayı nasıl beceriyosun. Halbuki fazlada uzaklaşmamıştım." Evet kendi kendime konuşuyordum. Canımın lahmacun çekmesine daha fazla dayanamayarak evden çıkmıştım hatta lahmacunumuda yemiştim ama bir türlü evi bulamıyordum. Telefonda evde kalmıştı. Evden ayrılalıda epey olmuştu.

Biraz daha etrafa bakındığımda tanıdık bir şey görmek istemiştim ama maalesef her şey istediğimiz gibi olmuyordu.

"Oğlum ne yapacağız biz şimdi. Birine mi sorsak?" Arabayı durdurup birine soracaktım ki abimin evini görmemle devam ettim. Evet bu sokağı bulduğuma göre kendi evimide bulabilirdim tabi.

Yaklaşık yarım saat geçtikten sonra nihayet eve gelebilmiştim. Karşılaştığım görüntüde pek iyi değildi. Barlas evin önünde durmadan volta atıyordu. Endişelenmişti. Arabanın ışığı yüzüne vurunca durdu ve arabaya döndü. Hızla bana doğru gelirken bende arabadan indim. Yanıma gelince beni kendine çekip sıkıca sarıldı.

"Esim! Öldüm meraktan kızım. Sen o telefonu niye yanına almazsınki. Başına bir şey geldi sandım." Hala sımsıkı sarılması bunu kanıtlıyordu zaten.

"Barlas sakin ol. Sadece karnımı doyurdum ama sonra kayboldum. Anca bulabildim evi."

"Kayıp mı oldun? Nereye gittin sen kaybolacak kadar? Esim ilk işin numaramı ezberlemek olacak." Başımı boynuna gömdüm.

"Tamam hayatım." Biraz gevşerken hafif uzaklaşmıştı.

"Ben alacağım bundan sonra canın ne çekerse." Yüzüm asılmıştı. Kırgındım ona bu konuda. Hemen yüzümü düzelttim.

"Yok teşekkür ederim. Ben gider alırım canım çektiğinde. Ya da yarın abimler geliyor onlardan isterim." Omuzları çöktü. Üzüntüyle bana baktı.

"Esim ben özür dilerim. Sadece yanından ayrılmak istemiyorum. Biliyosun onca sene ayrı kaldık korkuyorum. Yine aynı şeyler olacak diye. Hem bundan sonra senide yanımda şirkete götüreceğim. Hiç ayrılmayalım sürekli gözümün önünde dur." Gözlerimi açıp şaşkınca ona baktım.

"Saçmalama Barlas. Hamileyim ben yorulurum." Gülümsedi.

"Güzel karım odamdaki koltuk yeterince rahat sen endişelenme." Anlımı öpüp derin bir nefes aldıktan sonra beni içeri yönlendirdi.

"Ben ne yapacağım seninle?" Güldü.

"Sevsen yeter karıcım." Bende güldüm. Seviyordumki zaten.

"Barlas ben uyumak istemiyorum sürekli buraya geliyoruz yaa." İtirazıma gülüp kolunu belime sararak beni kendine yaklaştırdı. Dudağıma bir öpücük kondurup anlını anlıma yasladı.

"Ne yapayım güzelim. Çok özlüyorum seni. Yanındayken bile. O yüzden hep yalnız kalalım istiyorum. Sürekli yanımda ol kokun sürekli yakınımda olsun istiyorum. Oğlum hep elimin altında olsun istiyorum." Yaaa.. ama ben bunu yerimki. Başımı boynuna gömüp kokusunu içime çektiktekten sonra öpüp geri çekildim.

"Ben bundan sonra yanındayım. Gitmek yok. Ayrılmak yok. Hep birlikte olacağız. Söz veriyorum." Gülümseyerek burnunu saçlarıma gömdü. Derin bir nefes alınca kıkırdadım.

"Sende amma seviyomuşsun kokumu." Güldü.

"Kokun oksijenim diye boşuna demiyorum be güzelim."

"Seni seviyorum." Boynumu öptü.

"Bende sizi çok seviyorum güzelim."

"Ama aşağı inelim değil mi hayatım. Annenlere ayıp olacak." Omuz silkip beni yatağa yatırdı. Kendide uzandıktan sonra beni göğsüne çekti.

GEÇMİŞTEKİ YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin